"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1199 E., 2022/3900 K.
Avukat ...
DAVA TARİHİ : 17.07.2020
KARAR : Davalı vekilinin başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 24. ... Mahkemesi
SAYISI : 2020/307 E., 2021/18 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 27.04.2017-10.08.2019 tarihleri arasında davalı Şirketin Kamerun'da bulunan stadyum inşaatı işinde net 2.400,00 USD aylık ücretle çalıştığını, 2019 yılı Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ayları ile 10 günlük 2019 Ağustos ayı ücretlerinin davalı tarafça ödenmediğini, işçinin ödenmeyen ücret alacaklarının tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibi sonrasında işveren tarafından 600,74 USD kısmi ödeme yapıldığını, ancak bakiye ücret alacakları yönünden haksız itirazda bulunulduğunu ileri sürerek itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, işçinin aylık ücretinin 1.530,00 USD olduğunu, hak kazandığı ücret alacaklarının eksiksiz ödendiğini, ilgili ücret alacağı için en yüksek banka mevduat faizi talep edilmeyeceğini ve faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının aylık çıplak ücretinin yapılan sözleşme ve personel ücret zarflarında belirtildiği üzere net 1.530,00 USD olduğu, dosyada mevcut personel ücret zarfları ve banka kayıtlarına göre davacının bakiye ücret alacağının bulunduğu, davacı işçi davalıyı temerrüde düşürmediğinden takip tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği, her ne kadar davacı tarafından icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de bu alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden bu yöndeki talebe itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin aylık ücret miktarının gerçeği yansıtmayan ücret bordroları esas alınarak 1.530,00 USD olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, davalı işveren tarafından bordro hilesi yapılmak sureti ile çıplak ücretin bir bölümünün bordrolarda fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti olarak tahakkuk ettirildiğini, alacağın likit olduğu ve icra inkar tazminatı talebinin kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; uyuşmazlık konusu dönemlere ait ücretin ödendiğinin davacı tarafından itirazı kayıtsız imzalanan ücret bordroları ile sabit olduğunu, tanık beyanlarına itibar edilerek imzalı bordrolarının aksinin kabul edilemeyeceğini, ayrıca müvekkili tarafından 30.07.2020 tarihinde davacıya yapılan toplam 1.200,00 USD'lik ücret ödemesi dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, Mahkemece kabul edilen faizin türü ve başlangıç tarihinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içerisinde mevcut ücret bordrolarının incelenmesinde dönemler itibari ile fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil süreleri değişmesine rağmen işçiye her ay 2.400,00 USD ücret tahakkuk ettirildiğinin görüldüğü, davacı tanık beyanları da dikkate alındığında işçinin aylık çıplak ücretinin 2.400,00 USD olduğu, hüküm sonucuna etkili olmamakla birlikte kararın gerekçesinde işçinin aylık 1.530,00 USD ücret ile çalıştığına ilişkin kabulün isabetsiz olduğu, bilirkişi tarafından dosya içerisinde mevcut banka kayıtlarının incelenmesi sonucunda işçiye 2019 yılı Nisan ayı öncesindeki çalışma dönemi için ücret ödemelerinin banka kanalı ile yapıldığı ve banka kanalı ile yapılan ödeme miktarlarının davacı tanık beyanı ile örtüştüğü, işveren tarafından imzalı ücret bordrosunun bulunduğu 2019 yılı Nisan ayı için işçiye icra takibi sonrasında ücret ödemesi yapıldığı da dikkate alındığında ilgili ücret bordrolarının işçiye karşılığı ödenmeksizin imzalatıldığı yönündeki Mahkeme kabulünün dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekili her ne kadar işçiye 30.07.2020 tarihinde yapılan 1.200,00 USD'lik ücret ödemesinin dikkate alınmadığını ileri sürmekte ise de dosya içerisine ilgili tarihte belirtilen miktarda ödeme yapıldığını gösterir belge sunulmadığı, uyuşmazlık konusu alacağa uygulanan faizin niteliğinde isabetsizlik bulunmadığı, işverenin icra takip tarihi itibari ile uyuşmazlık konusu alacak için temerrüde düştüğünün sabit olduğu, davalının faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf itirazının yersiz olduğu, davacının istinaf itirazı yönünden ise bilirkişi raporunda belirtildiği üzere takibin 7.723,41 USD üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken 7.384,70 USD üzerinden devamı yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince 7.723,41 USD üzerinden takibin iptaline karar verilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, ücret alacağı bulunmadığının bilirkişi raporunda tespit edildiğini, imzalı ve ihtirazı kayıt içermeyen bordroların aksinin davacı tarafından ispat edilemediğini, davacı işçinin çıplak ücretinin 2.400,00 USD olması gerektiği yönündeki tespitin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının ödenmemiş herhangi bir alacağının bulunmadığını, 30.07.2020 tarihinde davacıya yapılan 1.200,00 USD ödeme dikkate alınmadığından hesaplamanın hatalı olduğunu, faizin türü ve başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; davacının net ücretinin 1.530,00 USD olduğu yönündeki tespiti kabul etmediklerini, ücret bordrolarının gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi ücreti eksik hesaplamış olsa da raporunda takip konusu ücret alacağını teyit ettiğini, ödenmemiş bakiye ücret alacağının toplam 11.029,54 USD olduğunu, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davaya sebebiyet veren davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; aylık ücretin ispatı, ücret alacağının hesaplanması, davalı tarafından yapılan ödeme savunmasının yerinde olup olmadığı, faizin türü ve başlangıç tarihi, icra inkar tazminatı talebinin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı ile vekâlet ücreti noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 ve 37 nci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
2. Kanun yolu aşamasında sunulan ödeme belgesinin dikkate alınıp alınamayacağı hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2016 tarihli ve 2014/22-735 Esas, 2016/166 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur.
..."
3. Hukuk Genel Kurulu kararı ile aynı doğrultuda olan Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/5128 Esas, 2022/5823 Karar sayılı; 25.02.2021 tarihli ve 2020/2579 Esas, 2021/4905 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyumazlıkta; davalı tarafça temyiz dilekçesi ekinde, davacının hesabına 30.07.2020 tarihinde yapılan havale işlemlerine dair banka dekontları sunulmuş olup söz konusu dekontlarda havale yapılan toplam 1.200,00 USD'nin, 2019 yılı Nisan ve Mayıs ücreti ödemesi açıklamalarını içerdiği görülmektedir.
3. Banka dekontları ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş ise de bu belgeler, ödeme belgesi ve borcu söndüren nitelikte belge mahiyetinde kabul edilmelidir. Ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereklidir. Belirtilen sebeple; öncelikle söz konusu dekontlarda belirtilen davacının hesabına dair banka hesap hareketleri getirtilmeli, yapılan havale işlemlerinde yazılı miktarların davacının hesabına geçip geçmediği belirlenmelidir. Davacı işçiden, davalının savunmasına ve sunulan belgelere karşı diyecekleri sorulmalı, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre davaya konu alacak hakkında yeniden bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.