"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.01.2020 tarihli ve 2019/7782 Esas, 2020/863 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacının bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2018/4987 Başvuru numaralı ve 03.11.2020 tarihli karar ile davacının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan ... yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde restoratör olarak 15.05.2007-26.07.2016 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin hukuka aykırı olarak geçersiz ve haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde restoratör olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin 26.07.2016 tarihli ve 5010/16/3703 sayılı genel müdür onayına istinaden haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.03.2019 tarihli ve 2018/380 Esas 2019/183 Karar sayılı kararıyla; davacı hakkında adli ve idari yönden terör örgütüne ilişkin soruşturma yapılıp yapılmadığının araştırıldığı, herhangi bir adli ve idari soruşturmaya rastlanmadığı, ancak fesih tarihi itibarıyla terör örgütünün sebep olduğu fevkalade durumdan kaynaklı şüphe nedeniyle davacı işçi ile davalı işveren arasında ... ilişkisinin hiç değilse zedelendiği ve iş ilişkisinin olumsuz etkilendiği, davalı işverenden davacıyı çalıştırmasının beklenemeyeceği, feshin fesih tarihi itibarıyla oluşan şüphe sebebiyle geçerli nedenle gerçekleştiği, davacı hakkında yapılmış herhangi bir ceza soruşturması bulunmasa da bu durumun şüphe feshi yönünden sonuca etkisinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
B. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.09.2019 tarihli ve 2019/2517 Esas 2019/2150 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamındaki deliller, emsal işçiler hakkında verilen Yargıtay kararları gözetildiğinde davacının FETÖ/PYD ile bağlantısından şüphe edildiğinden ve bağlantının büyük bir ihtimal dâhilinde olduğu, güvenin yıkılması veya ağır biçimde zedelenmesi nedeniyle işverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğun ortadan kalkması üzerine iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği, mevcut durum itibarıyla iş ilişkisinin sürdürülmesinin davalı işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği, davalı işveren feshinin geçerli nedene dayandığından bahisle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Yargıtay Kararı
Dairemizin 21.01.2020 tarihli ve 2019/7782 Esas ve 2020/863 Karar sayılı kararı ile; dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.
IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 03.11.2020 tarihli ve 2018/4987 Başvuru numaralı kararı ile; ... yargılanma hakkının bir unsuru olan mahkeme hakkı gereği Derece Mahkemelerince asıl işverenin başvurucular hakkındaki değerlendirmesinin objektif ve makul dayanakları olup olmadığı, dolayısıyla geçerli feshin koşullarının oluşup oluşmadığı incelenmeden asıl işverenin şüphesine bağlı kalarak sonuca varıldığı, ... anlamda bir yargısal faaliyet icra edilmediği şeklindeki gerekçe ile Anayasa'nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan mahkeme haklarının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapıldığı, yapılan araştırmada davacının terör örgütüyle ilişiğini gösterir herhangi bir delile ulaşılamadığı, davalı tarafça geçerli feshe dayanak şüphe olgusuna ilişkin asgari düzeyde de olsa ispat kuralları yönünden herhangi bir delilin sunulmadığı, bu kapsamda davalı tarafca ispat yükünün yerine getirilmediği gerekçesiyle feshin geçersizliğinin tespitiyle davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının illegal örgütlerle ilişkili olup olmadığının araştırılmasına ihiyaç duyulduğundan iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, hakkında duyulan şüphe nedeniyle davacı işçi ile müvekkili Şirket arasında ... ilişkisinin zedelendiğini ve iş ilişkisinin olumsuz etkilendiğini, davalı işverenden davacıyı çalıştırmasının beklenemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının iş sözleşmesinin feshine gerekçe yapılan FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve bağlantılı olduğu ve bu yapının içinde bulunduğunun ve davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat yükü kendisinde olan davalı işverence ispatlanamadığı gibi yine fesih tarihi itibarıyla davacının FETÖ/PDY ile ilgi, iltisak ya da irtibatı bulunduğu konusunda davalı işveren açısından şüphe feshini gerektirir yeterli delil bulunduğu hususunun da ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı ve buna göre işe iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir :
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş ... ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden ... yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
2. 4857 sayılı Kanun'un "Feshin geçerli sebebe dayandırılması" kenar başlıklı 18 ... maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. ...
..."
3. 4857 sayılı Kanun'un fesih tarihinde yürürlükte olan 20 nci maddesi hükmüne göre de "İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle dava açabilir. ..."
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.