Logo

9. Hukuk Dairesi2023/3010 E. 2023/7589 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti ve davalının kötüniyet tazminatı talep edip edemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından teminat olarak alınan senedin, davacının çalıştığı dönemden önce düzenlendiği ve davalı tarafından davacının kendisine bir zarar verdiğinin ispatlanamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.05.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... Üçkuyu ve davacı vekili Avukat Haldun ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işyerinde çalıştığını, davalının davacının sigortasının yapılacağından bahisle teminat senedi alması gerektiğini, aksi hâlde davacıyı işe almayacağı şartını koştuğunu, davacının da hukuka aykırı olan bu şartı bulunduğu zor durumdan dolayı kabul etmek zorunda kalarak senet üzerinde yalnızca senedi doldurduğu tarihteki adresini, senedin yazıyla ve rakamla miktarını, hamilini doldurup senet üzerindeki pulun üzerini, vade tarihini ve düzenleme tarihini boş bırakıp imzaladığını, davalı tarafından davacıdan yaklaşık 35 yıl önce alınan senet sonradan davacının muvafakati olmadan düzenleme tarihi ve ödeme tarihi doldurularak haksız ve kötüniyetli bir biçimde takip başlatılması yoluna gidildiğini, ancak senedin üzerindeki pulun o tarihlere ait olduğu davalı tarafça hesap edilemediğini, davalı tarafça haksız ve kötüniyetli bir şekilde müvekkile icra takibi başlatıldığını, kesinlikle kabul etmemekle birlikte bir an için müvekkilin davalıdan böyle bir borcu aldığı düşünüldüğünde malvarlığının aktifinde meydana gelen bir artış veya pasifinde meydana gelen bir azalma olması gerektiğini, ancak davacının mal varlığının ne aktifinde 211.300,00 TL'lik bir artış ne de pasifinde 211.300,00 TL'lik bir azalma meydana geldiğini belirterek takibin iptaline, davalının haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle aleyhine, takibe konu senet tutarının yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın davacının davalı işverene borçlu olmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davası olduğunu, arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan menfi tespit davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki dava ticari dava olduğundan davaya bakmakla görevli Mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davalının davacıdan olan alacağına karşılık icra takibine konu edilen 04.01.2017 düzenleme tarihli 30.12.2018 vade tarihli 211.300,00 TL bedelli senedi teslim aldığını, senet bedeli ödenmediğinden davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, davacının senedin düzenleme ve vade tarihin gerçeğe aykırı olduğu ve teminat olarak verildiği yönündeki iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, 1986 yılında davalı yanında çalışmaya başladığını iddia eden davacının dava dilekçesinde senedin 1985 yılında doldurulduğunu beyan ettiğini, davacının bu iddiası ile de kendi içinde tutarlı olmadığını ortaya koyduğunu, davacının sırf borçtan kurtulmak amacıyla maddi ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarda bulunduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den ... olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde çalıştığı ve bahse konu senedin teminat senedi kapsamında alındığına kanaat getirildiği, davalının bir zararı olduğunu iddia etmediği, mevcut borcun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın ticari dava olduğunu, bu nedenle asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, senedin davalının davacıdan olan alacağına karşılık davacı tarafından verildiğini, davacının iddialarının yerinde olmadığını, bononun sebepten mücerret olduğunu, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, ayrıca davacının 10.000,00 ve 30.000,00 TL ödemeler yaptığını, kendilerine tanık bildirmek için süre verilmediğini, davacı tanığının davacının akrabası olduğunu, bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işçi ve işveren arasındaki menfi tespit davalarının dava şartı arabuluculuğa tâbi olmadığı, dinlenen davacı tanığının işe girerken tüm işçilere, şoförlere teminat senedi imzalatıldığını, kendisine de imzalatıldığını, kendisinin işten ayrıldıktan sonra senedini geri aldığını, davalı işverenin çalışanların sigortasını ve ücretlerini ödemek gerekçesiyle teminat senedi aldığını, tüm şoförlerden bu senedin aldığını beyan ettiği, öte yandan senet örneği incelendiğinde senetteki pulun çok eski olduğu ve senetteki düzenleme tarihinden önceye ait olduğunun görüldüğü, dosya kapsamındaki delillere göre dava konusu senedin tanık anlatımıyla ... ilişkisi başlamadan önce teminat amaçlı alındığı, yan olguların da bu hususu doğruladığını, davalı tarafından da davacının işvereni zarara uğrattığı ya da uhdesinde işverenin parasını tuttuğunu da ispatlayamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının ... 25. İcra Müdürlüğünün 2019/12176 Esas sayılı takip dosyasında borçlu olup olmadığının tespiti ve davalı lehine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Menfi tesbit ve istirdat davaları" kenar başlıklı 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.