"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ancak kamu düzenine aykırılık bulunması nedeniyle resen İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işyeri ile dava dışı Deriteks Sendikası arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesinin süresinin sona ermesine yakın bir süre içinde Deriteks Sendikasının işyerindeki faaliyetlerinden memnun olmayan işçilerin, ... dönemde ... toplu iş sözleşmesini bu sendika aracılığı ile imzalamak istemedikleri için Deriteks Sendikasından istifa ederek Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonuna (DİSK) bağlı Tekstil İşçileri Sendikasına üye olduklarını, bu örgütlenme çerçevesinde yaklaşık 3-4 ... içerisinde yüzden fazla işçinin DİSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikasına üyeliklerini yaptırdıklarını fakat davalı işveren ile dava dışı Deriteks Sendikası yetkililerinin işçilerin yeniden Deriteks Sendikasına üye olmaları konusunda baskı uygulamaya başladıklarını, bu noktada davalı işverenin işçilerin işten çıkarılması, fabrikanın kapatılması ya da taşınması gibi tehditlerde bulunduğunu, çeşitli bahaneler ile sürekli olarak işçilerden savunma talep edildiğini, örgütlenmede ... iki çalışanın tazminatsız olarak işten çıkarıldığını, 04.09.2020 tarihinde işçilerin haksız işten çıkartılmalarını protesto etmek üzere DİSK yetkilileri ve işçilerin davalı işyeri önüne gittiklerini, dava dışı Deriteks yetkililerinin ve işverenin tehditlerinin burada da devam ettiğini, bu eylemler sebebiyle Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, fakat davalı işyerinde işçilere dava dışı Deriteks yetkilileri tarafından baskı uygulanmaya devam edildiğini, işten haksız olarak ve sendikal nedenle apar topar çıkartılan işçilerin yaklaşık 7 ay kadar davalı işyeri önünde direniş gerçekleştirdiklerini, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından 22.09.2020 tarihli yazı ile DİSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikasının davalı işyerinde toplu iş sözleşmesi akdetme çoğunluğuna sahip olduğuna dair yetkisinin tespit edildiğinin bildirilmesi üzerine işverence yetki tespitine itiraz edildiğini, code of conduct kapsamında davalı işyeri tedarikçilerinden H&M markasının davalı işyerinde belirtilen olaylara dair bağımsız denetim gerçekleştirdiğini, 25.11.2020 tarihli bağımsız denetim raporunda işverenin uymayı riayet ettiği davranış kurallarını ihlal ettiğine ve sendikal hakların giderek ihlal edildiğine ilişkin tespite yer verildiğini, davalı işverenin bu raporda belirtilen tavsiye kararlarını da görmezden gelerek sözde siparişin azalması gerekçesi ile işçileri ücretsiz izne çıkardığını ya da kısa çalışma ödeneğinden faydalandırdığını, üretim sürecinde sendika üyesi olmayan işçiler ile çalıştığını, sendika üyesi işçileri çağırmadığını, markaların baskısının ardından davalı işverenin Tekstil İşçileri Sendikası ile görüşmeye başladığını, birtakım şartlarda mutabakat sağlanarak toplu iş sözleşmesinin imzalanmaya çalışıldığını, ancak söz konusu mutabakat şartı olarak davalı işverenin yetki tespitine itiraz davasından feragat etmesi gerekirken feragat etmediğini, toplu görüşmeleri sonuçsuz bıraktığını, işçilere ücretsiz izne çıkmayı dayattığı gerekçeleri ile davalı işverenin T.C. Anayasası'nın ilgili hükümlerine, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na (6356 sayılı Kanun), Türkiye’nin de onayladığı ILO’nun 87 ve 98 No.lu Sözleşmelerine aykırılık teşkil eden davranışları ile müvekkili ve diğer sendika üyesi işçilerin sendikal örgütlenme hürriyetlerini engellemesi ve sendikal nedenle DİSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası üyesi işçilere ayrımcılık yapması sebebiyle 6356 sayılı Kanun’un 25 ... maddesi uyarınca bir yıllık brüt ücret tutarından az olmamak kaydıyla sendikal tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın önceden işbu dava ile tamamen aynı nitelikte olan Bakırköy 35. İş Mahkemesi'nin 2021/1345 Esas, 2021/233 Karar sayısına kayıtlı dava dosyası ile 12 aylık brüt ücretten az olmamak kaydı ile sendikal tazminat davası açtığını ve söz konusu davada sendikal tazminat talebinden tümüyle feragat ettiğini, kararın 16.06.2021 tarihinde kesinleştiğini, davacının önceki davasından feragat etmekle artık tekrar dava açmasında hukuken korunmaya değer bir menfaat bulunmadığını, işbu davanın da hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının iddialarının aksine gerek Şirket yetkililerinin, gerekse işveren vekillerinin sendikal faaliyetleri engelleme konusunda hiçbir davranışının bulunmadığını, bunun yanında dava dışı Deriteks Sendikası yetkililerinin çalışanlar ile yapmış olduğu görüşmelerin ve bu görüşmeler esnasındaki beyanlarının müvekkili Şirketin sorumluluğunda olmadığını, işverenin çalışanlardan çalışma saatleri içerisinde işyeri kurallarına aykırı davranışları nedeniyle almış olduğu savunmaların müvekkili Şirketin işine ve müşterilerine olan sorumluluğu sebebi ile olduğunu, işçilerin mola saatlerinde, yemek aralarında sendikal faaliyetlerine diledikleri gibi devam ettiklerini, davacının iddialarını ispata yarar somut bir delil ileri sürmediğini, müvekkili Şirket nezdinde sendikalı işçi ve sendikasız işçi arasında ayrım yapılıp yapılmadığının ortaya konmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekili tarafından 01.06.2021 tarihinde Bakırköy 35. İş Mahkemesinin 2021/1345 Esas sayılı dosyasında sendikal tazminat talepli dava açıldığı, 04.06.2021 tarihinde davacı vekili tarafından davadan feragat dilekçesi verildiği, Bakırköy 35. İş Mahkemesi tarafından feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin 16.06.2021 tarihinde istinaf hakkından feragat etmesi üzerine kararın kesinleştiği; 07.10.2021 tarihinde yeniden sendikal tazminat hususunda açılan işbu dava bakımından da önceki tarihli aynı talepli davadaki feragat iradesinin ... iradeyi yansıtmadığı ve feragat iradesinin sakatlandığına ilişkin herhangi somut bir delilin sunulamadığı, kesinleşen Mahkeme kararının aynı konu hakkında yeniden dava açılmasına engel nitelikte bir dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; derdestlik itirazlarına dayanak kesin hüküm teşkil ettiği iddia edilen davaların 01.06.2021 tarihinde açıldığını, işbu davaların ise 07.10.2021 tarihinde açıldığını, açılan ilk davaların dava şartı arabuluculuk süreçleri ile işbu yerel Mahkemede görülen davaların dava şartı arabuluculuk süreçlerinin ayrı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin derdestlik itirazlarına dayanak kesin hüküm teşkil ettiği iddia edilen davalardaki iddialar ile işbu davalardaki iddiaların da farklı olduğunu, ilk açılan davalarda asgari düzeydeki ayrımcılıklardan bahsedilmişken işbu davalarda örgütlenme sürecinin başından davaların açıldığı tarihe kadar devam eden sürecin söz konusu olduğunu, hatta ilk davaların açıldığı 01.06.2021 tarihi ile işbu davaların açıldığı 07.10.2021 tarihi arasında da gerçekleşen ve hâlen devam eden sistematik sendikal nedenle ayrımcılığa dair birçok olaydan bahsedildiğini, davalı işverenin ilk davaların açılmasının ardından aralarında yapılan anlaşmaya uymayarak yetki tespitine itiraz davasından feragat etmemesi ve toplu iş sözleşmesi akdetmemesinin dahi ... bir olgu olarak dikkate alınması gerektiğini, ilk davaların açıldığı 01.06.2021 tarihi ile işbu davaların açıldığı 07.10.2021 tarihi arasında gerçekleşmiş olaylar da göz önüne alındığında ilk verilen hükmün kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, sendikal tazminatın işverenin işçisine uyguladığı ayrımcılık nedeni ile her uyguladığında doğabilecek bir yaptırım olduğunu, dosya kapsamında yer ... davalı işveren ile imzalanan “Centilmenlik Anlaşması'' belgesinden de anlaşılacağı üzere derdestlik itirazlarına dayanak davaların davalı işveren ile müvekkillerinin üyesi olduğu sendika arasında sağlanan anlaşmanın ardından, davalı işverenin toplu iş sözleşmesi akdetmek için şart koşması sebebi ile davalı işveren aleyhine oluşabilecek riski ortadan kaldırmak adına açıldığını, davalı işveren ile müvekkillerinin üyesi olduğu sendika arasında sağlanan anlaşmanın ardından davalı işverenin çözüm şartları, işyerinde huzur ortamının sağlanması ve en önemlisi toplu iş sözleşmesi imzalanması adına sendika üyesi işçiler tarafından büyük oranda kabul gördüğünü; sendikal tazminat talepli dava ikame etmek üzere arabuluculuk başvurusu yapan hemen hemen tüm işçilerin davalarından feragat edildiğini, davalı işverenin derdestlik itirazına dayanak dosyalarının söz konusu dosyalar olduğunu, fakat davalı işverenin tüm şartları yerine getirilmesine karşın anlaşmaya uymayarak yetki tespitine itiraz davasından feragat etmediğini, toplu görüşmelerde de çok düşük haklar teklif ederek pazarlık dahi yapmadığını, tüm görüşmeleri çıkmaza soktuğunu, neticeten de toplu iş sözleşmesinin imzalanamadığını, bu bağlamda davalı işverenin aleyhine açılacak olan davalarda dava açtırıp ardından davalardan feragat ettirerek, kesin hüküm elde ederek riskten kurtulma gayesi ile hareket ettiğini, sendikal örgütlenme içerisinde olan işçilerin aynı ... davalar açıp tensip zaptıyla beraber aynı ... davadan feragat etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu göz önüne alındığında davalı işverenin kötüniyetli derdestlik itirazının yerinde olmadığının anlaşılacağını, davalının söz konusu eyleminin dahi sendikal nedenle ayrımcılığın göstergesi olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin hatalı olduğunu, zira sulh protokolünün 15.02.2022 tarihli dilekçe ekinde Mahkemeye sunulduğunu, aynı durumda olan işçilerin ikame ettikleri davalarda Bakırköy 53. İş Mahkemesinin davalı tarafın derdestlik itirazlarını reddettiğini, dava dilekçesinde belirttiği esasa ilişkin sunulan deliller toplanmadan ve esasa girilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce davalı aleyhine, aynı neden ve taleple açılan seri davaların davacı vekilinin feragati ile sona erdiği, dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde davalı vekilince sendikal tazminat talep nedeni olarak ileri sürülen hususların büyük bölümünün önceki davada da ileri sürüldüğü, davalı işverenin o dava sırasında sendikaya ve işçilere bulunduğu vaatler nedeniyle davadan feragat edildiği ancak davalının taahhüdüne uymadığı yönündeki davacı iddialarının da sendikal tazminat talep gerekçesi oluşturmadığı, bu nedenle davacı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı; ancak arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından resmî ödenekten yapılan arabulucu giderinin Mahkemece resen değerlendirilip miktarının hangi taraftan tahsil edileceğinin hükümde belirtilmemesi hususunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 ... maddesi kapsamında kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere ek olarak İlk Derece Mahkemesince esasa girilmeksizin yalnızca davalının derdestlik itirazına dayalı değerlendirme yapılarak karar verildiğinden Bölge Adliye Mahkemesince de ilk açılan davanın derdestlik teşkil ... etmediği hususunda değerlendirme yapılması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde esasa ilişkin değerlendirmeye yer verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafın sendikal tazminat talepli açmış olduğu önceki tarihli davasının daha önce kesin hükme bağlanmış olmasının, aynı talepli işbu davanın açılmasına engel teşkil eden bir dava şartı niteliğinde olup olmadığı ve dava konusu uyuşmazlıkla ilgili dava açıldıktan sonra ihtiyari arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi, 303 üncü maddesi, 311 ... maddesi, 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi, 6356 sayılı Kanun'un 25 ... maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 18 ... maddesi .
3. Değerlendirme
1. Somut dosyada, davacı vekilince 01.06.2021 tarihinde davalı aleyhine sendikal tazminat talepli dava açıldığı, Bakırköy 35. İş Mahkemesinin 2021/1345 Esasına kaydedilen söz konusu davada 04.06.2021 tarihinde davacı vekilince görülen lüzum üzerine davadan feragat edildiğine ilişkin beyanda bulunulduğu; Bakırköy 35. İş Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2021/233 Karar numaralı kararı ile feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, söz konusu karara karşı da taraflarca istinafa ve tüm kanun yollarına başvuru haklarından feragat edilmesi üzerine 16.06.2021 tarihinde kararın kesinleştiği hususu uyuşmazlık dışıdır.
2. İşbu dava 07.10.2021 tarihinde açılmış olup davanın konusu, sendikal tazminat talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, Bakırköy 35. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde tanımlanan, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasına ilişkin dava şartı yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
3. 01.06.2021 tarihli davaya ilişkin dava dilekçesi ile işbu davadaki dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında, davacı vekilince ilk açılan dava tarihinden sonrasına ait olduğu ileri sürülen talepler ve olguların bulunduğu anlaşılmaktadır. Örneğin 01.06.2021 tarihli dava dilekçesi içeriğinde; davalı işverence işçilerin sözde ücretsiz izin/kısa çalışma adı altında fabrikadan uzaklaştırıldıkları ileri sürülürken işbu dava dilekçesinde devam eden süreçte işverenin özellikle sendika üyesi olmayan işçiler ile çalıştığı, sendika üyesi işçileri genellikle çağırmadığı olgusu da ileri sürülmektedir. Dolayısıyla davacı vekilince ileri sürülen taleplerin ilk açılan dava tarihinden sonraki döneme ilişkin olup olmadığı değerlendirilerek, ilk açılan dava tarihinden sonraki talepler ve olgular yönünden deliller toplandıktan sonra bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Dosya içeriğine göre davalı vekili UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda sunduğu 08.12.2022 tarihli dilekçesi ile davacı tarafla ihtiyari arabulucuda anlaştıklarını beyan ederek ilgili tutanağın dosyaya eklenmesini talep etmiş, buna karşılık davacı vekili tarafından verilen beyan dilekçesinde ise bahsi geçen arabuluculuk anlaşmasının davalı tarafça davacının iş sözleşmesinin feshedilmesinin ardından ... kıdem ve ihbar tazminatı ile sair alacaklarına ilişkin olduğu, işbu dosya bakımından davalı tarafça sulh olunmadığı belirtilmiştir. UYAP ile oluşturulan elektronik ortama eklenen ihtiyari arabuluculuk son tutanağına göre taraflarca 18.07.2022 tarihinde sürecin başlatıldığı ve 20.07.2022 tarihinde sürecin sona erdirilerek arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği; tutanak içeriğine göre kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım ücret alacakları ve sendikal tazminat ve kötüniyet tazminatı gibi başkaca hiçbir hak ve alacağın kalmadığının belirtilerek tarafların müzakereler sonucunda anlaşmaya vardıklarının belirtildiği görülmüştür. Bahsi geçen ihtiyari arabuluculuk son tutanağı işbu dava tarihinden sonra düzenlenmiş ve sendikal tazminat da uyuşmazlık konusu alacak kalemleri arasında yer almış olup ilgili anlaşma tutanağına ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesince, 6325 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ve (3) numaralı paragrafta yer ... açıklamalar da gözetilerek bir değerlendirme yapılmak üzere kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
5. Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesine göre bölge adliye mahkemesi davanın esası ile ilgili olarak üç türlü karar verebilir. Bunlardan ilki, başvurunun esastan reddi, ikincisi yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, üçüncüsü ise yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında karar vermektir. Kanun hükmü, başvurunun esastan reddi ile aynı anda yeniden esas hakkında veya düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına imkân tanımamaktadır. Diğer taraftan 6100 sayılı Kanun'un "İncelemenin kapsamı" başlıklı 355 ... maddesine göre bölge adliye mahkemesi, istinaf sebepleri ile bağlı ise de kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetebilir. Ancak anılan düzenleme tamamen incelemenin kapsamına ilişkin olup bölge adliye mahkemelerince 353 üncü madde gereğince kurulacak hükmün şekline etkili değildir. Bu bakımdan bölge adliye mahkemesince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ile kamu düzenine aykırılık hâlleri bakımından ayrım yapılarak Kanun'da yer verilmeyen biçimde hüküm kurulması mümkün değildir. Kaldı ki kamu düzenine aykırılık bakımından bir inceleme yapılabilmesi de istinaf başvurusunun kabulüne bağlıdır. Örneğin 6100 sayılı Kanun'un "Ön inceleme" başlıklı 352 ... maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde "başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin gösterilmemesi" durumuna yer verilmiştir. İstinaf dilekçesinde hiçbir sebep gösterilmemesi hâlinde bölge adliye mahkemesince 353 üncü madde gereğince sadece kamu düzenine aykırılık bağlamında inceleme yapılmakta ancak sonuç olarak yine başvurunun esastan reddine veya kabulüne karar verilmektedir.
6. Belirtilen sebeplerle taraflardan birinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve kamu düzenine aykırılık bakımından yapılacak incelemenin sonucunda, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını yahut düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını gerektiren bir hâl tespit edildiği takdirde artık istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemez.
7. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince sadece davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden resen yapılan incelemede arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından resmî ödenekten yapılan arabulucu giderinin Mahkemece resen değerlendirilip miktarının hangi taraftan tahsil edileceğinin hükümde belirtilmemesinin hatalı olduğu belirtildikten sonra, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık bulunması sebebiyle 6100 sayılı Kanun'un 355 ... maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu yöntemle hüküm kurulması yukarıda açıklanan Kanun hükümlerine açıkça aykırı olup karar bu yönüyle de yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.