Logo

9. Hukuk Dairesi2023/21006 E. 2023/20535 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı belediye ile çalıştığı alt işveren arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu iddiasıyla, belediyeden işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine, ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının alacaklarının olup olmadığı noktasında uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından muvazaalı olmadığı tespit edilen otobüs kiralama hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı, davaya dayanak muvazaa raporu kapsamında olmadığı gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1886 E., 2023/1739 K.

DAVA TARİHİ : 30.10.2015

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

Taraflar arasında İstanbul 28. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Başkanlığının (Belediye) ulaşım hizmetleri müdürlüğünde, alt işverenler nezdinde otobüs şoförü olarak çalıştığını, dava dışı Kentyol Kent Hizmetleri AŞ'nin (Kentyol AŞ) %99,56 davalı Belediyenin ortağı olduğunu, müvekkilinin kesintisiz olarak davalı Belediyede çalıştığını, müvekkilinin Genel-İş Sendikası üyesi olduğunu, Genel-İş Sendikası tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) müracaat yapıldığını ve davalı Belediyenin kendisinin kurduğu şirketlerden istihdam sağlayarak muvazaalı olarak işçi çalıştırdığının tespit edildiğini, çalışanların başından beri davalı ... çalışanı olduğunu ileri sürerek ücret farkı, fark fazla çalışma ücreti, fark ikramiye, fazla çalışma ücreti, sorumluluk primi ve zammı, fark yol parası, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsi geçen muvazaa tespit raporunun iptaline ilişkin davanın kesinleşmediğini, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı ... çalışanı olmadığını, Kentyol AŞ çalışanı olduğunu, davacının ihale kapsamında istihdam edildiğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, Kentyol AŞ'ye davanın ihbar edilmesi gerektiğini, muvazaanın kesin olmaması nedeni ile dava şartının oluşmadığını, davacının ihale kapsamında tüm alacaklarını almış olduğunu, davalı Belediyeden herhangi bir hak ve alacağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 28. İş Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli ve 2015/572 Esas, 2019/640 Karar sayılı kararıyla; İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2016/130 Esas, 2017/432 Karar sayılı kararı, müfettiş inceleme raporu ve tanık anlatımları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı ... AŞ'nin %99,59 oranındaki hâkim hissesinin davalı ... Belediyesine ait olduğu, Kentyol AŞ'nin yönetim ve organizasyonun esasen Şişli Belediyesi tarafından yürütüldüğü, bizzat tanıklarca da açıkça ifade edildiği üzere işçiler ile ilgili emir ve talimat yetkisinin, çalışanların sevk ve idaresinin Şişli Belediyesi tarafından gerçekleştirildiği, yönetim hakkının Şişli Belediyesince kullanıldığı, Şişli Belediyesinin "hizmet alımı" adı altında Kentyol AŞ'den personel (işçi) temin ettiği, bu hâli ile Şişli Belediyesi ile Kentyol AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren Şişli Belediyesi işçisi sayılması gerektiği, davacının 19.10.2012 tarihinden itibaren Sendika üyesi olduğu, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmaması nedeniyle ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirmeye alınmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli ve 2020/954 Esas, 2022/2353 Karar sayılı kararıyla; İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2016/130 Esas, 2017/432 Karar sayılı ilâmında Şişli Belediyesinin zabıtacılık dâhil tüm asıl işlerinde kendi kurduğu ve %99,59 oranında sermaye yapısını kontrol edip kendi yönettiği Kentyol AŞ'den hizmet alımı yoluyla personel temin ettiği, Kentyol AŞ'nin belli bir organizasyondan, hukuksal bağımsızlıktan ve uzmanlıktan yoksun olduğu, Kentyol AŞ'nin Şişli Belediyesinin işçilerini kendi bordrosunda gösterme dışında bir fonksiyon üstlenmediği ve yönetim hakkının da Şişli Belediyesi tarafından kullanıldığı, bu hâliyle Şişli Belediyesi ile Kentyol AŞ arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının belirtildiği, bu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmesi ve benzer nitelikte Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.06.2022 tarihli ve 2022/7449 Esas, 2022/8349 Karar sayılı ilâmı dikkate alındığında; taraflar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı, bu nedenle davacının baştan itibaren Belediye işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının 19.10.2012 tarihinde Genel İş Sendikasına üye olduğu, Genel İş Sendikası ile Şişli Belediyesi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanması gerektiği, esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu, davanın kısmi dava olarak açılması ve ıslaha karşı zamanaşımı def'inin istinaf nedeni yapılması nedeniyle bilirkişiden aldırılan 09.08.2022 tarihli ek rapora itibar edildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 24.05.2023 tarihli ve 2023/6224 Esas, 2023/7621 Karar sayılı bozma ilâmı ile; davalı Belediyenin görevi kapsamına giren işlerin hizmet alım sözleşmesi ile gördürülmesinin ve belediyelerce şirket kurulmasının yasal olarak mümkün olduğu; kurulan bu şirketlerden hizmet alımı kanuna aykırı olmadığı gibi bu hususun tek başına muvazaaya delil de teşkil etmediği, somut uyuşmazlıkta, ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporu ve ekleri dosyada bulunmadığından, Dairemiz eksiklik talebi yazısı ile temin edilerek yapılan incelemede; muvazaalı olduğu kesinleşen 01.01.2013-30.06.2014 tarihleri arasındaki dönemde 80 adet şoför çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesinin kapsamında çalışan işçilerin isimlerinin liste hâlinde açıklandığı ve davacının söz konusu işçiler arasında bulunmadığının anlaşıldığı, davacının, davaya dayanak muvazaa raporu kapsamında olmayıp aksine, ücret bordrolarına göre ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporunda muvazaalı olmadığı tespit edilen otobüs kiralama hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı, bu hâlde davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmı doğrultusunda, davalı Belediyenin görevi kapsamına giren işlerin hizmet alım sözleşmesi ile gördürülmesinin ve belediyelerce şirket kurulmasının yasal olarak mümkün olduğu; davacının, davaya dayanak muvazaa raporu kapsamında olmayıp aksine, ücret bordrolarına göre ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporunda muvazaalı olmadığı tespit edilen otobüs kiralama hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı, davacının muvazaaya dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği aksi yöndeki İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davacının 2012 yılından (08.10.2012 tarihinden) beri Kentyol AŞ bünyesinde şoför olarak çalıştığını, otobüs kiralama hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının hangi ihale ile istihdam edildiğini bilmediğini, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olan yüzlerce arkadaşı ile aynı işi yaptığını, şoför olarak çalıştırıldığını, yine Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olan kararlarla sabit olduğu üzere davalı ... Başkanlığınca işçilerin sadece 80 adet şoför çalıştırılmasına ilişkin hizmet alım sözleşmeleri ile değil bunun dışında her türlü personel destek hizmet alımına ilişkin sözleşmelerle ve daha bir çok 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na (4734 sayılı Kanun) aykırı ve usulsüz ihalelerle çalıştırıldıklarını, bu ihalelerin de bilirkişi raporları ile muvazaalı olarak tespit edildiğini ve davaların kabulü yoluna gidildiğini, tekrar muvazaanın araştırılmasına gerek olmadığını, işçi lehine yorum ilkesinin dikkate alınması gerektiğini, muvazaanın bazı işçiler yönünden kabul edilip bazı işçiler yönünden kabul edilmemesinin doğru olmadığını, Kentyol AŞ'nin sadece ... nezdinde çalıştırılan işçilerin ücretlerinin ödenmesi için kurulmuş bir Şirket olduğunu, bundan başka hiçbir faaliyetinin bulunmadığını, 11.09.2014 tarihli yasal düzenlemeden sonra imzalanan ilk toplu iş sözleşmesinin 2016 tarihli olduğunu, dolayısıyla 2016 yılından önceki tüm toplu iş sözleşmeleri yönünden muvazaa olgusunun kesinleştiğini, yargılamanın uzun sürmesinin adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile buna göre dava konusu alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8 inci maddesi, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 67 ve 70 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.