"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 04.04.2002 tarihinde ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (...) ... biriminde ihale yoluyla hizmet alımı yaptığı alt işveren şirketler nezdinde sayaç okuma görevlisi olarak çalışmaya başladığını, asıl işveren olan ...'ın 01.10.2013 tarihinde hisselerinin tamamını ... Şirketine devrettiğini, devir sebebiyle mevcut alt işverenlerle yapılan hizmet alım sözleşmelerinin feshedilmesi üzerine, davacının son alt işvereni olan davalı ... Enerji Elektrik Limited Şirketi (... Enerji Şirketi) tarafından 31.03.2014 tarihinde işine son verildiğini, son ücretinin 1.816,00 TL olduğunu, fazla çalışma yaptırılmasına, hafta tatillerinde, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırılmasına rağmen karşılığı olan ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil, yıllık izin ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekili yasal süresinden sonra verilen 14.04.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının diğer davalı ... Enerji Şirketinin işçisi olduğunu, müvekkili ile diğer davalı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını ve bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının fazla çalışma yaptığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve ... sözleşmesinin feshinde müvekkilinin müdahalesi olmadığını, davacıya fesihten sonra ihbar tazminatı ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Enerji Şirketi vekili davaya karşı yasal süresi içerisinde cevap vermemiş, istenen belgelerin ibrazı esnasında verdiği beyan dilekçesinde; ... ile 02.05.2013 tarihinde ... ili el bilgisayarı ile endeks okuma işi ihalesine ilişkin hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davacının 03...2013 tarihinde çalışmaya başladığını, ...’ın sözleşmeyi feshettiği 31.03.2014 tarihine kadar çalıştığını, ihbar tazminatının ödendiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, bayram tatili ile tatil günlerinde çalışmadığını, bu durumun giriş çıkışta bastığı diğer davalının sunacağı parmak izi belgelerinde görülebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14...2016 tarihli, 2016/91 Esas, 2016/357 Karar sayılı kararı ile; davacı vekiline 24.03.2016 tarihli duruşmada bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verilmesine ve verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı taktirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edilmesine rağmen davacı tarafça süresi içinde belirtilen bilirkişi ücretinin yatırılmaması sebebiyle bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, mevcut delil durumuna göre ise davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02...2020 tarihli ve 2017/28906 Esas, 2020/5441 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi incelemesi takdiri bir delil olmakla davacının verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini mahkeme veznesine yatırmaması sebebiyle bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kabul edildiğine göre Mahkeme tarafından esasa yönelik olmak üzere davacının dayandığı diğer deliller gözetilmek suretiyle mevcut delil durumuna göre (Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetveli, işyeri kayıtları, ücret bordroları, ödeme belgeleri, tanık anlatımları vs.) bir değerlendirme yapılması gerekirken, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın tümüyle reddine karar verilmesinin hatalı bulunduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılamada, davacının işyerinde fazla çalışma yaptığı, hafta tatilleri, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını tanık beyanları ile ispat etmiş olduğu, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının değerlendirildiği gerekçesiyle ve davacı vekilinin bozma öncesi verilen kesin süreden sonra bilirkişi ücretinin yatırıldığını beyan ederek dosyanın bilirkişiye gönderilmesi talebine karşı davalı ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilinin itirazda bulunmayarak takdiri Mahkemeye bırakması üzerine alınan 16.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde bir mahkeme hükmünün hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (c) alt bendine göre hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.
3. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."
4. 07...1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.
2. Değerlendirme
1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vâkıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vâkıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.
2.“Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (sabit gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. ... Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve (tahkikat sonucunda) sabit gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. ...Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. ... Hukukî dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.” (..., Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, ..., İkinci Baskı, 2021, s.890-892).
3. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
4. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
5. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
6. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü kuşkudan uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
7. Somut olayda Mahkemece gerekçeli kararda; dosyanın tanığı olmayan ve tarafları farklı bir dosyada dinlendiği anlaşılan B.A. isimli şahsın ifadeleri alıntılanmak, kıdem ve ihbar tazminatları alacakları bakımından taraflarca ileri sürülmeyen, dosya ile ilgisiz olgulardan bahsedilmek suretiyle Anayasa'nın ve 6100 sayılı Kanun’un aradığı anlamda gerekçe oluşturulmaksızın, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hangi sebeplerle hak kazanıldığına ilişkin dosya kapsamı ile uyumlu açıklama yapılmaksızın karar verildiği görülmüş olmakla, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
8. Kabule göre davacı; dava dilekçesi ile 250,00 TL olarak talep ettiği fazla çalışma ücreti alacağını, 07.03.2022 tarihli dilekçesi ile 5.516,67 TL olarak ıslah etmiştir. Mahkemece davacının dava ve ıslah dilekçesindeki talebi aşılarak net 15.291,80 TL fazla çalışma ücreti alacağına hükmedilmesi, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesine aykırıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.