"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/190 E., 2022/525 K.
DAVA TARİHİ : 26.08.2016
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.01.1987–01.04.2013 tarihleri arasında aralıksız olarak ... ve ... Spil Şubesinde önce şube sekreteri ve daha sonra şube müdürü olarak çalıştığını, son net ücretinin 2.123,82 TL olduğunu, 2011 yılına kadar yılda iki aylık ücret ikramiye verildiğini, işçilerin rızası dışında ikramiyenin yılda bire düşürüldüğünü, davacıya hiç ikramiye ödenmediğini, fazla çalışmaların ödenmediğini, eksik ücret, yıllık izin, genel tatil ve fazla çalışmaları ödenmeyince işverenden ısrarla talep edildiğini ve fakat işveren tarafından işten çıkartıldıklarını, haftanın altı günü sabah 08.00 akşam 22.30-23.00 saatleri arası çalıştığını, pazar günleri çalışma olmadığını, yıllık izinlerin de kullandırılmadığını, davacının aynı Şubede ara vermeden 10.11.1993 tarihinde işyeri acente olarak gösterilmek suretiyle çalışmasına devam ettiğini, acentelik sözleşmesi imzalamazsa ... sözleşmesine son verileceği belirtilerek tehdit edildiğini, acenteliği kabul etmeyenlerin işine son verildiğini, 10.11.1993-01.04.2013 tarihleri arası baskı ve muvazaalı olarak geçersiz şekilde acente gösterilerek ... sözleşmesi ile çalışmaya devam ettiğini, acentelik olmasına rağmen davacının gün hasılatını aynı günün sonu işverenin hesabına yatırdığını, işyeri acente gösterilmesine rağmen işyerinin davalı adına olduğunu, bunun da muvazaanın bir kanıtı olduğunu, acentelik sözleşmesinin muvazaalı ve geçersiz olduğunu ileri sürerek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları ile birlikte yıllık izin, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, ikramiye ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının acente olarak faaliyet gösterdiğini, 01.07.1995 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, davacının özel nedenlerde dolayı işi bırakacağını beyan ettiğini, acentelik sözleşmesinin 31.03.2013 tarihli protokol ile sona erdirildiğini, davacının işçi değil tacir olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı işten kendi isteği ile ayrıldığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacağını, muvazaa olduğu varsayılsa bile sözleşmenin tarafının kendi muvazaasından yararlanamayacağını, davacı ile davalının 2013 yılına kadar süregelen ticari ilişkisinin dayanağının acentelik sözleşmesi olduğunu, taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.....2019 tarihli ve 2016/582 Esas, 2019/378 Karar sayılı kararı ile uzun yıllar işyerinde çalışmakta olan bir işçinin ... sözleşmesini haklarını işyerinde bırakma sureti ile sonlandırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının ayrılmasından sonra davalı işyerinde yeni bir müdürün işbaşı yapmış olması, davalıya karşı davası olmayan tanıkların davacının fazla çalışmaya ilişkin haklarının müdürlükten talep etmesi üzerine işten çıkarıldığı yönündeki beyanlarına göre davacının ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden gösterilmeksizin feshedildiği, davalının ... sözleşmesini feshederken kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, tanık beyanlarına göre fazla çalışma yaptığı, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 04.11.2021 tarihli ve 2019/2215 Esas, 2021/1819 Karar sayılı kararı ile davacının davalı Şirketin işçisi olduğu belirlenerek ... sözleşmesinin tazminat gerektirmeyecek şekilde feshinin davalı işverence ispatlanamadığından davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatına karar verilmesinin yerinde olduğu, davacının çalışma süresine, yaptığı işin niteliğine göre belirlenen ücret miktarında hatalı yön bulunmadığı, dosya içeriğine, tanık beyanlarına, yapılan işin niteliğine ve işyeri çalışma düzenine göre davacının hak kazandığı ve karşılığının ödendiği davalı işverence ispatlanamayan fazla çalışma ücreti alacağına ve ... bayram ve genel tatil ücret alacağına karar verilmesinde ve yine davacının duruşmada beyanı alınmak suretiyle kullandırıldığı veya karşılığının ödendiği davalı işverence ispatlanamayan yıllık izin ücreti alacağına karar verilmesinde, davacının hak kazandığı ve karşılığının ödendiği davalı işverence ispatlanamayan ücret alacağı ve ikramiye alacağına karar verilmesinde hatalı yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.01.2022 tarihli ve 2021/12868 Esas, 2022/1025 Karar sayılı ilâmı ile davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile dosya içerisinde bulunan davacı işçinin isim ve imzasını içeren belgeye karşı davacı asıl dinlenerek diyeceklerinin sorulması, imza ve içeriğine karşı inkârı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, imza inkârı hâlinde belge üzerinde imza incelemesi yaptırılması ile davacı işçinin iddia edildiği şekilde istifa ederek işten ayrılıp ayrılmadığı hususu aydınlatıldıktan sonra davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... sözleşmesinin davacının istifası ile sona erdiği, imzalanan belgenin içeriği, davacının mesleki tecrübesi, kıdemi, tanık anlatımları, davacı işçinin fesih sebepleri ile bağlı olduğu ve tüm dosya kapsamına göre davacının iradesinin sakatlanmak suretiyle belgeyi imzaladığı yönündeki iddianın ve kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı şartlarının oluştuğunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istifa belgesinin işverence matbu olarak hazırlanıp getirildiği, davacıya dikte ettirilerek yazdırıldığı ve davacıya yıllık izin, fazla çalışma ve ikramiye alacaklarının ödeneceği ile davalı Şirket bünyesine geçeceği inancıyla iradesi sakatlanarak imzalatıldığının ispatlandığını, davacı tanık beyanlarının bu yönde olduğunu, davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; şirketin ticari defter ve kayıtlarında bulunan ve davacıya yapılan hak ediş ödemelerine göre davacının sabit ücretle çalışan olmadığını, fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının acente olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki ilişkide muvazaa bulunmadığını, davacının iddia ettiği sabit ücretin de ispatlanamadığını, hiç izin kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, alacaklardan yapılan indirim oranının yeterli olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ... sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17 nci maddesi hükmü ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Genel olarak ... sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken ... taraflı bir irade beyanı ile ... sözleşmesini derhâl veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhâl fesih hakkı 4857 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun'un 17 nci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında 4857 sayılı Kanun'da işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
3. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın ... sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte ... ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi hâlinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi hâlinde kararlaştırılan sürenin sonunda ... sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
4. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhâl ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması hâlinde gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu hâlde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
5. Somut uyuşmazlıkta hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilâmı ile istifa dilekçesine ilişkin davacı asılın beyanı alınarak değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Davacı asıl; "... Okumuş olduğum dilekçedeki imza bana aittir, ben davalı işyerinden yıllık izin ücretlerimi fazla mesai ücretlerimi, maaş ve ikramiyemi istedim fakat benim acente olduğumu bu nedenle ödeme yapamayacaklarını söylediler, eğer şirket bünyesine geçersem ödeme yapılacağını söylediler bunun üzerine ben acentelik sözleşmesinin sona ermesine ilişkin bu dilekçeyi yazdım fakat bu yazdığım hususlar maktu bir belge olarak bana getirildi, ben kendi el yazımla yazarak yazıp imzaladım, ben bu belgeyi imzaladıktan sonra şirket bünyesine geçirilmedim, bana oyun oynadılar..." şeklinde beyanda bulunmuştur.
6. Mahkemece bozma sonrası davacı tanıklarının beyanları alınmıştır. Davacı tanığı A.T. beyanında; “Davalı şirket yazıyı maktu olarak getirdi, yanlış hatırlamıyorsam iki kişi davacıya maktu olarak getirdikleri belgeyi yazıp imzalamasını istediler, davacı eliyle yazıp imzaladı. " şeklinde beyanda bulunmuş; kendisine yöneltilen " Davacı ben bunu imzalarsam beni şirkete alacaksınız ya da fazla mesailerimi ödeyeceksiniz diye şirket yetkililerine söyledi mi?" sorusuna cevaben "Bizim kendi bünyemize geçerseniz o şekilde yıllık izin fazla mesai ücretlerini öderiz diye söylediler, davacı imzaladıktan sonra davacıyı şirkete almadılar.” şeklinde cevap vermiştir. Davacı tanığı A.A ise “... davacının talepleri oluyordu, en son nisan ayında geldiklerinde kendisinin bu ücreti alabilmesi için şirket bünyesine geçince fazla mesai ücreti alabileceğini söylediler, nisan ayında geldiklerinde maktu bir evrak getirmişlerdi, davacının kendi el yazısı ile yazıp imzaladığını gördüm, daha sonra hiçbir şekilde fazla mesai ücreti ödenmedi, verilen sözler tutulmadı, oyuna getirildik, bende tepki olsun diye işten ayrıldım. " demiş; davacı vekilinin söz alarak "Yurt İçi kargodan gelenler davacıya bu maktu evrakı imzalarsan sana yıllık izin ücreit ve fazla mesai ücretlerini ödeyeceğiz dediler mi?" sorusunu tanığa yöneltmesi üzerine " Evet bu şekilde dediler.” cevabını vermiştir. Davacı tanığı N.A. da beyanında "... davacıya maktu belge getirdiler, el yazısı ile yazdırdılar ve imzalattılar, davacı çalıştığı süre boyunca fazla mesaisini, resmi tatillerdeki çalışmalarımızı, yıllık izin ücretini istemişti, bu yüzden bunu eğer siz madem böyle birşey istiyorsunuz, şu anda acentesiniz, acente olduğunuz için sizin bizim bünyemize geçmeniz gerekiyor, eğer bizim bünyemize geçerseniz, hakkınızı vereceğiz dediler ve bu evrakla haklarının verileceğini söylediler, ancak hakları verilmedi." şeklinde beyanda bulunmuş, davacı vekilinin söz alarak "Davacı bu belgeyi fazla mesai ve yıllık izinleri ödenecek inancı ile mi imzaladı, orada bunu söyledi mi?" şeklinde tanığa yönelttiği soruya cevaben "Evet eğer ödeyecekseniz ben bunu imzalayacağım diye söylemişti." şeklinde beyanda bulunmuştur.
7. Dosya kapsamı ve davacı asıl ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının istifa iradesi olmadığı, diğer çalışanlar gibi davacıdan da iradesi dışında istifa dilekçesi alındığı bu nedenle istifaya itibar edilemeyeceği açıktır. Mahkemece ... sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği göz önüne alınarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının kabulü gerekirken hatalı hukuki değerlendirme yapılmak suretiyle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.