"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/628 E., 2023/351 K.
DAVA TARİHİ : 21.04.2010
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 13.01.2020 tarihli ve 2019/8175 Esas, 2019/8175 Karar sayılı ilâmı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 17.02.2020 havale tarihli dilekçe ile; Daire kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek onama kararının ortadan kaldırılması ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dairemizce verilen 15.09.2020 tarihli ve 2020/1851 Esas, 2020/7869 Karar sayılı karar ile; onama kararının ortadan kaldırılmasına ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan Rıdvan ve ...'nın eski Bank Kapital AŞ Nişantaşı Şubesinin müşterek hesap sahipleri olduğunu, Şube eski çalışanı ...'in muhtelif müşteri hesaplarından davalılara ait hesaba müşteri talimatı olmaksızın usulsüz aktarımlar gerçekleştirdiğini, zarar gören mudilere ödemeler yapıldığını, davalıların hesaplarına usulsüz olarak yatırılan meblağlar sonucu oluşan zararın banka kaynağından sağlanarak diğer mudilere ödenmesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili için İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2009/15339 yeni, 2001/14224 eski sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini iddia ederek davalılar tarafından takibe yapılan itirazın iptaline ve en az %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; davanın süresinde açılmadığını, Bank Kapital AŞ'nin Nişantaşı şubesinde kısa bir süre şube müdürü olarak görev yapıp zarardan kendisinin sorumlu tutulamayacağını, imza yetkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalılardan Ridvan ve ... vekili; müvekkillerinin Kadıköy'de ikamet edip Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, icra takibinin müvekkilleri açısından yenilenmediğini, yenileme dilekçesinde sadece borçlulardan Nilüfer Dilaver açısından talepte bulunulup bu borçlu açısından yenileme kararı verildiğini, müvekkilleri hakkındaki dava yenilenmediğinden itirazın iptali davasının görülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davacı Bankanın temlik aldığı mülga Kapital Bank Nişantaşı Şubesinde davalı ...-Rıdvan Meta adına açılmış bulunan 66149 no.lu hesaba dört ayrı hesaptan Davalı ...’in onayı ile 18.12.2000-02.03.2001 tarihleri arasında toplam 10.285,00 TL para aktarıldığı, söz konusu paranın davalı müşteriler tarafından iade edilmediği, buna karşılık davacı Banka tarafından söz konusu tutarların mağdur müşterilere diğer yapılan usulsüz işlemlerle birlikte düzenlenen ibra protokolü ile ödendiği ve bu şekilde davacı Bankanın zararının oluştuğu, davacı Banka tarafından davalılardan söz konusu tutarın keşide edilen ihtarname ile geri ödenmesinin talep edildiği, davalı Banka müşterileri tarafından ihtarnameye karşı ihtarname gönderilmesine karşılık konuya hesap ekstrelerini almadıklarını şubedeki görevlileri tanımadıklarını beyan ettikleri haksız para aktarımını kabul etmedikleri, ancak söz konusu 10.285,00 TL'nin davalı müşterilerin hesabına aktarıldığının sunulu hesap ekstreleri ve dekontları ile sabit olduğu ve iadesine ilişkin bir kaydın olmadığı oluşan davacı Banka zararından davalı müşteriler ..., Rıdvan Meta ile davalı Şube Yöneticisi ...’in mali yönden tahsilde tekerrür olmamak üzere müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2001/14224 Esas sayılı dosyası üzerinden 10.285,00 TL asıl alacak, 2.517,11 TL işlemiş faiz ve 125.86 TL Bsmv olmak üzere yapılan hesaplamada takip tarihinde toplam 12.927.97 TL alacağının bu tutar üzerinden devam etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan ... ile ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 15.09.2020 tarihli ve 2020/1851 Esas, 2020/7869 Karar sayılı kararı ile; davacının tüm davalılardan ... ile ...’nın diğer temyiz itirazları reddedilerek, davanın esasına etkili olan itirazın iptali davası koşullarının bulunmadığına ilişkin itirazın kararda karşılanmamasının davalıların gerekçeli karar hakkının ihlaline sebebiyet vereceğinden isabetsiz olduğu, ayrıca Mahkemece hâkimin davayı aydınlatma ödevi gözetilmeksizin alınan muhtelif tarihli bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve davalıların gerekçeli karar hakkını ihlal edecek şekilde yargılama yapılıp karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki davanın itirazın iptali davası olması karşısında icra dosyasının işlemden kaldırılmasından sonra davalılar hakkında yenilenmiş bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; harçtan muafiyetinin gözetilmemesinin yerinde olmadığını, davalılardan ... yönünden bozma ile kararın kesinleştiğini, itirazın iptali davasının koşullarının bulunduğunu, icra dosyasının işlemden kaldırılmasının eldeki davaya engel teşkil etmediğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu icra takibinin işlemden kalkmasının eldeki uyuşmazlığa etkisi ile bozma sonrası verilen mahkeme kararının davacı lehine oluşan usuli müktesep hakkı ihlal edip etmediği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
4. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
5. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
..."
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta Dairemizce Mahkeme kararının süresi içinde davacı ve davalılardan ... ile ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu durumda davalı ... yönünden verilen karar bozma kapsamı dışında kalmıştır. Mahkemece bu durumda, davacı lehine İlgili Hukuk bölümünün (2) numaralı paragrafında açıklanan şekilde usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden hüküm kurulması hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.