Logo

9. Hukuk Dairesi2023/16581 E. 2023/19866 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belirli süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedilmesi nedeniyle işçinin bakiye süre ücreti ve bu ücrete uygulanacak faiz türü ile ilgili tazminat talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Bakiye süre ücreti tazminatının hesabında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 438. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, işçinin iş sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelirin mahkemece araştırılarak tazminattan indirilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1053 E., 2023/264 K.

DAVA TARİHİ : 28.05.2019

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalıların istinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/165 E., 2021/138 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalılar vekillerinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.12.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... geldi. Davalılar adına gelen olmadı.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Red Star Havacılık AŞ bünyesinde davalı Şirkete ait olan Gaziantep Havalimanında bulunan istasyonda tam zamanlı doktor olarak 13.06.2018 tarihinde çalışmaya başladığını, aylık ücretinin net 8.500,00 TL olduğunu, davalı Şirketin sigorta primlerini son iki ay eksik yatırması üzerine konunun Bakanlığa intikal ettirileceğini söylemesi üzerine 14.03.2019 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davalı ... Bakanlığının üst işveren konumunda olduğunu, iki davalı arasında alt işveren asıl işveren ilişkisinin bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu, sözleşme süresi dolmadan iş sözleşmesi feshedilmiş olduğundan bakiye süreye ilişkin ücret alacağının bulunduğunu, ayda 10 gün günde 24 saat çalıştığını, fazla çalışma ücreti verilmediğini, ulusal bayram ve genel tatillerde de çalıştığını, ancak ücret verilmediğini belirterek ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile bakiye süre ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; diğer davalının Gaziantep ilinde yürüttüğü bir projesinde davacının istihdam edildiğini, davalı Bakanlığın müvekkili Şirkete projenin Gaziantep ilindeki sürecinin tamamlanmasını bildirmesi üzerine davacının da iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde hukuka aykırılık olmadığını, belirli bir iş için kısmi çalışma süresi ile istihdam edilen davacının ihbar tazminatı talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkili Bakanlık arasında bir iş ilişki bulunmadığını, müvekkili İdarenin malzeme dâhil genel bir kısım işlerin yerine getirilmesini kanunlar uyarınca ihale yoluyla ihaleyi kazanan gerçek ya da tüzel kişiler yoluyla sağladığını, işçi almakta veya çıkarılmasında müvekkili İdarenin herhangi bir inisiyatifi bulunmadığını, bu nedenle söz konusu davanın davalı Bakanlık yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işverene ait işyerinde 13.06.2018-14.03.2019 tarihleri arasında çalıştığı, davacı işçinin ücretinin brüt 8.923,76 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olarak imzalandığı, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesi olduğundan sözleşme süresinden önce haksız olarak sona ermiş olsa dahi kanunda aranan şartlar oluşmadığından davacının ihbar tazminatı talebinin reddedildiği, iş sözleşmesi haksız olarak feshedilen davacının bakiye süre ücreti alacağına hak kazandığı, ancak bilirkişi tarafından düzenlenen 06.10.2021 tarihli raporda bakiye sürenin tamamı üzerinden hesaplama yapıldığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereği bakiye süreden kaynaklı tazminatının 6 aylık ücretten fazla olamayacağı, davacının 6 aylık ücreti hesaplanarak ilgili maddede geçen hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar olarak %10 indirim yapıldığı, dosya kapsamından ve tanık anlatımlarından davacının fazla çalışma yaptığı ve genel tatil günlerinde çalışmalarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında 4 yıl süreli iş sözleşmesi yapıldığını, iş sözleşmesinin 9 ay sonra haklı bir neden olmadan feshedildiğini, tüm bakiye süre ücretine hükmedilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin temerrüt tarihi olması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Bakanlık vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, bakiye süre ücretine hak kazanamayacağını, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunmadığını, bakiye süre ücretine en yüksek banka mevduat faizinin uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı Şirket vekili istinaf dilekçesinde; diğer davalının, müvekkili Şirkete projenin Gaziantep ilindeki sürecinin tamamlanmasını bildirmesi sonucu davacının iş sözleşmesinin devam ettirilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili Şirketçe fesih gerekçesinin açıkça ifa imkânsızlığına dayandığını, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, bakiye süre ücretine hükmedilemeyeceğini, uyuşmazlık konusu iş sözleşmesinin belirli bir proje süresi ile sınırlı olmak üzere düzenlenmiş olduğundan bu sürenin azami süre niteliğinde olduğunu, azami süreli iş sözleşmeleri azami sürenin sonunda kendiliğinden sona erdiği için belirli süreli, azami süre içerisinde ihbarlı fesih hakkı bulunması nedeni ile de belirsiz süreli iş sözleşmesinin özelliklerini taşıdığını, bu kapsamda belirlenen azami sürenin dolmasına kadar belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine tâbi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının Gaziantep'te konuşlandırılan ambulans uçak işyerinde doktor olarak 13.06.2018 -14.03.2019 tarihleri arasında 9 ay, 1 gün süre ile çalıştığı, yüklenici davalı Şirket tarafından Gaziantep ili sınırları içerisinde uçuş üssü kalmadığından ihale kapsamı işle ilgili istihdam fazlası gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davacının iş sözleşmesini feshettiği, yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı, 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi gözetilerek bakiye süre ücretinin belirlenmesi ve belirlenen ücretten %10 takdiri indirim yapılmasının yerinde olduğu, davalı daha önce temerrüde düşürülmediğinden dava ve ıslah tarihinden faiz yürütülmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak bakiye süre ücretine yasal faiz işletilmesi gerekirken mevduat faizine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplere ilaveten bakiye süre ücreti tutarında tazminata yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının bakiye süre ücreti tutarında tazminata hak kazanıp kazanmadığına ve bakiye süre ücreti tutarında tazminatın hesaplanmasına ve tazminata işetilecek faizin türüne ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi,

2. 6098 sayılı Kanun'un "b. Haklı sebebe dayanmayan fesihte" kenar başlıklı 438 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şu şekildedir:

"İşveren, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhâl feshederse işçi, belirsiz süreli sözleşmelerde, fesih bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir.

Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan indirilir."

3. Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/4763 Esas, 2022/5449 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Kanun’un 438 maddesinin birinci fıkrasında “... belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir.” hükmü; ikinci fıkrasında da belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelirin tazminattan indirileceği hususu düzenlenmiştir. Bu kapsamda; işçinin, başka bir işten elde ettiği gelir ve bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılmalı, işin yapılmaması ve işyerine gidip gelinmemesi sebebiyle işçi tarafından yapılmayan giderler de belirlenerek (işçinin kendi arabası ile gidip gelmesi, toplu taşıma ile gidip gelmesi gibi) indirim yapılmalıdır. Bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat cezai şart niteliğinde olmadığından; 6098 Sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılacak indirim somut verilere dayalı olmalıdır. Bunlar dışında ayrıca bir indirime gidilemez. Ancak uzun süreli sözleşmeler bakımından dava tarihi itibarıyla bilinmeyen bir dönem söz konusu olduğunda indirimin yapılıp yapılmayacağı ve ne şekilde olacağı yönünde kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Davada başka işten elde ettiği gelir vb. şekilde indirilmesi gerekli gelirlerin olup olmadığının belirlenemediği, bilinmeyen bir dönem bulunmakta ise Dairemizce; bilinmeyen dönem yönünden işçinin nitelikleri, yaptığı iş, iş bulma olasılığı, işçinin alabileceği ücret vb. hususlar değerlendirilerek varsayımsal bir indirime gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 25.03.2021 tarihli ve 2021/498 Esas, 2021/6992 Karar sayılı kararı).

3. Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf belirli süreli iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasında 13.06.2018 tarihinde imzalanan 1.460 günlük belirli süreli iş sözleşmesinin, 14.03.2019 tarihinde işverence haksız olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi gereği bakiye süre ücreti tazminatının 6 aylık ücretten fazla olamayacağı, bu nedenle davacının 6 aylık ücreti hesaplanarak ilgili maddede geçen hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar olarak %10 indirim yapıldığı gerekçesi ile bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat hüküm altına alınmıştır. Davacının dava konusu alacak talebinin bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat olduğu; yani 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin birinci fıkrası gereği talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının bu talebinin, aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen "haksız fesih tazminatı" olarak değerlendirmesi hatalıdır.

4. Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş; davacının 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında talep ettiği bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat alacağının; yine aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca işçinin, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılmak suretiyle, sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak, indirim yapılması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak hüküm altına alınmasıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalılar Temyizi Yönünden

Davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı Şirkete iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.