"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/679 E., 2023/1418 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 31. ... Mahkemesi
SAYISI : 2020/389 E., 2022/371 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, 15.03.2020 tarihinde ... sözleşmesi feshedilen davacı, 17.03.2020 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçersizliğinin tespiti ile kıdem ve ihbar tazminatları, izin, ücret, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; Mahkemece 17.03.2020 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçerli olup olmadığı hususu, alacak davasında ön sorun olarak incelendikten sonra davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu durumda kararın miktar itibarıyla kesin olup olmadığının tespiti bakımından, hüküm altına alınan ya da reddedilen ve temyize konu edilen alacak miktarının dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemi ile dosyada mevcut bilirkişi kök ve ek raporlarında yapılan seçenekli değerlendirmeler birlikte dikkate alındığında kararın, davacı aleyhine reddedilen ve temyize konu edilen miktar bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen toplam miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 26.10.2011-18.08.2020 tarihleri arasında çalıştığını, davacının ... sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacı ve diğer çalışma arkadaşlarına baskı ve hile ile bir arabuluculuk tutanağı imzalatıldığını ve işçilik alacaklarına karşı sadece 13.000,00 TL ödeme yapıldığını, belgenin 15.03.2020 tarihinde düzenlendiğini ve ayrıca o tarihte davacının Sosyal Güvenlik Kurumu çıkışının yapıldığını, buna karşın 19.08.2020 tarihine kadar çalışmanın devam ettiğini, bu sürede ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek arabuluculuk anlaşma tutanağının geçersizliği ile ödenmeyen dava konusu işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, davalı işyerinde 26.10.2011-15.03.2020 tarihleri arasında çalıştığını, işyerinin kurumsal bir yapıda hizmet verdiğini ve tüm ücretlerin banka kanalı ile ödendiğini, davacının hizmet süresi ve ücrete yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, işverenliğin zaman zaman çalışanların maddi ihtiyaçlarını karşılamak adına ihtiyari arabulucu toplantıları düzenlediğini, bu toplantılarda herhangi bir baskı uygulanmadığını, arabuluculuk anlaşma tutanağında belirtilen tutarın davacıya ödendiğini, serbest irade ile imzalanan bu tutanağın bağlayıcı olduğunu ve davacının başkaca bir hak ve alacağının bulunmadığını kabul ettiğini, davacının hizmet süresine karşılık tüm alacaklarının ödenerek arabuluculuk kapsamında anlaşma sağlandığını, bu nedenle başkaca bir hak ve alacak talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli kararında "… Tüm bu hususların ışığında arabuluculuk görüşmelerinin toplu olarak yapılmadığı her işçi ile ayrı ayrı yapıldığı, bu haliyle irade fesadının da ispatlanamadığı, davacı ile anlaşma sağlanan işçilik alacakları ile ödeme yapılan tutar arasında açık orantısızlık bulunmadığı, davacının mezkur eylemlerinin ek menfaat sağlanmasına yönelik olduğu, diğer bir yandan Yargıtay 9. HD 2022/436 ... 2022/1380 Kr ... kararı ile arabulucu önünde yapılan anlaşmada ibraya ilişkin 6098 ... TBK'nın 420. Maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, yine davacı tarafından arabulucunun tarafsız olmadığının ispatlanamadığından, 6325 ... Kanun hükümleri dikkate alındığında yapılan işlemler geçerli bir arabuluculuk faaliyeti olarak nitelendirilmiştir. Bu nedenle 6325 ... Kanunu'nun 18/5. maddesi uyarınca dava açma yasağı bulunduğu …" şeklindeki gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 04.07.2023 tarihli kararında “… Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre; İlk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki nitelendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının ... akdinin feshini müteakip işsiz ödeneneği almak için 18.03.2020 tarihinde kuruma başvuru yaptığı 07.04.2020 tarihinden itibaren davacıya ödeme yapıldığı hususu da nazara alındığında davacının 15.03.2020 tarihnden sonra davalı işyerinde çalışma yaptığını kanıtlayamadığı, arabuluculuk görüşmelerinin her işçi ile ayrı ayrı yapıldığı, irade fesadının ispatlanamadığı, davacının arabulucunun tarafsız olmadığı iddiasını kanıtlayamadığı, arabuluculuk faaliyetinde usulsüzlük bulunmadığı, 6325 ... Kanunu'nun 18/5. maddesi uyarınca dava açma yasağı bulunduğu, davanın usulden reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı …” şeklindeki gerekçe ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, arabuluculuk anlaşma tutanağının geçersizliğinin tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
7036 ... ... Mahkemeleri Kanunu (7036 ... Kanun) ile 01.01.2018 tarihinden itibaren işçi işveren uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuru ön şartı getirilmiştir. Arabuluculuğa başvuru dava şartı olup, taraflar dava açılmadan ya ihtiyari arabulucuya ya da zorunlu arabulucuya başvurmalıdır.
7036 ... Kanunun 3 üncü maddesinde “Kanuna, ... veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında birinci cümle hükmü uygulanır.” denilmiştir. Görüldüğü üzere ... kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları açısından dava şartı arabuluculuk hükümleri uygulanamayacaktır. Belirtilen düzenleme, salt 4857 ... ... Kanunu kapsamında bulunan işçi ve işverenler arasındaki uyuşmazlıkları değil 6098 ... ... Borçlar Kanunu, 5953 ... Basın ... Kanunu ve 854 ... ... ... Kanunu kapsamında bulunan işçi ve işverenler arasındaki uyuşmazlıkları da içermektedir.
6100 ... Kanun’un 163 ve 164 üncü maddelerinde “ön sorun” düzenlenmiştir. Öğretide ön sorun, Prof. Dr. ... Kuru tarafından, “Bir davadaki asıl (ana) sorun (talep sonucu) hakkında karar verilebilmesi için (daha önce) çözülmesi gereken sorunlara (geniş anlamda) ön sorun denir.” şeklinde açıklanmıştır (Prof. Dr. ... Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 2. Baskı, s. 356.). Örneğin 6100 ... Kanun’un 116 ve 117 nci maddelerinde düzenlenmiş ilk itirazlar, adi senede bağlı görülmekte olan bir alacak davasında adi senetteki imzanın borçlu tarafından inkâr edilmesi (6100 ... Kanun’un 208 inci maddesinin üçüncü fıkrası) ve eski hâle getirme birer ön sorundur. Müstakil bir niteliği bulunmayan ön sorun asıl dava konusu içerisinde ve asıl dava konusuna bağlı bir özellik gösterir.
Arabuluculuk kurumu incelendiğinde ise münhasır kanununun bulunduğu ve hatta bu yasal düzenleme mevcut olduğu gibi ... yargısını düzenleyen 7036 ... Kanun'da da belirtilen kurumun düzenlendiği görülmektedir. Buradan hareketle kavramsal olarak değerlendirildiğinde arabuluculuk ... başına bağımsızlığı olan bir kavramdır. Dolayısıyla arabuluculuk tutanağının geçersizliği, bir eda davasına bağlı olmaksızın hukuki yararın varlığının ispatı hâlinde de talep edilebilinir.
Somut olayda davacı taraf arabuluculuk anlaşma belgesinin geçersizliği ile birlikte alacak talebinde bulunmuştur. Arabuluculuk tutanağının geçersizliğine yönelik talep bir ön sorun mahiyetinde değil bağımsız ve ayrı bir dava niteliğinde olduğundan, alacak davasında ortaya konan miktara göre yapılacak kesinlik sınırına ilişkin değerlendirmeden âridir. Dolayısıyla 6100 ... Kanun’un 165 inci maddesinde düzenlenmiş bekletici sorun gibi öncelikle arabuluculuk tutanağının geçersizliğine yönelik talep değerlendirilip daha sonra alacak talebine yönelik açılmış eda davası değerlendirilmelidir. Açıklanan bu nedenlerle iki ayrı dava mevcut olduğundan, temyiz incelemesinin yapılmasında kesinlik sınırına dair değerlendirme burada uygulanamaz. Bütün bu açıklamalar ışığında temyiz incelemesinin yapılması gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.