"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 13.12.2022
DAVA TARİHİ : 29.09.2021
KARAR : İstinaf başvurularının miktardan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 44. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/618 E., 2022/366 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar ... Elektrik İletim AŞ (...) ve ... Güv. Hiz. San ve Tic. Ltd. Şti. (... Şirketi) vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların hükmün kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 13.12.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan miktar dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de somut davada, İlk Derece Mahkemesi kararının ileriye etki eden belirleme içermesi karşısında verilen kararın temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 13.12.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ...'a bağlı 13. Bölge Müdürlüğü işyerinde ihale ile özel güvenlik hizmet işini alan diğer davalı ... Şirketi nezdinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası (...-... Sendikası) üyesi olduğunu, Yüksek Hakem Kurulunun 25.02.2021 tarihli ve 2021/60 Esas, 2021/140 Karar sayılı kararıyla 15.11.2020-31.03.2021 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesinin işyerinde uygulanmasının karar altına alındığını, toplu ... sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulanmadığını ve davacının bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek ücret farkı, ikramiye, yakacak yardımı, silah tazminatı, ... bayram ve genel tatil ücreti farkı, çocuk yardımı, öğrenim yardımı ve fazla çalışma ücreti fark alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak davacının, 13. Bölge Müdürlüğü işyerinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen özel güvenlik hizmet alımı işininin yüklenicisi olan davalı ... Şirketi ile imzalanan sözleşme kapsamında çalıştığını, toplu ... sözleşmesinin tarafının Güvenlik-... Sendikası değil ...-... Sendikası olduğunu, davacının toplu ... sözleşmesi imzalandığı tarihte ...- ... Sendikası üyesi olmadığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar altına alınan toplu ... sözleşmesinden davacının faydalanmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı ...-... Sendikası tarafından Yüksek Hakem Kurulu kararına istinaden 56 kişilik üye listesi bildirildiğini ve bu 56 kişiye toplu ... sözleşmesinden kaynaklı kasım, aralık, ocak ve şubat dönemi için hak ediş ödemesi yapıldığını, yine mart ayı hak edişinden 126 kişinin tamamına sendikal haklara ait ödemelerin yapıldığını, davacının sendikaya üye olduğuna veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu ... sözleşmesinden faydalandığına ilişkin sendika tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Şirketi, yasal süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının toplu ... sözleşmesinin tarafı olan ...-... Sendikasına üyelik tarihinin Yüksek Hakem Kurulu karar tarihinden önce olması sebebiyle davacının bahsi geçen toplu ... sözleşmesinin yürürlük tarihi olan 15.11.2020 ile sendika üyeliğinden çekildiği tarih arasındaki dönem için faydalanması gerektiği, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, davalı tarafça yapılan ödemenin mahsubuyla bilirkişi ek raporunda hesaplanan ücret farkı bulunduğu, davalılar arasında 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan dava konusu alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... Şirketi vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır..
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; toplu ... sözleşmesi yükümlülüklerinden diğer davalı Şirketin sorumlu olduğunu, dava dışı ...-... Sendikasının müvekkili Teşekküle ait Bölge Müdürlüğüne bağlı işyerlerinin 01.11.2020-31.03.2021 tarihleri arasında güvenliğini sağlayan ... Şirketi ile Bölge Müdürlüğünden Yüksek Hakem Kurulu Kararına istinaden toplu sözleşme farklarını talep ettiğini, yetkili sendika olduğundan bahisle dava dışı ...-... Sendikasının ilgili firmaya 56 kişilik üye listesi bildirdiğini, ... Şirketinde Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat dönemi için düzenlemiş olduğu hak edişe istinaden yalnızca 56 kişiye, Mart ayında da yine hak edişe istinaden 126 kişinin tamamına müvekkili Teşekküle bağlı Bölge Müdürlüğü tarafından sendikal haklarına ait ödemelerin yapıldığını, davacının sendika üyesi olduğuna ve dayanışma aidatı ödendiğine ilişkin belge sunulmadığını, alacaklar için herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, toplu ... sözleşmesinden yararlanma koşullarının oluşmadığını, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin fahiş olduğunu, müvekkili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Şirketi istinaf dilekçesinde; davaya konu alacaklardan müvekkili Şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu bu bedelden asıl işverenin sorumlu olduğunun göz ardı edildiğini, davacının müvekkili Şirketin değil diğer davalı Şirketin çalışanı olduğunu, davacının alacağının varlığı kabul edilse dahi bu kere yetkili sendikanın sorumluluğunun göz ardı edildiğini, 25.12.2020 tarihli Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 25.12.2020 tarihli yazısından anlaşılacağı üzere ...-... Sendikasının işyeri toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilendirildiğini, yapılan görüşmeler neticesinde ...-... Sendikası tarafından müvekkili Şirkete 56 kişinin isminin yer aldığı bir liste verildiğini ve bu kapsamda müvekkili Şirket tarafından liste dikkate alınarak ödeme yapıldığını, Sendika tarafından müvekkili Şirkete verilen listede davacının isminin bulunmadığını, davacının Sendikaya üye olduğuna ya da dayanışma aidatlarını ödediğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belge sunulmadığını, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanabilmek için aranan kriterleri taşımadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarına ilişkin olduğu, davacının toplu ... sözlşemesinin tarafı sendikaya üye olduğu süre ile kısıtlı olarak hesaplama yapıldığı ve hâlen davacının başka bir sendikaya üye olduğu, Mahkemece hüküm altına alınan toplam alacağın 6100 sayılı Kanun'nun 341 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen miktardan az olduğu, Mahkeme tarafından verilen kararın davalılar bakımından kesin olduğu ve istinafa konu edilemeyeceği gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
2. Kararın davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 13.12.2022 tarihli ek kararı ile aynı gerekçelerle İlk Derece Mahkemesi kararının kesin olduğu, istinaf talebinin reddine dair kararın da kesin mahiyette olup temyize tâbi olmadığı belirtilerek davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına ve 13.12.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararının ve 13.12.2022 tarihli ek kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kesin olup olmadığı, istinaf ve temyiz edilip edilemeyeceği hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'nun 341 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgili olup miktar veya değeri istinaf kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca istinaf edilemez.
2. 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, istinaf kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
3. Somut davada, İlk Derece Mahkemesi kararının davacının tazminat ve işçilik alacakları hesaplamalarına esas ücretine ilişkin tespit ve ileriye etki eden belirleme içermesi karşısında verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyecektir.
4. Bu tür uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin kararların istinaf incelemelerinde, 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırı gözetilmemeli, dolayısıyla miktar ve değerine bakılmaksızın istinafın olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Şu hâlde İlk Derece Mahkemesince verilen karar kesin olmadığından; Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusu yönünden işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, başvurunun kesinlik sebebi ile reddine karar verilmesi hatalıdır. Davalı ... vekilinin istinaf başvurusu esastan incelenmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 13.12.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.