Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2977 E. 2023/5183 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kanun yolları farklı olan iki davanın birleştirilerek görülüp karara bağlanmasının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Asıl davanın karar tarihi itibarıyla istinaf yoluna tâbi olduğu, birleştirilen davanın ise temyiz yoluna tâbi olduğu, kanun yolları farklı olan davaların birleştirilerek görülemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar ... (Bakanlık) ile ... ... Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. (... Güvenlik Şirketi) vekilleri ile ihbar olunan ... Tem. Koms. ve .... Hizm. Tur. Gıda Tic. San. Ltd. Şti. (... Şirketi) vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İhbar olunan ... Şirketi hakkında temyize konu kararda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, davada taraf sıfatı olmayan ve hakkında hüküm kurulmayan ihbar olunanın temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı ... Şirketi ve davalı Bakanlık vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; müvekkilinin Edirne Çocuk ve Gençlik Merkezinde davalı Şirketin çalışanı olarak 01.01.2007-01.08.2013 tarihleri arasında çalıştığını, bu tarihten sonra fesih tarihine kadar aynı alt işveren şirket nezdinde Kadın Sığınma Merkezinde güvenlik elemanı olarak çalıştığını, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) başvuru yaparak 3.633 prim ... sayısının bulunduğunu öğrendiğini, bunun üzerine şifahen davalı Şirkete başvuru yaptığını ancak herhangi bir cevabın verilmediğini, 18.04.2014 tarihli ihtarname ile davalı Şirkete alacaklarının ödenmesi konusunda ihtar çektiğini, kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının Kurumun çalışanı olmadığını, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirkette belirttiği tarihler arasında değil 30.08.2013-18.04.2014 tarihleri arasında çalıştığını, herhangi bir işçilik alacağının bulunmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.12.2015 tarihli ve 2014/238 Esas, 2015/492 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı Şirket nezdinde 30.08.2013-18.04.2014 tarihleri arasında çalıştığı, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği ihtilaf konusu dönemin 01.01.2007-01.08.2013 tarihleri arasında olduğu ve davacının söz konusu dönemde davalı Şirkette herhangi bir çalışması bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.04.2016 tarihli ve 2016/5857 Esas, 2016/8517 Karar sayılı ilâmı ile; davacının dava dışı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait Edirne Çocuk ve Gençlik Merkezinde ve Kadın İl Kabul Merkezinde alt işveren işçisi olarak çalıştığı ve en son alt işveren davalı ... Şirketi işçisi olarak çalışırken iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini iddia ettiği, dosyada dinlenen tanık beyanlarının davacının 2007 yılından beri aynı işyerinde çalıştığını doğruladığı, davacının hizmet döküm cetvelinden de davacının fesih tarihinde davalı ... Şirketi nezdinde çalıştığının anlaşıldığı, bu durumda Mahkemece dava dilekçesinde belirtilen ihtilaf konusu dönemin 01.01.2007-01.08.2013 tarihleri arasında olduğu ve söz konusu dönemde davacının davalı Şirkette herhangi bir çalışması bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş ise de, davacının 18.04.2014 tarihinde davalı işverene noterden gönderdiği ihtarname ile emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini iddia ettiği, dolayısıyla Mahkemenin esas aldığı ihtilaf konusu dönemin tarih aralığının hatalı olduğu ve dosyada yer ... SGK tescil belgelerinden de davacının son olarak 01.01.2014-18.04.2014 tarihleri arasında davalı Şirket nezdinde çalıştığının anlaşıldığı, bu durumda Mahkemece, son alt işveren olan davalı ... Şirketi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddinin hatalı olduğu, Mahkemece davacının iddia ettiği çalışma dönemine ait SGK kayıtları, çalıştığı işyeri ve yaptığı işle ilgili kayıt ve belgeler, asıl işveren ile alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ile teknik ve idari şartnameler, puantaj kayıtları, yıllık izin defteri, nöbet çizelgeleri, görev belgelerinin getirtilmesi ve kamu kurumu olan Bakanlık ve davalı Şirket ile alt işverenler arasındaki ilişki değerlendirilerek sonucuna göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Bozma sonrası bozmaya uyularak yapılan yargılamada Mahkemenin 2016/440 Esas, 2016/537 Karar sayılı dosyası Mahkemenin (yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı) 2015/428 Esas sayılı dosyası ile 27.10.2016 tarihli birleştirme kararı ile birleştirilmek üzere kapatılmış ve yargılamaya Mahkemenin 2015/428 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilerek yapılan yargılama sonucunda, dosyaya sunulan kayıtlar ve tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının, asıl işveren alt işveren ilişkisi içerisindeki davalılardan kıdem tazminatı alacağının bulunduğu, fazla çalışma, yıllık izin ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu, hafta tatili ücreti talebinin ise ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Mahkemenin 28.10.2020 tarihli tavzih kararı ile karar başlığında davalı Şirket isminin ... ... Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi olarak düzeltilmesine, davalı olarak gösterilen ... Tem. Koms. ve Bilgs. Hizm. Tur. Gıda Tic. San. Ltd. Şti.nin ise ihbar olunan olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Bakanlık ve davalı Şirket vekilleri ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... Şirketi vekili; davacının ıslah talebi sadece davalı Bakanlığa yönelik yapıldığından ıslah edilen tutarlardan sadece davalı Bakanlığın sorumlu tutulması gerektiğini, birleşen dava bozma sonrası yeniden görülmekle bozma sonrası ıslah yapılamayacağından ıslahla artırılan tutarlardan davalı Şirketin sorumlu olamayacağını, davacının müvekkili Şirketteki çalışması 7 ay, 18 ... olduğundan davacının bu çalışmasından dolayı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacı ... İdarenin ... ve talimatları doğrultusunda çalıştığından müvekkili Şirketin fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ücretlerinden sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Bakanlık vekili; davalı Kurumun işçi alacaklarından sorumluluğu bulunmadığını, davacının işvereninin, işçi olarak çalıştırıldığı alt işveren şirket olduğunu, müvekkili Kurumun bu davada husumet sıfatının bulunmadığını, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde işten ayrılmadığını, davacı kendi isteği ile işten ayrıldığından kıdem tazminatına hak kazanmadığını ve yapılan kıdem tazminatı hesabının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ulusal ... ve genel tatil ücreti hesaplamasında tanık beyanlarına dayanarak davacının tüm genel tatillerde çalıştığı varsayılarak sonuca gidildiğini, tüm genel tatillerde çalışılmasının mümkün olmadığını, dosyaya sunulan ücret bordrolarında davacının ulusal ... ve genel tatil çalışmasının karşılığını aldığının ... olduğunu, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti hesaplamasının hatalı olduğunu, davacının fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarının bulunmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 11.11.2015 tarihinde Sağlık Bakanlığı aleyhine açılan eldeki dava ile 21.05.2014 tarihinde davalı ... Şirketine karşı açılıp hakkında bozma kararı verilen davanın birleştirilip birleştirilemeyeceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi.

3. 31.03.2011 tarihinde kabul edilip 14.04.2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 30 uncu maddesi gereğince 6100 sayılı Kanun'a eklenen geçici 3 üncü maddenin birinci fıkrası şöyledir;

“Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.”

4. 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği üzere 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan ve yargı çevreleri belirlenen bölge adliye mahkemelerinin, 20.07.2016 tarihi itibari ile tüm yurtta göreve başlaması nedeniyle bu tarih ve sonrasında verilen ilk derece mahkemesi kararları hakkında 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması olanağı kalmamıştır.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

2. Somut olayda, Dairemizin 2016/5857 E., 2016/8517 K. sayılı bozma ilâmı sonrası Mahkemenin 2016/440 Esasına kaydedilen dava, davacının ... aleyhine açtığı 11.11.2015 tarihli dava ile birleştirilmiş ve davalar birlikte görülerek karara bağlanmıştır. Somut dava dosyasında davalı ... iken, Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesi üzerine bozulan ve somut dava ile birleştirilen Edirne İş Mahkemesinin 2015/428 Esas sayılı dava dosyasının davalısı ... Güvenlik Şirketidir. Bu davaların davalılarının farklı olduğu dikkate alındığında; birleşen davanın ek dava mahiyetinde olmayıp farklı bir dava olduğu görülmektedir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre asıl davanın karar tarihi itibarıyla istinaf yoluna tâbi olduğu ve kanun yolu incelemesinin bölge adliye mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca Mahkemece, birleştirilen Edirne İş Mahkemesinin 2015/428 Esas sayılı dava dosyası asıl davadan tefrik edilerek ... bir esasa kaydedilmeli ve asıl dava dosyası üzerinden yapılacak yargılama sonucunda istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmelidir. Kanun yolları farklı olan davaların birleştirilerek görülmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. İhbar olunan ... Şirketi Temyizi Yönünden;

İhbar olunanın temyiz dilekçesinin temyiz hakkı bulunmadığından REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ihbar olunan ... Şirketine iadesine,

B. Davalıların Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı ... Şirkete iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.