Logo

9. Hukuk Dairesi2023/20664 E. 2024/4648 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fiilen çalıştığı pozisyon ile kadro unvanının uyuşmaması sebebiyle oluşan ücret ve diğer işçilik alacaklarının miktarı, başlangıç tarihi ve davalı idarenin temerrüdünün ne zaman gerçekleştiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve yıpranma primi alacaklarında, kendiliğinden temerrüt oluşmadığı, davacı tarafından dava öncesi arabuluculuk yoluna başvurulduğu ve arabuluculukta anlaşma sağlanamadığı gözetilerek, davalı idarenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1891 E., 2023/1412 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/357 E., 2021/185 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2001 yılına kadar geçici mevsimlik işçi statüsünde Köy Hizmetleri Müdürlüğünde çalıştığını, işe başladığı tarihten itibaren Yol-İş Sendikasına üye olduğunu, 2001 yılında geçici işçi statüsünden daimi işçi statüsüne geçmiş olmasına rağmen kadro yetersizliğinden dolayı düz işçi olarak gösterildiğini, toplu iş sözleşmesinin eki olan pozisyon cetvellerinde inşaat ustasının pozisyon derecesinin 6-16 iken düz işçi pozisyon derecesinin ise 1-11 olarak belirlendiğini, kendisi ile aynı işi yapan ancak pozisyonu olan emsalleri ile arasında derece ve kademe farkı doğduğunu, ücret farkının oluştuğunu, derece ve kademesinin kadroya geçildiği 2001 yılından bu yana değil, fiilen inşaat ustası olarak çalıştırıldığı tarihten hesaplanması gerektiğini belirterek davacının inşaat ustası olarak derece ve kademesinin tespiti ile olması gereken derece kademesi belirlenerek ücret farkı, ikramiye farkı, yıpranma primi farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Bolu Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde 03.07.1988 tarihinde düz işçi olarak işe başladığını, 1988-1997 yılları arasında 2 yıl 1 ay 15 gün süresince düz işçi, 1998-1997 yılları arasında 2 yıl 4 ay 8 gün süresince tabldot hizmetlisi olarak çalıştığını, 2001 yılında kadroya geçtikten sonra 10.04.2004 tarihli olur ile de ozalit ve teksir görevlisi olarak çalıştığını, fakat müvekkili İdarede görev yapan diğer personelin ifadelerinden davacının İdarede işe başladığı ilk günden beri ofis ortamında çalıştığı, yani fiilî olarak büro görevlisi pozisyonunun görevlerini ifa ettiği, düz işçi olarak çalıştığı dönemde büroda, tabldot hizmetlisi olarak çalıştığı dönemde İdarenin yemekhane servisinde hesap işlerine baktığının anlaşıldığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İçişleri Bakanlığına gönderilen görüşe istinaden 2013 yılında mevsimlik hizmetlerin derece ve kademelerine eklenmesi yönünde işlem tesis edildiğini, intibak işlemi sonucunda geriye dönük beş yıllık yapılan ödemelerin icmal listesinde yer alan şekilde intibak ödemelerinin yapıldığını, davacının intibak hesaplamasının yapıldığını, zamanaşımı süresi uygulandığında davacının İdareden herhangi bir işçilik alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı süre, derece ve kademe ilerlemelerinde dikkate alınarak kadroya atandığı tarihteki derecesi 3, kademesi 4 olarak belirlenerek ilerleyen yıllar bakımından derece ve kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle bilirkişi raporundaki hesaplamanın hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının İdarede mevsimlik işçi olarak çalıştırılmaya başlandığı tarihten itibaren inşaat ustası olarak çalışmasının söz konusu olmadığını, davacının 1988-1997 yılları arasında 2 yıl 1 ay 15 gün süresince düz işçi, 1998-1997 yılları arasında 2 yıl 4 ay 8 gün süresince tabldot hizmetlisi olarak çalıştığını, 2001 yılında kadroya geçtikten sonra 10.04.2004 tarihli olur ile de ozalit ve teksir görevlisi olarak çalıştığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İçişleri Bakanlığına gönderilen görüşe istinaden 2013 yılında mevsimlik hizmetlerin derece ve kademelerine eklenmesi yönünde işlem tesis edildiğini, intibak işlemi sonucunda geriye dönük beş yıllık yapılan ödemelerin icmal listesinde yer alan şekilde intibak ödemelerinin yapıldığını, davacının emekliliğine az bir zaman kala böyle bir dava açmasının dürüstlük kuralına uymadığını, Mahkemenin bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazları dikkate almadığını, hükme esas raporda hesaplanan fark alacaklarda hangi ücretin esas alındığı, günlük yevmiyenin ve günlük yevmiye fark ücretinin nasıl belirlendiğinin belirtilmediğini, bu nedenle raporun denetime elverişli olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde fiilen büro personeli olarak görev yaptığı hâlde düz işçi pozisyonunda kadroya geçiş intibakının yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının bu iş için kadroya geçirilmeden evvelki çalışmaları çalışma süresine dâhil edilmek suretiyle derece ve kademesinin belirlenerek fark alacaklarının hesaplandığının anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesince yapılan inceleme ve varılan sonucun isabetli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının davalı nezdinde fiilen çalıştığı pozisyon ile kadrosunun aynı olup olmadığı ve bu durumun derece ve kademelerini etkileyip etkilemediği, etkilemiş olması hâlinde derece ve kademelerinin tespiti ile davaya konu ücret, yıpranma primi, ilave tediye, ikramiye alacaklarının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi), 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Toplu iş sözleşmelerinde ücret ve yıpranma primi alacakları bakımından ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu bu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (2) ve (3) numaralı bentlerinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak yerlerine;

"2-) Taleple bağlı kalınarak 11.333,86 TL brüt fark ücret alacağının, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 26.09.2019 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,"

"3-) %30 indirim ile hesaplanan 1.361,63 TL brüt fark yıpranma primi alacağının, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 26.09.2019 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.