"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 15...2009
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre reddedilen tutar 9.169,98 TL olup davacı vekili tarafından temyize konu edilen bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... sözleşmesinin 20.04.2009 tarihinde 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17 nci maddesi uyarınca davalı işverence feshedildiğini, feshe bağlı alacaklar ve ücret alacaklarının ödeneceği bildirilmesine rağmen davacıya ödeme yapılmadığını, tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını ancak işverenin haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalının yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davacı lehine %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının profesyonel yönetici olmadığını, ücret ve ikramiyeye hak kazanmadığını, bu konuda genel kurulca bir karar alınmadığını, yıllık izin alacağı talebinin reddi gerektiğini, davacının alacaklı değil borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
... 1. ... Mahkemesinin 14.09.2010 tarihli ve 2009/349 Esas, 2010/632 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin ....2013 tarihli ve 2011/15703 Esas, 2013/17456 Karar sayılı ilâmıyla; somut olayda dosyada bulunan 11.09.2009 tarihli tebligat parçası incelendiğinde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13 üncü maddeleri uyarınca, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp karar verildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 10. ... Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli ve 2013/399 Esas, 2018/563 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 11.03.2020 tarihli ve 2020/884 Esas, 2020/4123 Karar sayılı ilâmı ile; sair temyiz itirazları reddedilerek, somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki ilişkinin vekâlet ilişkisi yerine ... ilişkisi kabul edilip buna göre alacakların belirlenmesinin isabetsiz olduğu, bu bağlamda hizmet ödeneğinin yanında kıdem tazminatının kabul edilip banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi ve izin alacağının da 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, dosya içeriğine göre hizmet ödeneğine hak kazanıldığının kabulünün yerinde olduğu, diğer bozma nedenine göre ücret miktarı yeniden belirleneceğinden ve hizmet ödeneği alacağı da kıdem tazminatı tavanına tâbi olduğundan yeniden yapılacak hizmet ödeneği hesabında tavanın dikkate alınması gerektiği, Mahkemece emsal dava dosyasının da celbi ile işyeri kayıtları ile mevcut dosyadaki kararlar, bordrolar ile Genel Kurul tutanaklarının denetime açık olacak şekilde yeniden incelenerek davacının aylık ücret miktarının tespiti için başka bir bilirkişiden rapor alarak sonuca gidilmesi gerektiği, ayrıca bu bozma nedenine göre ücret ve ikramiye alacağının yeniden değerlendirilmesi gerektiği, davacı işçi olarak kabul edilemeyeceğinden 4857 sayılı Kanun’da öngörülen yıllık izin ücretine hak kazanamayacağı, dolayısıyla vekâlet ilişkisinin sona ermesi hâlinde Sendika yöneticilerine haklı bir sebep yokken kullandırılmayan yıllık izinlerinin karşılığı olarak ücret ödenmesinin kural olarak mümkün olmadığı, ancak sendika tüzüklerinde bu yönde hükümler konulmuşsa bu hükümlere itibar edilmesi gerektiği, bu kapsamda yıllık ücretli izin alacağının değerlendirilmesi gerektiği, Mahkemece yukarıdaki bozma gereklerinin yerine getirilmesi için dava konusu döneme ilişkin mali defter ve kayıtlar ile tüm bilgi ve belgeleri sunmak üzere 6100 sayılı Kanun'un 220 nci maddesi gereğince davalı Sendikaya kesin süre verilmesi, kesin süre içinde mali kayıtlar ile belgeler ibraz edilirse bilirkişilerce gerekli inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre, aksi hâlde 6100 sayılı Kanun'un 220 nci maddesindeki usul gözetilerek duruma göre davacı tarafın beyanı kabul edilerek uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 10. ... Mahkemesinin 01.04.2022 tarihli ve 2020/135 Esas, 2022/179 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekileri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16309 Esas, 2022/16625 Karar sayılı ilâmı ile; sair temyiz itirazlarının reddi ile, Mahkemece bozma üzerine davalı Sendikanın kayıtları ibraz etmemesi üzerine yemin icra ettirildiği, karşı tarafın da dava konusu dönem olan 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ait kayıtlar ile her türlü bilgi ve belgenin Sendikaları nezdinde olmadığına dair yemin ettiği, davalı Sendikanın davacının dayandığı belgelerin 10 yıl süre ile saklanması gerektiği savunmasına dayandığı, davacının ise davalının kötüniyetli olarak bu belgeleri dosyaya ibraz etmediğini iddia ettiği, davanın açılış tarihinin 15...2009 tarihi olduğu dikkate alındığında bu savunmanın kabul edilebilir bir mazeret olarak nitelendirilmesinin dosya içeriğine göre yerinde olmayacağı, bozmanın gereği olarak Mahkemece icra ettirilen yemin ve davalı Sendikanın söz konusu belgeleri sunmaması gerekçesinin 6100 sayılı Kanun’un 220 nci maddedeki usul ve esaslar dâhilinde ele alınıp sonuca gidilmesi gerektiği, ikinci bozma ilâmının (3) numaralı bendinde hizmet ödeneğinin kıdem tazminatı için öngörülen tavana tâbi olduğunun açıklanmasına rağmen bozma ilâmına uyularak verilen kararın gerekçesinde aksi yönde bir açıklamaya yer verilmesinin de hukuki ... ilkesini zedeler mahiyette olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava tarihinden sonra yapılan ödemeleri mahsup ederek sonuca gitmesinin yerinde olmadığı, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda hangi tarihli, hangi açıklamayı içeren banka ödemelerinin mahsubunun yapıldığının denetime açık olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile (Kapatılan ... 5. İcra Müdürlüğü'nün) ... 20. İcra Dairesinin 2019/... No.lu icra takibinin 781,88 TL hizmet ödeneği (kıdem tazminatına istinaden), 9.796,38 TL ücret ve ikramiye alacağı olarak takip tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte devamına, ücret ve ikramiye alacağı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin 2.935,00 TL yıllık izin ücreti alacağı, 64,67 TL işlemiş faiz alacağı ve 468,27 TL amatör yöneticilik alacağı yönünden iptaline, bu taleplerin ayrı ayrı reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı talebini kıdem tazminatı olarak belirtmişken, bu talebin hizmet ödeneği olarak kabul edildiğini, oysa ki davacının hizmet ödeneği talebi olmadığını, Mahkeme kararı ile görevi sona eren Sendika yöneticisine hizmet ödeneği verilemeyeceğini, davacının Sendikadan 35.323,20 TL almış olduğunun belgelerle sabit olduğunu, bu sebeple sendikadan alacağı varsa dahi bunun üzerinde bulunan bu bedelden düşülmesi gerektiğini, aksi hâlde davacının sebepsiz zenginleşeceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yönetici ücret alacaklarının Sendikadan tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davacı Tarafın Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
B. Davalı Tarafın Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.