"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2916 E., 2023/3734 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/392 E., 2023/516 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığa bakma görevinin asliye ticaret mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinin sahibi olduğu sigorta acentesinde 2017 yılı Haziran ayına kadar çalıştığını, davalının açacağı acenteye davacının müşteri portföyünü çalarak müşteri sağladığını, buna yönelik olarak müşterilere davacının acenteyi kapatacağına ve kendisine devredeceğine yönelik yalan beyanlarda bulunduğunu, acentede kurulu bulunan müşteri takip sistemi yenileme mesajları bölümünü kapattığını, davalının işyerinde çalışırken kendi acentesine gizlice müşteri sağladığını, hatta davalının davacının müşterisinden alması gereken sigorta primini uhdesinde tuttuğunu, bu sigorta priminin hâlen ödenmediğini ileri sürerek tazminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında rekabet yasağı sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin davacının sahip olduğu acenteden ayrıldıktan sonra kendi işini kurduğunu ancak davacının müşterilerini almaya yönelik davranışlarda bulunmadığını, davacının acentesi olduğu Şirket ile müvekkilinin acentesi olduğu Şirketin aynı olmadığını, müvekkilinin davacıya ait olan primi uhdesinde bulundurduğu iddiasının doğru olmadığını, müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında işveren ile rekabet etmeme yükümlülüğünün sadakat borcu için yer alan bir yükümlülük olduğu, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 12.12.2016 tarihinde sona erdiği, davalının gerçek kişi sigorta acentesi olarak 31.01.2017 tarihinden itibaren ilgili odaya kayıt yaptırdığı, davalının acente açarak poliçe kesme yetkisini kazandığı tarihin 06.03.2017 tarihi olduğu, davalının bu tarihte işyerinde çalışmadığı ve taraflar arasında da rekabet yasağı anlaşması bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği hususların yanında davalının 07.10.2016 tarihinde sigorta aracılık şirketi kurarak Ticaret Sicili Gazetesi'nde işletmenin tescil edildiğinin ilan edildiğini, tanık beyanları ile davacının müvekkilinin müşterilerini gerçek dışı beyanlarla kendi uhdesine geçirdiğinin ... olduğunu, müvekkilinin kârının azaldığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının kurduğu şirketin faaliyete geçmesinin iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra olduğu, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda talep konusu dönem ile ilgili olarak davacının kârının arttığının belirlendiği, davacı tanık beyanlarının sadakat borcunun ihlal edildiğinin ispatı için yeterli görülmediği sonuç itibarıyla davalının sadakat borcundan kaynaklı rekabet etmeme yasağına aykırılık teşkil eden eylemleri sebebi ile işverenin zarara uğradığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanara Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının sadakat borcuna aykırı davranışları ve müşteriden aldığı sigorta primini davacıya ödememesi nedeniyle davacı işverenin zarara uğrayıp uğramadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 396 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacının müşterisinden aldığı sigorta primini müvekkiline iade etmediğini belirtmiş olup davacı tarafından sunulan 24.11.2016 işlem tarihli dekont incelendiğinde, gönderenin H.S.P. ve alacaklı hesabın ise davalının hesabı olduğu görülmektedir. Buna göre gönderici hesabın davacının müşterisi olup olmadığı, davalıya gönderilen miktarın davalı tarafça davacıya ödenip ödenmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine bu hususta değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.