Logo

9. Hukuk Dairesi2023/17035 E. 2024/308 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anayasa Mahkemesi'nin ücret alacaklarının %5 fazlası ile ödenmesine ilişkin hükmün iptal kararının geriye yürüyüp yürümeyeceği, bu durumun davacının kazanılmış hakkına aykırı olup olmadığı ve davacının ikramiye alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz olunan karar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/102 E., 2023/2813 K.

KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile asıl davanın kısmen kabulü, birleşen davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 28. ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/327 E., 2021/560 K.

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : ... 36. ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/471 E., 2017/379 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.09.2007-05.....2017 tarihleri arasında davalı nezdinde haber kameramanı olarak 5953 ... Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (5953 ... Kanun) hükümlerine tâbi olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca hak kazandığı ... ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili, fazla çalışma ücretleri ile son yıla ait ikramiye alacaklarının ödenmediğini, aylık ücretlerinin 5953 ... Kanun gereği peşin olarak ödenmesi gerekirken çalıştığı ayı takip eden ay içerisinde ödendiğini, bu sebeplerle ... sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti, fazla çalışma ücretinin %5 fazlası, ... ... ve genel tatil ücreti, bu ücretin %5 fazlası, hafta tatili ücreti ile bu ücretin %5 fazlası, ücretlerin geç ödenmesinden ... %5 fazla alacak ile ikramiye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili 07.08.2017 tarihli birleşen dava dilekçesinde; ... sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı sebeple feshedilmesi nedeniyle hak kazanılan kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; görev, yetki, husumet, hak düşürücü süre, derdestlik gibi tüm itirazların ve zamanaşımı def'inin dikkate alınmasını gerektiğini, davacının 5953 ... Kanun hükümlerine tâbi olmadığını, bu sebeple ücret ve bunların %5 fazlasına ilişkin taleplerinin haksız olduğunu, davacının fazla çalışma yapmadığını, hafta tatilleri ile ... ... ve genel tatil günlerinde de çalışmadığını, davacının aylık ücretinin eksiksiz ve zamanında ödendiğini, yıl sonunda kâr etmeyen müvekkili Şirketin davacıya ikramiye ödemesinin de mümkün olmadığını, davacının ödenmeyen hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; görev, yetki, husumet, hak düşürücü süre, derdestlik gibi tüm ilk itirazların ve zamanaşımı def'inin dikkate alınmasını gerektiğini, davacının 5953 ... Kanun hükümlerine tâbi olmadığını, aksinin kabulü hâlinde davacının iddia ettiği sebeplerin haklı nedenle feshe gerekçe teşkil etmeyeceğini, aynı dava konusuna ilişkin alacak kalemlerinin farklı davalar ile talep edilmesinin kötüniyetli davranış mahiyetinde olduğunu, bu sebeple asıl dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.09.2007-05.....2017 tarihleri arasında davalı nezdinde 5953 ... Kanun hükümlerine tâbi şekilde çalıştığı, işyerinde fazla çalışma yapıldığı, ayda bir hafta tatillinde çalışıldığı, ... ... ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam edildiği ve feshin haklı nedene dayandığı hususlarının davacı tarafça ispatlandığı, ancak karşılığının ödendiği davalı tarafça ispat edilemediğinden davacının söz konusu alacaklara hak kazandığı; ücret, fazla çalışma, hafta tatili ücreti ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının %5 fazlalıklarına ilişkin alacakların ise bu husustaki Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereği reddi gerektiği; ayrıca yerinde yapılan inceleme neticesinde işyerinin kâr etmediği sabit olduğundan davacının ikramiye alacağına da kazanmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hukuki değerlendirme yapılmasının da hatalı olduğunu, belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar yönünden zamanaşımı süresinin hatalı belirlendiğini, hafta tatili ücreti bakımından ıslah harcı yatırılan toplam miktar dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, Anayasa Mahkemesince söz konusu ücret alacaklarının %5 fazlası ile ödenmesine ilişkin iptal kararının işbu davanın açılmasından sonra verildiğini, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini, Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle reddedilen söz konusu alacaklar için de vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, davalı Şirketin her yıl zarar ettiğine ilişkin tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının hizmet süresinin hatalı hesaplandığını, bordrolarda fazla çalışma tahakkuku bulunan ayların hesaplamadan dışlanması gerektiğini, davacıya ödenen fazla çalışma ücretlerinin yol yardımı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davacının ... sözleşmesinde yer alan fazla çalışmanın ücret dâhil olduğuna ilişkin hükmün dikkate alınmadığını, davalı işveren aleyhine davası bulunan tanık beyanlarına itibar etmenin mümkün olmadığını, yıllık izinde bulunulan dönemlerin hesaplamalarda dikkate alınmadığını, istifa etmek suretiyle işten ayrılan davacının kıdem tazminatına hak kazanmayacağını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın kısmi/belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, faiz başlangıç tarihlerinin ve oranlarının da hatalı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinden hafta tatili ücretinin miktarına ilişkin itirazının ve Anayasa Mahkemesince söz konusu ücret alacaklarının %5 fazlası ile ödenmesine ilişkin iptal kararının işbu davanın açılmasından sonra verildiği dikkate alındığında bu red nedeniyle oluşan miktar bakımından davalı yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmadığı yönündeki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; Anayasa Mahkemesince süresinde ödenmeyen ücret alacaklarının %5 fazlası ile ödenmesine ilişkin iptal kararının işbu davanın açılmasından sonra verildiğini, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini, davalı şirketin kâr etmediğine ilişkin tespitin eksik ve hatalı incelemeye dayalı olduğundan ikramiye alacağının reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalının temyiz başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik sebebiyle reddine karar verildiğinden temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Anayasa Mahkemesinin ücret, fazla çalışma, hafta tatili ücreti ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının %5 fazlalıklarının iptali kararının geriye yürüyüp yürümeyeceği, bu durumun davacının usuli kazanılmış hakka aykırı olup olmadığı ve davacının ikramiye alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 ... Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5953 ... Kanun'un 14 üncü maddesinin son fıkrası.

3. Anayasa Mahkemesinin 13.....1952 tarihli ve 5953 ... Kanun'un 04.01.1961 tarihli ve 212 ... Kanun’un 1. maddesiyle değişik ek 1 inci maddesinin 8 inci fıkrasının 2 nci cümlesinin iptaline dair 19.11.2019 gün ve 30953 ... Resmi Gazete'de yayımlanan 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas 2019/74 Karar ... iptal kararı.

4. Dairemizin 07.....2021 tarih ve 2021/5472 Esas, 2021/9967 Karar ... ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.