Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2990 E. 2023/2712 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı sendikanın, davacı şirketin işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli yetkiye sahip olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işyerinin genel işler işkolunda faaliyet gösterdiği, davalı sendikanın ise genel işler işkolunda örgütlü olmadığı anlaşıldığından, davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/502 E., 2022/1607 K.

DAVA TARİHİ : 16.09.2020

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi

SAYISI : 2020/287 E., 2021/465 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin ticaret sicil kayıtlarındaki ana faaliyet konusunun uygulamada kombine destek hizmetleri sağlanması olduğunu, İşkolları Yönetmeliği'ne göre işyerinin 20 sıra numaralı genel işler işkoluna girdiğini, müvekkili Şirketin işyerinde mevcut destek hizmet sözleşmesine istinaden bina ve arazi hizmetleri, ortak hizmetlerin yönetimi, mefruşat hizmetleri, yer ve bahçe hizmetlerini sunduğunu, sözleşmeyle ... aldığı hastanede çalıştırdığı işçilerin doğrudan genel işler işkoluna giren işler yaptığını, hiçbirinin sağlık çalışanı olmadığını, davalı Sendikanın İşkolları Yönetmeliği'nin 17 sıra numaralı sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda faaliyet gösterdiğini, ... Şehir Hastanesinde sağlık işkoluna giren işleri yapmadığını, davalı Sendikanın genel işler işkolunda faaliyet gösteren bir işyerinde/işletmede toplu ... sözleşmesi yapma hakkı ve ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili Şirketin aynı işkolunda birden fazla işyeri bulunduğunu ve bu nedenle işletme düzeyinde yetki tespiti yapılması gerektiğini, işletme toplu ... sözleşmesi yapmak için işletmede çalışan işçilerin %40’ının kendi üyesi bulunması şartının da gerçekleşmediğini iddia ederek yetki tespiti işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; 31.08.2019 tarihli ve 30874 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2019/98 Karar numaralı işkolu tespit kararının 1036141.056 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sicil numaralı işyeri için gerçekleştirildiğini, yetki tespiti için başvurulan işyerinin ise 1032056.066 SGK sicil numaralı işyeri olduğunu, kararda SGK sicil numarasının hatalı olarak belirtildiğini, bu nedenle Bakanlık tarafından yürütülen işkolu tespit sürecinde herhangi bir hataya düşülmemesi amacıyla söz konusu inceleme raporunun tekrar değerlendirilmek üzere Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına gönderildiğini, Bakanlığa yapılan yetki tespiti başvuruları değerlendirilirken işverenler tarafından SGK’ya yapılan tespit ve işçi bildirimleri ile sendika üyelik ve istifa bildirimleri esas alınarak değerlendirildiğini ve aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması hâlinde işletme olarak tespit yapıldığını, davacı Şirkete ait sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda bir adet işyeri bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davalı Bakanlığın çoğunluk tespiti için verdiği 17.01.2019 tarihli cevabi yazısı ekinde sunduğu işyeri listesi dökümünde yer alan 1032056.066 SGK sicil numaralı işyerinde davacı Şirket bünyesinde çalışan 55 işçiden 35’inin Sendika üyesi olduğunun davalı Bakanlık tarafından tasdik edildiğini, çoğunluk tespitinde dikkate alınacak işyerlerinin aynı işkolunda olması gerektiğini, üyelik ve tespitlerin davalı Bakanlık tarafından elektronik ortamda yapıldığını, ne işverenin ne Sendikanın ne de Bakanlık görevlilerinin bir işçinin üyeliğine müdahale etmesinin veya geçersiz kılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile söz konusu işyerinin sicil numarasının 1032056.066 olduğu, 17 numaralı sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda faaliyetini sürdürdüğü, davalı Sendikanın genel işler işkolunda örgütlü olmaması sebebiyle Bakanlık tespitinin yerinde olmadığının kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı Bakanlık vekili istinaf dilekçesinde; yasal düzenlemelere göre müvekkili Bakanlığa yapılan yetki tespit başvuruları değerlendirilirken işverenler tarafından SGK'ya yapılan işyeri ve işçi bildirimleri ile Bakanlığa yapılan sendika üyelik ve istifa bildirimleri esas alınarak değerlendirildiğini ve aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması hâlinde işletme olarak tespit yapıldığını, davalı işverene ait sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda bir adet işyeri bulunduğunu, bu nedenle işyeri olarak tespit yapıldığını, müvekkili Bakanlıkça gerçekleştirilen yetki tespit işleminin usul ve kanuna uygun olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Sendika vekili istinaf dilekçesinde; yasal olarak gerekli çoğunluğun müvekkili Sendika tarafından sağlandığını, davacı yasal süre içerisinde itirazda bulunulmadığından yetki tespiti kararının kesinleştiğini, üyelik ve tespitlerin Bakanlık tarafından elektronik ortamda yapıldığını, davacının itirazlarını ispatlar nitelikte hiçbir yazılı belge ve evrak ibraz edemediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yetki tespiti başvuru tarihinden önce işyeri kolunun genel işler olarak tespit edildiği, bu kapsamda davalı işyerinin genel işler işkolunda faaliyet gösterdiğinin sabit olduğu, davalı Sendikanın ise genel işler işkolunda örgütlü olmadığı anlaşıldığından Mahkemece yetki tespiti kararının iptaline karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Bakanlık vekili temyiz dilekçesinde; 31.08.2019 tarihli ve 30874 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2019/98 Karar numaralı işkolu tespit kararının 1036141.056 SGK sicil numaralı işyeri için gerçekleştirildiğini, yetki tespiti için başvurulan işyerinin ise 1032056.066 SGK sicil numaralı işyeri olduğunu, Resmî Gazete'de yayımlanan 2019/98 sayılı kararda SGK sicil numarasının hatalı olarak belirtildiğini, dosyada mübrez SGK'dan temin edilen belgelerde görüleceği üzere yetki tespit başvurusunun yapıldığı tarihte işyeri bilgilerinde ... işkolu "Sağlık ve Sosyal Hizmetler " yazılı olduğundan, müvekkili Bakanlığın Çalışma Genel Müdürlüğünce aynı işkolunda faaliyet gösteren ... Sağlık ... Sendikasının başvurusunun kabul edilip davalı Sendikanın toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkili bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Sendika vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili Sendikanın çoğunluk için yasal şartları sağladığını, davacı yasal süre içerisinde itirazda bulunulmadığından yetki tespiti kararının kesinleştiğini, üyelik ve tespitlerin Bakanlık tarafından elektronik ortamda yapıldığını, davacının itirazlarını ispatlar nitelikte hiçbir yazılı belge ve evrak ibraz edemediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ... ... Sendikasına yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.