"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2334 E., 2023/2250 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/450 E., 2023/321 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların usulsüz ve yetkisiz işlemlere dayanarak haksız kazançlar elde ettiğini, seyahat harcamalarını usulsüz olarak müvekkili Üniversite bütçesinden finanse ederek Kurumun haksız ve geçerli bir sebep olmaksızın zarara uğratılmasına sebebiyet verdiklerini, bir kısım davalıların müvekkili Üniversite personeli olmadığını, davalılar hakkında Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/40988 ve 2019/1296 sayılı soruşturmaların devam ettiğini, usulsüz yolluk ve seyahat ödemelerinden davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek bu miktarların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde; birim muhasebe müdürü olarak çalıştığını, görevinin yönetim tarafından tevdi edilen tüm iş ve işlemleri yapmak olduğunu, tüm seyahatlerin görevlendirme ile yapıldığını, görevlendirmeleri personel müdürlüğünün hazırladığını, akabinde kişilere masraf ödendiğini, sürecin başkanın onayı ile son bulduğunu, kendisinin aldığı herhangi bir görevlendirme ödemesinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı kurumda araştırma görevlisi olarak iş sözleşmesine dayalı çalıştığını, görevlendirmelerde, harcırah tesisinde ya da ücret temininde bir etkisinin olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin ... ...'ın gelini olmadığı dönemde yurtdışında görevlendirildiğini, akrabalık ilişkisinin çok sonra kurulduğunu, ... ...'ın 2014 yılında görevinden alındığını, müvekkilinin imzaladığı yada usulsüz yaptığı bir ödemenin olmadığını, 2013-2018 yılları arasında dava konusu edilen görevlendirmelere benzer birçok görevlendirme yapıldığını, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin söz konusu olduğunu, ödemelerin işverenin sorumluluğunda bulunduğunu, davacının iyiniyetli olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin danışman sıfatıyla davacı kurumda iş sözleşmesine dayalı olarak çalıştığını, görevlendirmelerde harcırah tesisinde yada ücret temininde bir etkisinin olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin usulsüz bir iş veya ödeme almadığını, seyahat yapmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
4. Davalı ... ; müvekkiline isnat edilen işlemlerin üniversitenin seyahat yönergesine uygun olan ve tasarrufunda olmayan işlemlerden olduğunu, kusurunun bulunmadığını, üniversite tanıtımına ilişkin bu seyahatın görevlendirme ile yapıldığını, seyahate çıkmasının kendi iradesi dışında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
5. Davalı ... cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, 2011-2015 yılları arasında davacı üniversitede genel sekreter olarak görev yaptığını, 2015 yılında ise iş sözleşmesinin feshedildiğini, ilgili personelin görev onayını üst makamından aldığını, sonrasında personel müdürlüğü tarafından görevlendirme yazısının yazıldığını, genel sekreter sıfatıyla kendisine sunulduğunu, akabinde mütevelli heyet başkanına onaya çıkması için rektöre sunduğunu, rektörün onayından sonra başkanın oluruyla gerekli ödemelerin yapılarak göreve gidildiğini, takip işini görevli personelin yaptığını, görevlendirme yazılarında ödemenin yapılması için genel sekreter olarak imzasının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
6. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, seyahat kararı ve bu seyahatlar için belirlenen yolluk miktarlarının yönetim kurulunca alınan kararlarla belirlendiğini, müvekkilinin bu kararların alınmasında veya uygulanmasında herhangi bir tasarrufunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; asliye hukuk mahkemeleri nezdinde ikame edilen davadan önce işçi işverenlik uyuşmazlığına dair arabuluculuk başvurusunda bulunulmamasında hukuka aykırı herhangi bir durum bulunmadığını, eldeki dosya her ne kadar görevsizlik kararı üzerine iş mahkemelerine gönderilmiş ise de, "işçi işveren uyuşmazlığı zorunlu dava şartı arabuluculuk"un eldeki dosya kapsamında bir dava şartı olarak aranmasının hak arama hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğunu, dava konusu uyuşmazlık hakkında arabuluculuk süreçlerinin tamamlandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta davanın iş mahkemesi yerine, arabulucuya başvurmaksızın görevsiz asliye hukuk mahkemesine açılmış olmasının arabuluculuğa ilişkin bu dava şartını ortadan kaldıramayacağı, kaldı ki davacı tarafın görevli Ankara Batı 3. İş Mahkemesinin davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine dair 13.07.2023 tarihli kararından sonra arabulucuya başvurduğu ve istinaf dilekçesi ekinde arabuluculuk anlaşamama son tutanakları sunduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, görevli mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu reddine karar verilmesinden sonra arabuluculuğa başvurulmuş olması hâlinde, 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesine göre dava şartının gerçekleşmiş kabul edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
"...
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
..."
3. 6100 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi.
4. Dairemizin 30.10.2023 tarihli ve 2023/11279 Esas, 2023/16278 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şu şekildedir:
"...
4. Buna göre davacı tarafça asliye hukuk mahkemesine dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı; ancak dosyanın görevli olan iş mahkemesinin esasına kaydedilmesinden önce arabulucuya başvurulup sürecin sonuçlandırıldığı tartışmasızdır. Böylece 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun uygulanmasındaki amaç ve usul ekonomisi gözetildiğinde; dava şartının yerine getirildiği kabul edilip işin esasına girilerek oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken davalılardan Konak Belediye Başkanlığı yönünden yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dairemiz uygulamasına göre, görevsiz mahkemede dava açılmadan önce arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiş olmasına rağmen dosyanın görevli mahkeme esasına kaydedilmesinden önce arabulucuya başvurulmuş ve sürecin sonuçlanarak anlaşamama son tutanağının düzenlenmiş olması durumunda, arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği kabul edilmektedir.
3. Somut olayda, davacı tarafça asliye hukuk mahkemesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı gibi dosyanın görevli iş mahkemesinin esasına kaydedilmesinden önce de arabuluculuğa başvurulmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının, görevli iş mahkemesince 13.07.2023 tarihinde arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinden sonra, 19.07.2023 tarihinde arabuluculuğa başvurması ve 02.08.2023 tarihli (anlaşmama) son tutanağını istinaf dilekçesi ekinde sunması karşısında davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.