"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/956 E., 2022/316 K.
DAVA TARİHİ : 11.06.2014
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette makam şoförü olarak çalıştığını, ihtarname ile fazla çalışma ücretini talep etmesi üzerine işten çıkarıldığını, çalışmalarını haftanın 7 günü boyunca her gün fazladan çalışma yaparak sürdürdüğünü hatta bazen 24 saat aralıksız şekilde çalıştığını, ayrıca işverenin şahsi ve ailevi işleri ile de ilgilendiğini, aynı araç ile ailesinin şoförlüğünü de yaptığını, müvekkilinin aslında haftanın 7 günü, 08.20-18.30 saatlerinde çalışması gerektiğini, ilaveten 30.06.2012-08.08.2012 tarihleri arasında 06.30-08.30-18.30-20.30 saatleri arasında da personel servis şoförlüğü yaptığını, bu tarihler dışında servis kullanmamış olmasına rağmen fazla çalışma yaptığını, bu durumların şoförlük hizmetleri planlaması cetveline yansıtılmış olduğunu, aynı cetvelde hafta sonu günlerindeki çalışmaların da yansıtıldığını, davacının ücretinin 1.540,00 TL olduğunu, ancak bordroya düşük yansıtılarak kalan kısmının fazla çalışma olarak açıklanarak fazla çalışma talep yolunu kapattığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ücret alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, kötüniyet tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının idari şoför olarak işe alındığını, haftanın 7 günü ve servis şoförlüğündeki fazla çalışma iddiasının doğru olmadığını, tek taraflı tutulan araç kayıt defterlerinin hukuki geçerliliği olmadığını, davacının işyerindeki işe giriş kayıtlarını bir süreden sonra doldurmadığını, müvekkili Şirkette 09.00-18.30 saatleri arasında çalışıldığını, nadiren aşan çalışma karşılığının da bordro ile ödendiğini, imzalı bordrolarla bankadan 1.395,35 TL net maaş alan davacının baskı ile imzaladığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının müvekkili Şirkette hiçbir alacağının olmadığını, fesih ile bakiye ücretinin ödendiğini, Şirkette resmi ve bayram tatillerinde çalışılmadığını, davacının tavır ve davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin sonlandırıldığını, fazla çalışma nedeniyle feshin yapılmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli ve 2014/417 Esas, 2016/265 Karar sayılı ilâmı ile; davacının kıdeme esas hizmet süresinin 30.06.2010-16.05.2014 tarihleri arasında 3 yıl 10 ay 18 gün olduğu, tanık beyanları,banka kayıtları ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına nazaran davacının en son fesih tarihinde aylık net 1.540,00 TL ücret aldığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı ödemesini gerektirecek şekilde feshedildiği, iddia, savunma, sunulan denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu kapsamında davanın kısmen kabulüne, koşulları oluşmadığından ücret alacağı, yıllık izin alacağı, ulusal bayram ve genel tatil, kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.11.2020 tarihli ve 2016/30134 Esas, 2020/14690 Karar sayılı kararıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmış ise de hesaplamanın denetime elverişli olmadığı, tanıkların işyeri çalışma düzenini kendi çalışma süreleri ile sınırlı olarak belirleyebilecekleri hususunun gözetilmeyerek tüm çalışma dönemi için hesaplama yapıldığı ayrıca hükmün gerekçesinde de bordrolarda tahakkuk ettirilen fazla çalışma ücreti alacağı ödemelerinin neden dışlanmadığının açıklanmadığı, tanık beyanlarına tanıkların çalıştığı dönemle sınırlı olarak itibar edilerek ve fazla çalışma tahakkuku bulunan aylar için bu ödemeler de değerlendirilerek yeniden bir hesaplama yaptırılması suretiyle fazla çalışma alacağının belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 30.06.2010 - 29.06.2012 tarihleri arasında; davalı tanık beyanlarına göre haftanın 5 günü 09.00-18.00 saatleri arası çalıştığı, haftanın 2 günü 2,5 saat çalışma yaptığı ve 5 saatlik fazla çalışmasının olduğu, davacının servis şoförlüğü yaptığı 30.06.2012-08.08.2012 tarihleri arasında; haftanın 7 günü 08.30-18.30 saatleri arası çalıştığı, 1 saat ara dinlenme süresinin tenzili ile 9 saat x 7 gün = 63 saat çalışma yaptığı, ilave olarak servis işi nedeniyle haftanın 5 günü günlük 2,5 saat fazla çalışma yaptığı, 5 x 2,5 saat = 12,5 saat, toplamda 63+12,5 saat = 75,5 saat çalışma yaptığı ve haftalık 30,5 saat fazla çalışmasının olduğu, davacının 09.08.2012 - 16.04.2014 tarihleri arasında; davacı tanık beyanlarına göre haftanın 7 günü 08.30-18.30 saatleri arası çalıştığı, 1 saat ara dinlenme süresinin tenzili ile 9 saat x 7 gün = 63 saat çalışma yaptığı, böylelikle 18 saat fazla çalışmasının olduğu, Mahkemece yapılan hesaba göre 20.756,68 TL fazla çalışma alacağının bulunduğu, her ne kadar bordrolarda fazla çalışma tahakkuku bulunsa da; tahakkukların birbirlerini izleyen aylarda aynı tutarda olduğu ve neticeten davacıya aynı ücretin ödendiği, sembolik tutarlar gösterilerek davacının ücretinin bir kısmı fazla çalışma olarak gösterildiği, davacıya fazla çalışma ücreti ödenmediği bu nedenle bordrodaki tahakkukların mahsup edilmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin iş disiplini ile bağdaşmayan disiplinsiz davranışları nedeniyle haklı nedenle feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı, davalı Şirkette haftalık toplam çalışma süresi 45 saati geçmediği, nadiren fazla çalışma yapıldığı takdirde ise söz konusu çalışmaların karşılıkları ödendiği, davacının imzalı bordroları ve banka kayıtlarının da fazla çalışma yapıldığı takdirde karşılığının ödendiğini ispatladığı, 30.06.2010-29.06.2012 tarihleri arasındaki dönem için davacının haftalık 45 saat çalışma süresinin aşılmadığı, fazla çalışma alacağı hesabının hatalı yapıldığı, tanık beyanlarının göz ardı edildiği, bordrolarda fazla çalışma tahakkukunun bulunduğu, ancak tahakkukların birbirlerini izleyen aylarda ve aynı tutarda olduğu, sembolik tutarlar gösterilerek davacının ücretinin bir kısmının fazla çalışma olarak gösterildiği ve davacıya fazla çalışma ücreti ödenmediğine kanaat getirildiği belirtilerek bordrolardaki fazla çalışma tahakkuklarının mahsup edilmediği yönündeki gerekçesinin hukuka ve dosyadaki Yargıtay bozma ilâmına açıkça aykırı olduğu, davacının bordrolarının imzalı olması nedeniyle kesin delil niteliğinde olduğu, kesin delil niteliğindeki imzalı bordroların aksi ancak yazılı belge ile ispat edilebileceği, davacının herhangi bir ihtirazi kaydı bulunmayan ve kendisi tarafından imzalanan bordrolardaki fazla çalışma tahakkuklarına itibar edilmemesinin hatalı olduğu, imzalı bordrolardaki fazla çalışma tahakkuklarının mahsubu değil, fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunan imzalı bordroların ait olduğu ayların fazla çalışma ücreti hesaplamasından dışlanması gerektiği gerekçeleri ile temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma alacağının ispatı ile hesaplanması hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı İş Kanun'un ( 4857 sayılı Kanun) 41 inci maddesi.
3. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 19.06.2019 tarihli ve 2016/15593 Esas, 2019/13450 Karar sayılı kararında fazla çalışmanın ispatına yönelik ilkeler şu şekilde açıklanmıştır:
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, kural olarak bordro hilesi taşımadığı sürece işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yapıldığını yazılı delillerle kanıtlanması gerekir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazî kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Keza bordro hilesi bulunmadığı ve bordro ile fazla mesai ücreti ödenmiş ve ihtirazı kayıt konmamış ise tanık beyanlarına dayalı fazla çalışma tespitinde ödenen ayların dışlanması, aksi halde ise ödenenlerin mahsup edilmesi gerekir. Başka bir anlatımla, işverence işçilerin fazla çalışma ücreti talep etmesine engel olacak şekilde sembolik fazla çalışma tahakkukları yapılırsa bu aylar fazla çalışma hesabından dışlanmaz ancak yapılan fazla çalışma ödemeleri tespit edilen fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edilir.
4. Dairemizin 23.01.2023 tarihli ve 2023/121 Esas, 2023/1189 Karar sayılı ilâmının fazla çalışmanın ispatına ilişkin ilgili kısmı şu şekildedir:
"...Ücret bordrosundaki ücretin, davacının gerçek ücret miktarını yansıtmadığının anlaşılması hâlinde, bordroların imzalı ve imzasız oluşuna göre bir ayrım yapılması gerekmektedir. Bu hâlde imzalı bordroda yer alan fazla çalışma saati davacıyı bağlayacağından, davacı bordrodaki süreden daha fazla süre ile çalıştığını ancak yazılı bir delil ile ispat edebilir. Davacının imzalı bordrodaki süreden daha fazla çalıştığını yazılı delil ile ispat etmesi hâlinde, bordroda ödendiği belirtilen fazla çalışma ücreti davacının gerçek ücreti üzerinden hesaplanan alacaklardan mahsup edilir. İmzalı bordrodaki fazla çalışma süresinden daha fazla çalışma yapıldığının yazılı kayıtlar ile ispat edilememesi durumunda, bordrodaki fazla çalışma saati ile bağlı kalınarak değerlendirme yapılır. Yani bordrodaki fazla çalışma süresinin işçinin gerçek fazla çalışma süresini yansıttığı, ancak karşılığı olan ücretin gerçek fazla çalışma ücretini yansıtmadığı kabul edilir. Davacının bordrodaki fazla çalışma süresinin karşılığı olan fazla çalışma ücreti gerçek ücret miktarı üzerinden yeniden hesaplanır. Bu halde de bordrodaki tahakkuk miktarı hesaplanan alacaktan mahsup edilir ...".
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının 30.06.2010-29.06.2012 tarihleri arasında; davalı tanık beyanlarına göre haftanın 5 günü 09.00-18.00 saatleri arası çalıştığı, haftanın 2 günü 2,5 saat çalışma yaptığı ve 5 saatlik fazla çalışmasının olduğu, davacının servis şoförlüğü yaptığı 30.06.2012-08.08.2012 tarihleri arasında; haftanın 7 günü 08.30-18.30 saatleri arası çalıştığı, 1 saat ara dinlenme süresinin tenzili ile 9 saat x 7 gün = 63 saat çalışma yaptığı, ilave olarak servis işi nedeniyle haftanın 5 günü günlük 2,5 saat fazla çalışma yaptığı, 5 x 2,5 saat = 12,5 saat, toplamda 63+12,5 saat = 75,5 saat çalışma yaptığı ve haftalık 30,5 saat fazla çalışmasının olduğu, davacının 09.08.2012 - 16.04.2014 tarihleri arasında; davacı tanık beyanlarına göre haftanın 7 günü 08.30-18.30 saatleri arası çalıştığı, 1 saat ara dinlenme süresinin tenzili ile 9 saat x 7 gün = 63 saat çalışma yaptığı, böylelikle 18 saat fazla çalışmasının olduğu, Mahkemece yapılan hesaba göre 20.756,68 TL fazla çalışma alacağının bulunduğu, her ne kadar bordrolarda fazla çalışma tahakkuku bulunsa da; tahakkukların birbirlerini izleyen aylarda aynı tutarda olduğu ve neticeten davacıya aynı ücretin ödendiği, sembolik tutarlar gösterilerek davacının ücretinin bir kısmı fazla çalışma olarak gösterildiği, davacıya fazla çalışma ücreti ödenmediği bu nedenle bordrodaki tahakkukların mahsup edilmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
3. Dosya kapsamında mevcut ücret bordrolarının incelenmesinde, 2014 yılında brüt ücretinin 1.951,79 TL olduğu net üçretin 1.395,00 TL’ye tekabül ettiği, 2014 yılında davacıya her ay 286,27 TL brüt, 204,00 TL net fazla çalışma ödemesinin yapıldığı ve yapılan ödemelerin bir kısmının davacının fazla çalışma alacağı için olduğu anlaşılmaktadır. 2013 yılında ise davacıya 755,34 TL ve 803,08 TL brüt fazla çalışma alacağı ödenmiş olup davacının eline hep aynı miktar olan net 1.639,08 TL geçmiştir. Ancak davacının ücretinin 1.540,00 TL net olduğu, önceki dönem ücretlerinin ise asgari ücretin 2,011 katı olduğu hususlarının bozma ilâmının kapsamı dışında kaldığı ve kesinleştiği dikkate alındığında ücret bordrolarındaki çıplak ücretin gerçek ücreti yansıtmadığı görülmektedir. Böyle olunca imzalı ücret bordrolarında yer alan tahakkuklar gerçek ücret yerine düşük ücretten yapıldığından tahakkuk bulunan bordro döneminin dışlanması yerine imzalı bordrolarda geçen fazla çalışma saati sayısıyla sınırlı olmak üzere ancak gerçek ücretten hesaplama yapılarak ve mevcut tahakkukların da mahsubu ile yeniden fazla çalışma ücreti hesaplanmalıdır. İmzasız bordrolar yönünden ise, tanık beyanları ile davacının fazla çalışma yaptığını ispat edebileceği dikkate alınarak, bu dönemler için de davacının fazla çalışma alacağı gerçek ücretine göre belirlenmeli ve yapılan ödemeler mahsup edilmelidir.
4. Mahkemece ücret bordrolarındaki tahakkukların birbirlerini izleyen aylarda aynı tutarda olduğu ve neticeten davacıya aynı ücretin ödendiği, sembolik tutarlar gösterilerek davacının ücretinin bir kısmı fazla çalışma olarak gösterildiği, davacıya fazla çalışma ücreti ödenmediği gerekçeleriyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.