Logo

9. Hukuk Dairesi2023/1751 E. 2023/2351 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işçinin, hatalı üretimden kaynaklanan zararda kusur oranının tespiti ve bu kusur oranının gerekçe ile hüküm arasında çelişkili olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme gerekçesinde, davalının kusur oranını %10 olarak kabul eden bilirkişi raporuna atıf yapmasına rağmen, hüküm fıkrasında davalıyı %20 oranında kusurlu sayarak tazminata hükmetmesi, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yarattığı ve ayrıca gerekçenin kendi içinde de tutarsızlık taşıdığı gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2019/250 E., 2022/432 K.

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 22.01.2014

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili Şirkette 20.02.2012 tarihinden itibaren kalite müdürü ve kalite müşteri temsilcisi olarak görev yaptığını, 26.09.2012 tarihinde müvekkili Şirketten kendi isteği ile ayrılma talebini yazılı olarak bildirdiğini, bir müşteriden gelen sipariş üzerine üretimi yapılan kauçuk hortumlarda et kalınlığı nedeni ile müşterinin kalite hatasına dayanarak yüklü miktardaki siparişleri iptal ettiğini, hortumların imalatında meydana gelen olumsuzluklardan kalite müdürü olan davalının sorumlu olduğunu, müvekkili Şirketin zarara uğradığını ileri sürerek maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin dava dilekçesinde belirtilen olayla ilgili bir kusurunun bulunmadığını, zarardan da sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.10.2015 tarihli ve 2014/64 Esas, 2015/318 Karar sayılı kararı ile kalite problemini dile getiren dava dışı firma ile yapılan yazışmalarda et kalınlığı ile ilgili bir kalite sorunundan bahsedilmediği, 25.09.2012 tarihinde yapılan toplantıya atfen aşırı veya fazla yapıştırma probleminin vurgulandığı, ilgili firmanın aşırı veya fazla yapıştırıcı problemiyle ilgili olarak iletilmiş olan kalite sorunun kauçuk hortum et kalınlıklarıyla direkt olarak ilgili olmadığı, ayrıca hatalı ürünlerin davacı Şirketçe bertaraf edildiği ve davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarihli ve 2017/9736 Esas, 2019/4292 Karar sayılı kararıyla davacıya ait işyerindeki uyuşmazlık konusu hatalı kauçuk hortum üretimine ilişkin olayda tarafların kusur durumu ve ortaya çıkan zararın miktarı açıkça belirlenerek davalı işçinin kusuru varsa bunun oranı ve dayanaklarının somut olarak açıklanması için konunun uzmanı bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 01.03.2021 tarihli kök rapordaki tespitlerin yerinde olduğu değerlendirilerek karara esas alındığı, davacının ürettiği ve iade edilen 18.800 adet ürünün değeri 01.03.2021 tarihli raporda 115.137,84 TL olarak tespit edilmiş ise de davacının zarar iddiasının 81.029,23 TL olması karşısında taleple bağlılık ilkesi gereğince 81.029,23 TL üzerinden davacının kusur oranı olan %20 ile sınırlı sorumlu tutulabileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalının tüm zarardan sorumlu tutulamayacağına ilişkin kabulün yerinde olmadığını, çünkü üretiminin tüm aşamalarındaki kalite süreçlerinden sorumlu olduğunu, müşteri için ürünün uygun olmaması neticesinde işverenin zarara uğradığını, bu zararın tamamından davalının sorumlu tutulması gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkeme tarafından hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda süreç akış şeması uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun olmadığı tespit edilmesine rağmen müvekkiline %10 oranında kusur atfedildiğini, bu kusur oranını dahi kabul etmemekle birlikte Mahkeme tarafından hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporuna aykırı olarak başka bir sebep gösterilmeden müvekkilinin %20 kusurlu olduğunun belirtilmesinin çelişkili olduğunu, kusur oranını kabul etmediklerini, davacının zarara uğradığı kabulünün yerinde olmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı işçinin somut olaydaki kusur oranı konusunda gerekçe ve hüküm arasında çelişki bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 ve 298 inci maddeleri, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

2. Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.

3. Somut uyuşmazlıkta mahkemece karar gerekçesinde, davacının uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin olayda davalının kusur oranının %10 olduğuna yönelik tespit içeren 01.03.2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin yerinde olduğu ve hükme esas alındığı belirtilmesine rağmen maddi tazminatın %20 kusur oranına göre hüküm altına alınmasıyla gerekçeli karar ve hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur. Ayrıca, aynı karar gerekçesinde davalının %20 kusur oranı ile sorumlu tutulabileceğinden söz edilerek kendi içinde çelişkili gerekçe oluşturulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.