"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/623 E., 2023/326 K.
DAVA TARİHİ : 13.05.2019
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 18.04.2008-15.03.2019 tarihleri arasında usta öğretici olarak davalıya ait Aile Yaşam Merkezlerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, müvekkilinin haftada 6 gün 09.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, bu çalışmalarına ek olarak haftada en az 3-4 gün 3-4 saatten az olmamak kaydıyla iş çıkış saatlerinden sonra akşam saatlerinde çalışmak durumunda kaldığını, davalı Belediyenin düzenlediği tüm etkinliklere, açılışlara katılmak durumunda kaldığını, davacının ulusal bayram ve genel tatillerde de çalışmaya devam ettiğini, 18.12.2014 tarihli ve 2181 sayılı Belediye Meclis kararı uyarınca "yol-yemek ücreti" adı altında 90 binişe kadar otobüs bileti veya buna muadil yol ücreti verilmesi, çalıştığı günler dikkate alınarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na (657 sayılı KHK) tâbi devlet memurları için ödenen günlük yemek ücretini geçmemek üzere yemek bedeli ödenmesi kararı uyarınca yol ve yemek ücreti ödemesi yapılmaya başlandığını; ancak bir yıl süreyle verildikten sonra söz konusu yardımların kesildiğini, işyeri uygulaması hâline gelen yol ve yemek ücreti alacaklarının da eksik ödendiğini, müvekkili davacıya çalışması karşılığı ödenen son brüt ücret 3.600,00 TL civarında ise de gerçek ücretinin bu ücretin üstünde olduğunu, ücretlerinin 657 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi hükümlerine göre eksik ödendiğini, ayrıca müvekkiline çalıştığı dönem boyunca çalışma karşılığı olmaksızın ulusal bayram ve genel tatil günü kabul edilen günlerde ve hafta tatillerinde ücretinin tam olarak ödenmesi gerekirken hiç ödenmediğini, ilave tediye alacağının ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını, müvekkilinin emsali ile aynı ücreti almadığını, davalının eşit işlem borcuna aykırı davrandığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ayrımcılık tazminatı, ilave tediye ücreti, ücret farkı, yol ve yemek ücret yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; somut uyuşmazlıkta iş mahkemesinin görevli olmadığını, idari yargının görevli olması nedeniyle görev itirazında bulunduklarını, davacının işçi olmadığını, davacının 18.04.2008-15.03.2019 tarihleri arasında usta öğretici olarak çalıştığını, öğretmen olarak atandığından kendi isteğiyle görevinden ayrıldığını, ders ücretinin kurslara devam eden öğreticilere kurs saatlerine göre aylık ders saati toplamının 657 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesi uyarınca hesaplanıp ödendiğini, fazla çalışma iddiasının doğru olmadığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde birimlerin kapalı olduğunu, ayrıca puantaj kayıtlarında görüleceği üzere söz konusu personele haftada bir gün ücretli izin verildiğini, 657 sayılı Kanun’un 176 ncı ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin (f) bendi ve 80 inci maddesi hükümleri uyarınca ücretlerinin hesaplandığını, kanun koyucunun brüt ek ders ücreti dışında ayrıca hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile benzeri herhangi bir ücret ödemesi öngörmediğini, davacının ilave tediye alacağına hak kazanmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, ayrımcılık tazminatı koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.02.2020 tarihli ve 2019/228 Esas, 2020/83 Karar sayılı kararı ile; davacının çalışma süresinin 10 yıl, 1 ay, 29 gün olduğu, ödenmeyen ücret alacakları bulunduğu tespit edildiğinden iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, bakiye 47 gün izin ücreti alacağı olduğu, 14.07.2018 tarihine kadar çalışılmayan hafta tatili ücreti ödenmediğinden hesaplama yapıldığı, ilave tediye alacağı bulunduğu, Belediye Meclis kararına göre 15.12.2015 tarihinden fesih tarihine kadar aylık 90 binişlik yol ücreti ile fiili çalışma yapılan günler için asgari ücretin binde yedisi oranında yemek ücretinin hesaplandığı, ayrımcılık tazminatı koşullarının oluşmadığı, puantaj kayıtlarına göre haftalık 45 saati aşan çalışması tespit edilemediği; ancak 28 Ekim 2014 ve 2015 yarım günlük tatillerde ve 01 Mayıs 2017 tarihinde çalıştığı tespit edildiğinden ulusal bayram ve genel tatil alacağı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı, yıllık izin, ilave tediye, yol ve yemek ücreti, ücret farkı ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları hüküm altına alınmış, ayrımcılık tazminatı ile fazla çalışma alacağı ise reddedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 24.03.2022 tarihli ve 2020/1035 Esas, 2022/621 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.09.2022 tarihli ve 2022/7686 Esas, 2022/10406 Karar sayılı kararı ile; kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti hesabında, son bir yıl içinde ödenen aylık ücretlerin ortalamasının esas alınması gerekli iken bu hususa dikkat edilmeksizin ortalama çalışılan gün sayısı ve ortalama ders saati gözetilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, davacının bordrosunda tahakkuk ettirilen saat başı ders ücreti miktarının mevzuata göre olması gerekenden düşük olduğu ay var ise o ay için mevzuata göre olması gereken saat başı ders ücreti esas alınarak, bordrodaki saat başı ders ücreti mevzuata göre olması gerekenden yüksek ise o ay için bordrodaki ücret esas alınarak ücret miktarının belirlenmesi gerektiği; ayrıca davacının tam gün esasına göre çalıştığı dönem tespit edilerek bu döneme ilişkin banka kayıtlarıyla ücret bordrolarının karşılaştırılması ve çalışılmayan hafta tatili ücretlerinin ödenip ödenmediğinin de dikkate alınarak kararının sadece davalı tarafından temyiz edilmesi nedeni ile doğan davalı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda kapsama alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının işçi olmadığını, statü hukukuna tâbi olduğunu, bu sebeple görevli yargı yerinin idari yargı olması gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, usta öğreticilerin görevlendirilmesi ve ücretlerin hesaplanmasına ilişkin olarak 657 sayılı Kanun’da ve 5510 sayılı Kanun’da özel düzenlemelerin yer aldığını, davacının ek ders ücreti karşılığı 18.04.2008-15.03.2019 tarihlerinde istihdam edildiğini, usta öğreticilerin 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerinden yararlanacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını, davacının ek ders ücreti alacağının 657 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesine uygun olarak hesaplandığını ve ödendiğini, davacının Millî Eğitim Bakanlığı nezdinde kadrolu öğretmen olarak işe başlaması sebebiyle istifa ettiğini, bu sebeple kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, müvekkili Kurumun ulusal bayram ve genel tatillerde kapalı olduğunu, haftada bir gün hafta tatili izni kullandırıldığını, ücretlerin eksik ödenmediğini, usta öğretici olan kişiler işçi vasfında olmadıkları için ilave tediye ikramiyesi ödenmesinin de söz konusu olmayacağını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, usta öğreticilere yalnızca 2014 yılı için yol ve yemek yardımı yapıldığını, daha önceki ve sonraki yıllarda Belediye Meclisi tarafından alınmış karar olmadığından ödeme yapılmadığını, davanın usul ve esastan reddi gerektiğini savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ders saati ücretiyle çalışan ve her ay çalıştığı ders sayısı farklı olan davacının ücretinin hesap yöntemi ile feshe bağlı kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının hesap yöntemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 657 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesi ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.