"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2002 E., 2023/2623 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 36. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/262 E., 2023/102 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2020 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 14.04.2022 tarihli karar ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 30.09.2004 tarihinde kapıcı olarak çalışmaya başladığını, işyerindeki 13 yıllık çalışmasında sigortasının yapılmadığını, hak ettiği ücretlerinin ödenmediğini, çalışma süresi boyunca ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık ücretli izin ve hafta tatili izinlerinin kullandırılmadığını, iş sözleşmesinin haksız nedenle işverence feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık ücretli izin, ücret ve asgari geçim indirimi alacağı, yönetime ödenen elektrik, su paraları ile eve yapılan tadilatların tutarları ve noter ihtar masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının apartmanda kapıcılık yapmadığını, davacının apartman yöneticiliğine ait bodrum katta yer alan dairede kiracı olarak ailesi ile beraber yaşadığını, yönetime ait karar ve hesap defterinde bu dairenin kiralandığının belirtildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, son derece uygun kira bedeli ile dairede oturduklarını, taleplerin hiçbir dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasındaki iş ilişkisine dair yazılı bir belge sunulmadığı, tanıkların doğrudan işyeri çalışanı olmadığı, kapıcı dairesinde tadilat yaptığını belirten tanığın da daha çok davacının eşini bildiğini söylediği, dolayısıyla davacının eşiyle birlikte kapıcı dairesinde kaldığı, 10 yıldan fazla ücretsiz çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının iş ilişkisini ispatlayamadığı ayrıca davacının elektrik ve su masraflara dair ödemeyi kendisinin yaptığını ispatlayamadığı yine kapıcı dairesinde tadilat yaptırdığını belirterek faydalı masrafların tahsili isteniyor ise de davacının sunmuş olduğu faturalarda dahi kendisinin değil eşinin adının yer aldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; kapıcılık yapanın müvekkili mi eşi mi olduğu hususunda tereddüt var ise gerekli araştırmanın yapılması gerektiğini, dinlenen tüm tanıkların davacının kapıcılık yaptığı konusunda beyanlarının olduğunu, hiç kimsenin hizmet tespit davası açmaya zorlanamayacağını, kapıcı dairesinin kapıcılık karşılığı ve çok düşük ücret karşılığı müvekkiline tahsis edildiğini, iş sözleşmesi yapılmasının 4857 sayılı İş Kanunu'nda (4857 sayılı Kanun) zorunlu bir unsur olmadığını, kat maliklerinin dinlenilmesi mümkün olmadığından davacının çalıştığı binaya komşu binalarda oturanların tanık olarak dinlendiğini, apartman yönetimin davacının kiracı olduğunu belirtmesine rağmen 10 yıldan fazla süre kira almadan müvekkilini ve ailesinin dairede kalmalarına izin verdiğini, davalı işverenin tahliyeye yönelik ihtarnameyi işçilik alacaklarını müvekkilinin ihtarla talep etmesi üzerine gönderildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin detaylı araştırma yapıldığı ancak davacı tarafından iş ilişkisinin ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçeleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığına, buna bağlı olarak davacının talep konusu alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2, 8, 17, 32, 41, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 23 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.