"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yaş meyve, sebze ve narenciye toptancısı bulunan davalı işyerinde 23.07.2011-04.04.2022 tarihleri arasında satın alma elemanı olarak çalıştığını, son aylık net ücretinin 9.000,00 TL olduğunu, işin özelliği gereğince yıl içinde dönemler hâlinde ...'nin her yerine mal satın almak üzere davacı tarafından gönderildiğini, bu dönemlerde evini de gönderildiği yerlere taşımak zorunda kaldığını, geri kalan zamanlarda ise ... merkezde çalıştığını, davacının pandemi dönemi dâhil olmak üzere sürekli 07.30-22.00 saatleri arasında haftanın 7 günü çalıştığını, yemek ve servis hizmeti bulunduğunu, resmî ve dinî bayramlarda çalıştığını, 1 saat öğle molası bulunduğunu, ... molası bulunmadığını, asgari geçim indiriminin ödenmediğini, yıllık izin ücretini yalnızca bir yıl kullandığını, sigortasının eksik yatırıldığını, buna ilişkin ... ... Mahkemesinin 2022/700 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespitine ilişkin dava açıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile ... bayram ve genel tatil, yıllık izin, hafta tatili, fazla çalışma ve asgari geçim indirimi ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası açılamayacağından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı Şirketin merkezinin ".../..." adresinde bulunduğunu, ... sözleşmesinde uyuşmazlık ... yeri olarak ... mahkemelerinin yetkili olduğunun taraflarca kabul edildiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, arabuluculuk görüşmelerinin usulüne uygun yürütülmediğini, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ... ... Mahkemesinin 2022/700 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti davası açıldığını, dosyanın işbu dosya yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının 04.02.2013-31.05.2013 ve 18.04.2015-04.04.2022 tarihleri arasında iki dönem çalışmasının bulunduğunu, ilk dönem çalışmasının istifa ile sonlandığını, ikinci dönem çalışmasının davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, işyerinde hafta tatili çalışması, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılması hâlinde ücretlerinin tam olarak ödendiğini, davacının davalı işyerinde yıllık izin alacağının bulunmadığını, asgari geçim indirimi ödemesinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işyerinin adresinin ".../..." olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları gözetildiğinde davalının adresinin de ".../..." olduğu, tüm bu hususlar gözetildiğinde Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin bir bağlantı kurulamadığı, davanın niteliği gereği mahkemenin yetkili olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; sigorta bilgilerinden ve ücret bordrolarından işin yapıldığı yerin ... olduğundan davaya bakmaya yetkili olan mahkemenin ... ... mahkemesi olduğunun açıkça ortada olduğunu, bu nedenle verilen yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki dosyada yargılama yapma yetkisinin çalışma yeri olan Senirkent mahkemesi ile davalı yanın ikamet adresi olan ... mahkemesi olduğu sonucuna varıldığı, ancak davacı yanın davayı açarken yetkili mahkemeyi tercih etmediği bu hâliyle tercih hakkının davalı yana geçtiği de dikkate alındığında, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; tarafları lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, usul ve kanuna göre davaya bakmaya yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 7036 sayılı ... Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) "Yetki" kenar başlıklı 6 ncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) ... mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.
...(5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir."
2. 7036 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Madde ile, ... mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme belirlenmektedir. Maddenin birinci fıkrası uyarınca, ... mahkemelerinde açılacak davalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki yetki hükümlerine uygun olarak davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile ... hukukunun genel prensipleri itibarıyla işin yapıldığı yer mahkemesi yetkili mahkeme olarak belirlenmektedir. Düzenleme ile, ayrıca işlemin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu kabul edilmektedir. Davacı, dava açarken birinci fıkrada belirtilen bu yerlerden birisini tercih edebilecektir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesinin on dokuzuncu fıkrasında Sosyal Güvenlik Kurumunun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer ... mahkemesi yetkili kılınmaktadır. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumunun il müdürlükleri tarafından yapılan işlemler (örneğin yetim veya ölüm aylığının kesilmesine ilişkin kurum işlemi, prim tahakkuk itiraz komisyonunun kararı, fiili olmadığı gerekçesiyle sigortalı çalışmanın iptali gibi) aleyhine açılacak davalarda kurumun genel merkezinin bulunduğu ... mahkemelerinin yanında işlemin yapıldığı şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olup olmadığı konusunda uygulamada sorun ortaya çıkmaktadır. Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 10/4/2006 tarihli ve E.: 2005/13502, K.: 2006/4757 sayılı Kararında, mülga 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun uygulandığı dönemde bu Kanunun 9 uncu ve 17 nci maddelerine dayanarak işlemin yapıldığı şubenin bulunduğu yer mahkemesini de yetkili görmüştür. 6100 sayılı Kanunun uygulandığı dönemde de Yargıtayca bu görüşün sürdürüldüğü görülmektedir. Ölüm aylığı bağlanması işleminin iptaline ilişkin kurum il müdürlüğü kararı aleyhine başka bir ilde açılan davada Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 19/1/2016 tarihli ve E.: 2015/4846, K.: 2016/173 sayılı Kararıyla işlemi yapan il müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesi yetkili görülmüştür. Ölüm aylığı almakta iken muvazaalı boşanma gerekçesiyle davacının hak sahipliğini sonlandıran kurum il müdürlüğü işleminin iptali talebiyle yine başka bir ilde açılan davada Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/1/2016 tarihli ve E.: 2015/12662, K.: 2016/388 sayılı Kararıyla işlemi yapan il müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesi yetkili görülerek yargı yeri belirlenmiştir. Düzenleme ile, bu konudaki tartışmalar dikkate alınarak işlemin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu kabul edilmektedir.
..."
3. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun "D. Yerleşim yeri" kenar başlıklı 51 inci maddesi şöyledir:
"Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir."
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 115 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 7036 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre ... mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. Anılan düzenlemeye göre hangi mahkemede dava açılacağı hususunda seçimlik hak işçiye aittir.
2. ... sözleşmesi veya toplu ... sözleşmesinin taraflarının, 7036 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine aykırı yetki sözleşmesi yapmaları anılan maddenin emredici nitelikteki son fıkrası gereğince geçersizdir.
3. ... mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı ileri sürülmemiş olsa bile mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir.
4. 7036 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, ... mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanun'daki usul ve esaslara göre bakılır. Diğer yandan Hakimler ve Savcılar Kurulunun ... mahkemelerinin yetkisini düzenleyen 27.12.2004 tarihli ve 636 sayılı kararına göre “5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun yürürlüğe girmesiyle, Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan ilçelerde görülmekte olan 5216 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesine kadar açılmış olan ... davalarının açıldığı mahkemelerde görülmeye devam olunmasına, bu tarihten sonra açılan ... davalarının ise Yüksek Kurul’un 14.11.2002 gün ve 520 sayılı kararı gereğince bağlı bulundukları ağır ceza merkezlerinde oluşturulan müstakil ... mahkemelerinde görülmesine” ilişkin kural benimsenmiş, yine yetki konusundaki 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararda da farklı bir düzenleme getirilmemiştir.
5. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda somut uyuşmazlıkta, dava ... ... Mahkemesinde açılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri ya da işin yapıldığı yer mahkemesi olduğu, davalının adresi ve işyeri adresi "... ili ... ilçesi" olduğundan ... mahkemelerinin değil ... mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince ise “...yargılama yapma yetkisinin çalışma yeri olan Senirkent mahkemesi ile davalı yanın ikamet adresi olan ... mahkemesi olduğu sonucuna varılmış; davacı yanın davayı açarken yetkili mahkemeyi tercih etmediği bu haliyle tercih hakkının davalı yana geçtiği ...” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.
6. Davacı işçinin en son çalıştığı davalıya ait işyerinin ... ili Senirkent ilçesinde olduğu ihtilaf dışıdır. İşin yapıldığı yer ise ... ... ilçesindedir. Yukarıda belirtilen Hakimler ve Savcılar Kurulunun yetkiye ilişkin kararı da dikkate alındığında; ... ... Mahkemesinin yetkili mahkeme olduğundan söz edilemez. Buna göre dava yetkisiz mahkemede açılmıştır.
7. Davalı taraf cevap dilekçesinde, ... sözleşmesinde uyuşmazlık ... yeri olarak ... mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını ileri sürerek mahkemenin yetkisizliğini savunmuş ise de kesin yetki nedeniyle ... sözleşmesindeki bu düzenleme geçersizdir. Diğer yandan kamu düzenine ilişkin olduğu açık olan söz konusu yetki kuralının mahkemece resen gözetilmesi gereği karşısında davalı tarafın, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı yolunda yaptığı itiraz, teknik anlamda bir itiraz olmayıp mahkemeye bu hususu hatırlatma niteliğindedir. Başka bir anlatımla, yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hâllerde bu hususun dikkate alınması davalı tarafın ileri sürmesine bağlı değildir. Zira yetki konusunu mahkeme, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurmak zorundadır. ... mahkemelerindeki yetki kuralı işçiyi korumak amacıyla düzenlendiğine ve mahkemece bu husus kendiliğinden gözetilmek zorunda olduğuna göre, yetkili yer mahkemesini seçme hakkı her zaman işçiye ait olmalıdır. Bu nedenle davanın yetkisiz mahkemede açıldığından söz edilerek yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalı işverene geçmesi Kanun'un kamu düzenine ilişkin emredici hükmü karşısında mümkün değildir. Bu nedenle davalı işçiden yetkiye ilişkin tercihi sorulup sonucuna göre yetkili mahkeme belirlenmelidir.
8. Şu hâlde ... ili büyükşehir olduğundan ... ... mahkemeleri ve ... ili büyükşehir olmadığından ... Senirkent mahkemeleri somut olayda yetkilidir. Buna göre davacıya seçimlik hakkını ... mi yoksa ... Senirkent mahkemesi yönünde mi kullanacağı sorularak yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.