Logo

9. Hukuk Dairesi2023/16570 E. 2024/572 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin, eş durumu mazereti nedeniyle başka bir ile tayin talebinin reddinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23. madde hükmü gereğince sürekli işçi kadrosuna geçenlerin çalıştıkları teşkilat ve birimde istihdam edilmelerinin öngörülmesi ve toplu iş sözleşmesi hükmünün KHK hükmüne aykırı olarak uygulanmasının mümkün olmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3324 E., 2023/1963 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 23. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/1241 E., 2022/209 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı asıl dava dilekçesinde; eş durumundan dolayı yapmış olduğu 06.09.2021 tarihli nakil-tayin talebinin, davalı İdarece haksız ve dayanaksız, hukuka açıkça aykırı olarak 28.09.2021 tarihli karar ile reddedildiğini, kendisinin Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı bünyesinde 01.04.2018 tarihinden itibaren 4/D sürekli işçi statüsünde görev yaptığını, eşi Şeyma Uğur 'un ise Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Erzurum ili Aziziye ilçesi Eskipolat Ortaokulu'nda zorunlu atamaya tâbi sözleşmeli öğretmen olarak görev yaptığını, bu suretle aile bütünlüğünün olumsuz etkilenmemesi amacıyla eşinin görev yaptığı Erzurum ilindeki Adalet Bakanlığına bağlı uygun görülen kuruma nakil-tayin atamasının yapılmasını talep etmiştir.

2. Davacı asıl 21.12.2021 tarihli dilekçesi ile; 17.11.2021 tarihli dilekçe ile açılan davadaki talebini 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 83 ila 90 arası maddeleri gereği "Kamu işvereni ... (Personel Genel Müdürlüğünün)'nın 28.09.2021 tarih ve E-32992892/12133/20216 sayılı işlemin iptali istemlidir" şeklinde düzeltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 06.09.2021 tarihli dilekçesi ile, aile birliği mazereti nedeniyle Erzurum Adliyesinde, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinde veya Erzurum Bölge İdare Mahkemesinde geçici olarak görevlendirilme talebinde bulunduğunu, her ne kadar davacı dilekçesinde, ... ile Koop-İş Sendikası arasında 27.08.2021 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin 13 üncü maddesinde "işveren tarafından gerekli hallerde işçilerin aynı işverene bağlı ve il sınırı dışındaki iş yerlerine nakledilmeleri veya görevlendirilmeleri mümkündür" hükmüne yer verilmiş ise de, ... Personel Genel Müdürlüğünce değerlendirildiğini ve Devlet Personel Başkanlığının 26.06.2018 tarihli, 4437 sayılı yazısında; 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 sayılı KHK) 127 nci maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında sürekli işçi kadrolarına geçirilen personelin, anılan maddenin birinci fıkrasında öngörülen şartları taşıdıkları sürece çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde çalışması gerektiği belirtilerek, sürekli işçi olarak görev yapan personelin başka bir adliyeye naklen atanmasına imkân bulunmadığı hususu dikkate alındığında davacının talebinin uygun görülmediğini, sürekli işçi olarak görev yapan personelin Devlet Personel Başkanlığının görüş yazısı doğrultusunda başka bir adliyeye naklen atanması imkânı bulunmadığını, bu nedenle davacının taleplerinin İdarece uygun görülmediğini, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, davacının taleplerinin müvekkili Bakanlık açısından dayanağı bulunmadığını savunarak haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 04.12.2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı KHK ile bu KHK uyarınca 01.01.2018 tarihli ve 30288 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Usul ve Esaslar'da, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerine dayalı sözleşmeler kapsamında çalıştırılanların, sürekli işçi kadrolarına veya mahalli idare şirketlerinde işçi statüsüne geçirilmesine ilişkin düzenleme ve açıklamalar yapıldığı, 696 sayılı KHK 'nın 127 inci maddesiyle 375 sayılı KHK' ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında sürekli işçi kadrolarına geçirilen personelin, anılan maddenin birinci fıkrasında öngörülen şartları taşıdıkları sürece çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde çalışması gerektiği hükmüne yer verildiğinden davacının talebi Mahkemece yerinde görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı asıl istinaf dilekçesinde; 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın (Anayasa) "Ailenin Korunması" başlıklı 41 inci maddesinde aynen; "Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar." denildiğini, Anayasa'nın 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında, herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, son fıkrasında ise devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğunun ifade edildiği; 41 inci maddesinde, ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ve Devletin, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alacağının belirtildiği; 90 ıncı maddesinin son fıkrasında ise usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu, bunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı, usulüne göre yürürlüğe konulmuş ... hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı hükmüne yer verildiğini, 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 16 ncı maddesinde de "Aile, cemiyetin tabii ve ... unsurudur; cemiyet ve Devlet tarafından korunmak hakkını haizdir." hükmünün kurala bağlandığını, Anayasa hükmü ve milletlerarası sözleşmeler ile Devlete, ailenin korunması, huzur ve refahının sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması ve teşkilatların kurulması konusunda yükümlülükler yüklenmiş olup aile bireylerine, huzur içinde bir arada yaşayabilme imkânının sunulması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında 696 sayılı KHK hükümlerine göre kadroya alınan işçinin naklen atama talebinde bulunma ... olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunduğu, aile birliğinin korunması ilkesinin, sosyal ve ekonomik hak ve ödevlerin en önemlilerinden bir tanesi olup bu önemine binaen Anayasa'nın 41 inci maddesinin Devlete, aile birliğini korumak, huzur ve refahını sağlamak ve bu konuda gereken tedbirleri almak konusunda bir yükümlülük yüklediği, Anayasa’nın “Ailenin Korunması” kenar başlıklı 41 inci maddesinin ailenin korunması açısından iki önemli açılımından ilkinin, yapılan değişiklikle eşler arası eşitliğin anayasal güvenceye kavuşturulması olduğu, değişiklik gerekçesinde kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik düzenleme getirme amacının vurgulandığı, diğerinin ailenin huzur ve refahının korunması için Devlete gerekli tedbirleri alma görevinin yüklenmesi olduğu, Anayasa'nın 13 üncü maddesinin gerekçesinde, ailenin sosyal yapısının ve millet hayatında oynadığı rolün, onun korunması yolunda bir hükmün Anayasa’da yer almasını zorunlu kıldığının belirtildiği, insan hakları öğretisi ve İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında, hak ve özgürlüğe sahip olmanın kural, bunlara müdahalenin ise istisna olduğunun belirtildiği ve istisna hükümlerinin dar, hakları koruyucu ... kuralların ise geniş yorumlanması gerektiği vurgulandığından, 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesinin “Sürekli işçi kadrolarına geçirilenler, birinci fıkrada öngörülen şartları taşıdıkları sürece ve çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde geçiş işlemi yapılmadan önceki ihale sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere istihdam edilebilir.” şeklindeki hükmün kadroya alınan işçinin yaptığı işi yapmaya devam etmesi, daha alt bir görevde çalıştırılmaması amacıyla işçiyi korumak amacıyla konulmuş bir hüküm olup işçi aleyhine yorumlanamayacağı, Türk Dil Kurumuna göre teşkilat kelimesinin “Bir kurum içerisinde farklı hizmetler sunan bölümlerden her biri, departman”, birim kelimesinin ise “Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri” olarak tanımlandığı, davacının eşi Şeyma Uğur'un Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Erzurum ili Aziziye ilçesi Eskipolat Ortaokulunda zorunlu atamaya tâbi sözleşmeli öğretmen olarak görevini yaptığı, bu suretle aile bütünlüğünün olumsuz etkilenmemesi amacıyla eşinin görev yaptığı Erzurum ilindeki Adalet Bakanlığına bağlı uygun görülen kuruma nakil-tayin atamasını talep ettiği ancak talebinin reddedildiğini iddia ederek nakil talebinde bulunduğu, mahkemelerce idareyi eylem ya da işlem yapmaya zorlayacak işlem yapılması mümkün olmayıp ancak bakanlık işleminin hukuka uygun olup olmadığı konusunda tespit yapılması mümkün olduğundan tüm bu açıklamalar ışığında, davacı Ankara Bölge İdare Mahkemesinde çalıştığını bildirdiğinden 375 sayılı KHK hükümlerine göre davacının kadroda bulunduğu tüm süre boyunca "... teşkilatı içinde, Bölge İdare Mahkemesi biriminde çalıştırılması zorunludur" şeklinde yorumun çalışma hürriyeti, aile bütünlüğünün korunması ve hukuki ... ilkelerine uygun olacağı, yasal düzenlemenin amacını aşar şekilde “aynı il hudutları içinde çalışması gerektiği” şeklinde yorumlanmasının doğru olmadığı, işverenin yönetim ... kapsamında, kadro durumunun müsait olmaması ya da davacının çalıştığı yerde hizmetine ihtiyaç olması gibi sebeplerle talebin reddi ... olduğu, bu durumda davacının naklen atanma talebinin reddine dair işlemin iptali için açılan davanın reddi hatalı olmakla birlikte mahkemelerce işverene belli bir eylemde bulunması yönünde karar verilmesi mümkün olmayıp sadece yapılan işlemin hukuka aykırılığının tespiti ile yetinilmesi ilkesi gereği, davacının “Kamu işvereni ... Personel Genel Müdürlüğünün 28/09/2021 tarih ve E-32992892/12133/20416 sayılı işlemin iptali” talebinin yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek “... Personel Genel Müdürlüğünün 28/09/2021 tarih ve E-32992892/12133/20416 sayılı işleminin hukuka uygun olmadığının TESPİTİNE” karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Devlet Personel Başkanlığının 26.06.2018 tarihli ve 4437 sayılı yazısında; 696 sayılı KHK' nın 127 nci maddesiyle 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında sürekli işçi kadrolarına geçirilen personelin, anılan maddenin birinci fıkrasında öngörülen şartları taşıdıkları sürece çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde çalışması gerektiği belirtilerek sürekli işçi olarak görev yapan personelin başka bir adliyeye naklen atanmasına imkân bulunmadığı belirlendiğinden işlemin iptaline yönelik hükmün hatalı olduğunu, İdarenin hatalı ve eksik bir işlemi söz konusu olmayıp yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması gerektiği istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, eş durumu mazereti nedeniyle başka bir ile tayin talebinin reddine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin (D) fıkrası, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde.

3. Dairemizin 20.03.2023 tarihli ve 2022/18455 Esas, 2023/4061 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Aile birliği mazereti nedeniyle Ankara'dan Erzurum'a naklini talep eden davacının, 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçtiği ve sürekli işçi kadrosunda görev yaptığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemesince davacının nakil-tayin talebinin reddine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğunun tespitine karar verilmiş ise de 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü maddede yer alan "....sürekli işçi kadrolarına geçirilenler, birinci fıkrada öngörülen şartları taşıdıkları sürece ve çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde geçiş işlemi yapılmadan önceki sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere istihdam edilebilir." hükmüne göre davacının başka bir ile veya bölgeye nakli mümkün değildir.

3. Belirtmek gerekir ki somut olayda KHK hükmünün emrediciliği karşısında 27.08.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesinin 13 üncü maddesindeki "işveren tarafından gerekli hallerde işçilerin aynı işverene bağlı ve il sınırı dışındaki iş yerlerine nakledilmeleri veya görevlendirilmeleri mümkündür" hükmünden yararlanılması da mümkün değildir.

4. Açıklanan sebeplerle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.