Logo

9. Hukuk Dairesi2023/1752 E. 2023/2533 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fazla mesai ücretlerinin ödenip ödenmediği hususunda oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının başka bir davada tanık olarak verdiği ve fazla mesai ücretlerinin ödendiği yönündeki beyanının, mevcut delil durumu ve dosya kapsamına uygun düşmeyen bir şekilde davacının aleyhine yorumlanarak fazla mesai alacağı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2021/518 E., 2022/340 K.

DAVA TARİHİ : 09.03.2015

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda:

Dosya içeriğine göre davalı aleyhine hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 1.167,21 TL olup belirtilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı işyerinde 28.02.2004-27.02.2015 tarihleri arasında elektrik teknikeri olarak çalıştığını, ... sözleşmesini emekliliğe hak kazanması sebebiyle feshettiğini, davalı işyerinde bir hafta gündüz bir hafta gece vardiyasında olmak üzere 08.00-20.00 ve 20.00-08.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışmalarına karşılık gelen ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti ve resmî tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 27.02.2015 tarihinde emeklilik nedeniyle istifa ederek işten ayrıldığını, fesih sebebi nedeniyle iyiniyetli olarak kıdem tazminatının ödendiğini, ancak davacının, müvekkilinin satmış olduğu ve oldukça pahalı olan bir makineyi Libya'ya götürüp kurmak üzere görevlendirilmişken bu görevlerini yapmadan işten ayrıldığını, makinenin teslimi sırasında davacının makinelere zarar verdiğinin öğrenildiğini, davacının haksız olarak aldığı kıdem tazminatının iadesi ve vermiş olduğu zararın tazmini için hukuki ve cezai dava açma haklarını saklı tuttuklarını, davacının ücretinin bordrosunda gösterildiği gibi olduğunu, yaz aylarında 3-4 ay dışında davalı Şirketin fazla çalışma gerektirecek yoğunlukta işi olmadığını, fazla çalışma yapıldığında da işçiye ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.07.2016 tarihli ve 2015/238 Esas, 2016/604 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın emeklilik nedeniyle sözleşmeyi feshettiği yönündeki iddiası ve davalı tarafın da kıdem tazminatı ödendiğine ilişkin beyanı karşısında davacının ... sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının aylık brüt 2.028,21 TL ücret aldığının kabulüyle bu ücret esas alınarak bilirkişi tarafından hesaplanan kıdem tazminatı açısından davacıya ödenen miktar dikkate alındığında davacının kıdem tazminatına ilişkin alacağının bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarıyla sabit olan fazla çalışma ücreti ve resmî tatil dönemlerindeki çalışmalara ilişkin ücretin ödendiği hususunun davalı işveren tarafından ispatlanmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.....2020 tarihli ve 2017/29645 Esas, 2020/5341 Karar sayılı kararıyla; tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davalı işveren tarafından davacıya kıdem tazminatı ödenmiş ise de dosya içeriğinden, söz konusu ödemenin, dava açıldıktan sonra yapıldığı, bu durumda Mahkemece “Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, buna göre de davanın açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle ve aynı işyerinde çalışan başka bir işçinin açmış olduğu davada tanık olarak dinlenen davacının, “Fazla mesailer elden ödeniyordu.” şeklinde açıklamada bulunduğu gözetilerek ilgili dava dosyasının getirtilip incelenmesi ve sonucuna göre fazla çalışma alacağı hususundaki talebinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle bozma kararı verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kıdem tazminatı ödemesinin dava açıldıktan sonra yapıldığı, bu nedenle davacının kıdem tazminatına ilişkin talebi yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edildiği, davacının ... 2. ... Mahkemesinin 2016/328 Esas sayılı dosyasında davacı tanığı olarak "Fazla mesai elden ödeniyordu." şeklinde beyanda bulunduğu, bu dosyada dinlenen diğer davacı tanığının da "Fazla çalışma ücretimiz elden ödeniyordu." şeklinde beyanda bulunduğu, eldeki davada davacı tanığı O.Y'nin "... ücretlerimiz bankaya yatırılıyordu, ancak fazla mesai ücretlerini bazen muhasebede elden aldığımız oluyordu." şeklinde beyanda bulunduğu, her ne kadar davacı tanığı Y.E. "Fazla çalışmalarımızın ücreti ödenmiyordu." şeklinde beyanda bulunmuş ise de bu tanığın davalı Şirkete benzer taleplerle dava açması nedeniyle davacı ile menfaat birliği içinde olduğu, davacının isticvap beyanının, davacı tanığı olarak vermiş olduğu beyanı ile tutarlı olmadığı dikkate alınarak beyanına itibar olunmadığı gerekçeleriyle fazla çalışma alacağına yönelik talebin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm tesis edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davalının da kısmi ödemesini dava açtıktan sonra yaptığını ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini, davacının aldığı gerçek ücret üzerinden hesaplama yapılmadığını, zira davacının niteklik ve eğitimli tekniker olduğunu ve ücretinin buna göre belirlendiğini, işyerinde elden ödeme yapıldığı hususunun tanık beyanları ile de doğrulandığını, davacının isticvap beyanında açıkça fazla çalışma ücreti almadığını beyan etmesine rağmen, başka dava dosyasında tanık sıfatıyla verdiği ifadesinin aleyhine değerlendirilerek alacak talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira söz konusu dosyadaki beyanının adı geçen dosya davacısına ilişkin olup kendisinin fazla çalışma ücreti aldığı yönünde bir ikrarının bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 41 inci maddesi ve ilgili diğer hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta davacı, dava dışı başka bir işçinin açtığı davada tanık sıfatıyla dinlenmiş olup beyanında; "Fazla çalışma alacağı elden ödeniyordu." şeklinde açıklamada bulunmuş olmakla; söz konusu dava dosyasının getirtilerek incelenmesi gerektiği hususu bozmaya konu edilmiştir.

3. Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada; ilgili dava dosyası getirtilmiş ve davacı asılın konuya ilişkin beyanı alınmıştır. ... 2. ... Mahkemesinin 2016/328 Esas, 2016/973 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı işyerinde davacı ile birlikte aynı tarihlerde çalıştığı anlaşılan dosya davacısının fazla çalışma alacağının kabulüne karar verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan konuya ilişkin olarak Mahkeme huzurunda dinlenen davacı asıl beyanında, belirtilen tanıklığındaki anlatımının söz konusu dosya davacısına ilişkin olduğunu, kendisinin fazla çalışma ücreti almadığını ifade etmiştir.

4. Şu hâlde, davacının tanık olarak dinlendiği dava dosyasında yer alan beyanının, fazla çalışma alacağını aldığı şeklinde yorumlanması varsayıma dayalıdır. Mevcut delil durumuna ve dosya kapsamına da uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle fazla çalışma alacağına yönelik talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.3023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. Başkan