"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1095 E., 2023/1123 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 29. ... Mahkemesi
SAYISI : 2017/257 E., 2018/394 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.01.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı asıl ile vekilleri Avukat ... ve ... ... ... ile davalılar vekili Avukat ... ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan asılın ve avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ...ve grup şirketlerinde ....07.1998 tarihinden ... sözleşmesini haklı sebeple feshettiği 27.05.2016 tarihine kadar üst düzey yönetici olarak çalıştığını, müvekkili ile tüm grup şirketlerinin hisselerinin %99,98 oranında hisse sahibi olan K.Ş. ile tüm grup şirketlerini kapsayacak şekilde 22.11.2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin niteliğinin aylık ücrete ek olarak prim niteliğinde bazı ödemelerin yapılmasının kararlaştırıldığı bir sözleşme olduğunu, prim sözleşmesinin 3 üncü maddesinde şarta bağlı bir prim hüküm altına alındığını, bu ödemelere ilaveten yapılan projeden elde edilecek hasılatın 100.000.000,00 USD'yi geçmesi hâlinde aşan kısmın %1'inin kendisine ödeneceğinin düzenlendiğini, projeye 15.01.2013 tarihinde başlandığını, proje kapsamında 1.271 adet bağımsız bölümün inşa edildiğini, 950 adet taşınmazın da satışının gerçekleştiğini, davalının satışlardan 500.000.000,00 TL gelir elde ettiğini, bu tutarın satış yapıldığı gün itibarı ile USD'ye çevrildiğinde elde edilen gelirin 100.000.000,00 USD'yi aştığının açık olduğunu belirterek prim alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davada ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, işçi ve işveren sıfatı aynı şekilde birleşmeyeceğinden ... ilişkisinden söz edilmeyeceğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 3 üncü maddesinde prim ödemesine ilişkin bir düzenleme olmadığını, anılan hükmün elde edilecek hasılatın, belirli bir meblağı aşması hâlinde aşan miktarın belirli bir payının davacıya ödenmesine ilişkin olduğunu, sözleşmenin 3 üncü maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmediğini, sözleşmede tarafların yükümlülüğünün 2013 yılı sonu olarak belirlendiğini, dava konusu sözleşmeden sonra 16.01.2012 tarihinde yüklenici firma ile sözleşme imzalandığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ise 15.01.2013 tarihinde imzalandığını, her iki sözleşmeyi de davalı ve davacının birlikte imzaladıklarını, yapılan sözleşmede paylaşımın arsa sahibi ve yüklenici arasında %50 -%50 olarak kararlaştırıldığını, projenin ilk satışlarının Ekim 2013 yılında başladığını, 2013 yılının sonuna kadar proje kapsamında toplam 55.201.491,80 TL değerinde 214 bağımsız bölümün satıldığını, bu bedelden vergi düşüldüğünde 51.120.825,74 TL olduğunu, bunun %50'sinin müvekkili Şirkete ait olduğunu, bunun da 25.560.412,87 TL olduğunu, ancak bu bedelin de 2013 yılında tahsil edilemediğini, müvekkili Şirket tarafından 2013 yılı sonunda elde edilen hasılatın 8.690.611,50 TL olduğunu, davacının sözleşme şartına göre 31.01.2013 tarihinden sonraki satışlardan elde edilecek hasılat gelirinden talepte bulunmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve davalı ...yi temsilen K.Ş'nin imzaladığı 22.11.2010 tarihli 3 maddeden ibaret sözleşmenin 1 inci maddesinde davacının aylık ücret ve sosyal hakları saklı kalarak sözleşmenin imzalandığı tarihten 2013 yılı sonuna kadar aynı koşullarda çalışacağı ve belirlenen primlerin ödenmesinin düzenlendiği, sözleşmenin 3 üncü maddesinde "Ödemelere ilaveten gruba ait ... ili Beylikdüzü ilçesi 264 ada 2 ve 3 parselde bulunan gayrimenkullerin bu süre içerisinde satılması halinde veya satılmayıp üzerinde yapılabilecek herhangi bir projeden dolayı elde edilebilecek hasılatın 100.000.000 USD'yi aşması halinde aşan kısmın %1'i de ayrıca kendisine ödenecektir " maddesinin bulunduğu, sözleşmenin 1 inci maddesinde belirlenen primlerin ödenmemesi nedeniyle davacının ... sözleşmesini feshettiği, davacının hak kazanabileceği prim alacağına ilişkin sözleşmenin 3 üncü maddesinde "bu süre" olarak ifade edilen süre konusunda bir açıklık bulunmadığı, fesih tarihi itibarıyla yapılan satışların sözleşmede kararlaştırılan 100.000.000,00 USD'yi geçmediği, ... sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen satışlar nedeniyle davacının prim alacağına hak kazanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkilinin sözleşmenin hayata geçirildiği 15.01.2013 tarihi itibarıyla sözleşme ile kararlaştırılan ve üzerine düşen edimleri projenin toplam 100.000.000,00 USD'yi aşan bir hasılat değeri taşıyıp taşımadığı şartı hariç diğer şartları tümüyle yerine getirdiğini, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi projenin toplam hasılat değeri 100.000.000,00 USD'nin çok üzerinde olduğu için müvekkilinin hak ettiği primin 1.499.964,11 USD olduğunu, Mahkemenin sözleşmeyi yanlış yorumlayarak müvekkilinin sanki satış ve pazarlama sorumluluğu da varmış gibi çıkış tarihi itibarıyla henüz 100.000.000,00 USD üzerinde bir satış olmadığından bahisle davayı haksız yere reddettiğini, sözleşmeye konu olan prim alacağının proje sonrası satış ve pazarlamaya endeksli prim olmadığını, başarı primi olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının müvekkil Şirketlerden ayrıldığı 30.05.2016 tarihi itibarıyla yapılan satışların toplam tutarının dahi 100.000.000,00 USD'yi aşmadığını, bu durumda davacının müvekkillerinden herhangi bir prim alacağı talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava konusu ihtilafın çözümünde ... mahkemelerinin değil asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, Mahkemece fesih tarihi itibarıyla yapılan satışların sözleşmede kararlaştırılan bedeli geçmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, Mahkemece davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta olduğunu, ancak kararın gerekçesinde "davacının hak kazanabileceği prim alacağına ilişkin sözleşmenin 3. maddesinde bu süre olarak ifade edilen süre konusunda bir açıklık bulunmadığı" şeklindeki gerekçesi ve değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinin 4/A-d bendinde yer alan bu konudaki beyanının da aynen "Prim sözleşmesinin üçüncü maddesinde bu süre içerisinde diye belirtilen süre, yine aynı sözleşmenin birinci maddesinin ilk paragrafının son cümlesinde belirttiği şekliyle 2013 yılı sonuna kadar olan süredir." şeklinde olduğunu, sözleşmenin 3 üncü maddesinde "bu süre" şeklinde belirtilen ifade ile kastedilenin 2013 yılı sonu olduğunu, Mahkeme kararının gerekçesinin bu yönden de düzeltilerek hüküm kurulması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece sözleşmenin 3 üncü maddesinde yazılı satışların 100.000.000,00 USD'yi aşmaması nedeniyle davacının prime hak kazanmadığı yönündeki gerekçenin dosya kapsamına ve 22.11.2010 tarihli sözleşme içeriğine uygun olduğu, davacı ile davalı ... arasında imzalanan 22.11.2010 tarihli sözleşmenin 3 üncü maddesinin "Bu ödemelere ilaveten gruba ait ... ili Beylikdüzü ilçesi, 264 ada, 2 ve 3 parselde bulunan gayrimenkullerin bu süre içerisinde satılması halinde veya satılmayıp üzerinde yapılabilecek herhangi bir projeden dolayı elde edilecek hasılatın 100.000.000,00 USD'yi aşması halinde aşan kısmın %1'i de ayrıca kendisine ödenecektir." şeklinde olduğu, madde metninde her ne kadar sürenin bitiş tarihi belirtilmemiş ise de sözleşmenin 1 inci maddesinde prim ödemeleri ile ilgili olarak 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 Haziran ayına kadar olan süre düzenlendiği, dava konusu olayda sözleşmenin 1 inci maddesinde yazılı olan 2014 Haziran ayına kadar olan sürenin anlaşılması gerektiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda davalı Falkons Gayrimenkul Şirketinin ticari defterinin incelenmesinde 2013 yılı sonuna kadar yapılan satışın 8.514.283,94 USD olduğu, davacının ... sözleşmesini feshettiği 30.05.2016 tarihine kadar yapılan tüm satışların toplamının ise 96.271.412,65 USD olup yapılan satışların sözleşmenin 3 üncü maddesinde yazılı 100.000.000,00 USD'yi aşması şartının gerçekleşmediği, davacının sözleşmenin 3 üncü maddesinde yazılı prime hak kazanamadığı, davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının prim alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi,
2. 4857 ... ... Kanunu'nun 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalılar yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.