Logo

9. Hukuk Dairesi2023/3238 E. 2023/3905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sendika yönetim kurulu kararlarının iptali, disiplin kurulu kararının iptali ve alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, Anayasa'nın 141. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 359. maddesinde öngörülen şekilde gerekçeli olarak yazılmaması nedeniyle usulden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2388 E., 2022/734 K.

DAVA TARİHİ : 26.03.2021

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 29. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/402 E., 2022/213 K.

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : ... 23. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/518 E., 2021/497 K.

Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararı iptali, disiplin kurulu kararı iptali ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.10.2011 tarihinde davalı ... nezdinde çalışmaya başladığını, Kasım 2012 tarihinden bu yana ... Şube Yönetim Kurulu üyesi, ... Şube sekreteri, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığını, davalı ... Genel Başkanlığı tarafından müvekkiline gönderilen ... 54. Noterliğinin 09.03.2021 tarihli yazısı ekinde bulunan 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu Kararı ile "22.02.2021 tarihinde ...'un ... Şube Yönetim Kurulu tarafından yapılan görev dağılımında Şube Sekreterliğinden alınarak Yönetim Kurulu üyesi olarak görevlendirilmesine" ve "Tüzüğün 23/1 maddesinin (d) bendi uyarınca Genel Kurula sendika üyeliğinden kesin çıkarılma teklif edilmesi yönünde ceza verilmesine ve yine Tüzüğümüzün 23/3 maddesi uyarınca karar tarihi ile izleyen Sendika Genel Kurul tarihi arasında kalan süre içinde, ...'un yönetsel yetkilerini kullanamayacağına, özlük haklarından yararlanamayacağına oy birliği ile karar verildiği"nin müvekkiline bildirildiğini, ayrıca 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararı ile müvekkilinin amatör yönetici yapılmasına karar verildiğini, anılan kararların açıkça hukuka aykırı olduğunu, mevzuata uygun şekilde göreve gelen müvekkilinin Şube Yönetim Kurulunun aldığı 22.02.2021 tarihli kararla şube sekreterliği görevine son verildiğinin öğrenildiğini, Şube Yönetim Kurulunun müvekkiline karşı güdülen kişisel husumet ve sair sebeplerle müvekkilinin görevine son verdiğini, mezkur kararın müvekkiline tebliğ edilmediğini, Şube Yönetim Kurulunun seçilerek göreve getirilen şube sekreterini görevden alma yönünde bir yetkisi olmadığını, Sendika Tüzüğü'nün 29 uncu maddesinde yer alan "Unvanlı üyeliklerinde boşalma olduğunda, aldıkları oy sırasına göre yedek üyeler çağrılıp bu unvanlı üyelerin seçimleri yapılır" hükmünden anlaşıldığı üzere müvekkilinin çekilmesi, istifa etmesi veya vefatı gibi durumlarda üyeliğin boşalması hâlinde ve usulünce toplantı daveti, gündem bildirimi yapılmak suretiyle yedek üyeler içinden yeni bir seçim yapılarak şube sekreterliği görevlendirmesinin yapılabileceğini, yine müvekkilinin Şube sekreterliği görevi veya Yönetim Kurulu üyeliğinden çıkarılmasının ancak Genel Kurul kararı ile mümkünken (geçerli ve somut gerekçeler olması kaydıyla) usulsüz şekilde oluşturulan Yönetim Kurulu toplantısına katılan 4 kişi tarafından görevine son verilmesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu, dava konusu yönetim kurulu kararının alındığı toplantının gündem belirlenmeksizin gerçekleştirildiğini, müvekkilinin Şube sekreteri olarak katıldığı toplantıdan istifaya zorlanması sebebiyle ayrıldığını, müvekkilinin yokluğunda kendisinin itiraz şerhi vs. koymasını dahi engelleyecek şekilde alelacele bir karar alınmaya çalışıldığını, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararı ile müvekkilinin amatör yönetici yapılmasına karar verilmesinin hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda Genel Merkez Yönetim Kurulu için 1. yedek sırasında bulunmakta iken Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi M.B.'nin 04.01.2021 tarihinde istifa ettiğini, göreve çağrılmasının hemen akabinde 26.02.2021 tarihinde yapılan toplantıda, müvekkilinin amatör yönetici yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin mali sıkıntılar gerekçe gösterilerek amatör kadroya düşürülmesine karar verildiğini ancak öyle olsa tüm kadro için bir daralma ya da kısıtlamaya gidilmesi gerektiğini, tüm bu kararların kişisel husumet sebebiyle alınan kararlar olup iptalleri gerektiğini, 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu Kararı ile alınan, müvekkilinin sendika üyeliğinden kesin çıkarılmasının teklif edilmesi yönünde ceza verilmesi ve bu süreçte yönetsel yetkileri ile özlük haklarını kullanamayacağına karar verilmesinin hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğunu, karara dayanak olarak da 26.02.2021 tarihli toplantıda yaşanan olayların gösterildiğini, bahsi geçen 26.02.2021 tarihli toplantıda müvekkilinin çeşitli sözlerle tahrik edildiğini, istifaya zorlandığını, kendisinin amatör kadroya kendisinden sonra ikinci yedek konumunda olan başka bir şahsın ise profesyonel kadroya alınacağının söylendiğini, müvekkilinin tüm bunların yasal olmadığını söylemesi üzerine kışkırtılmaya çalışıldığını ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 22.02.2021 tarihli Şube Yönetim Kurulu Kararının iptaline, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline, 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu kararının iptaline, müvekkilinin yoksun kaldığı mali hakların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki sebeplerle ve davasını ... ... Şube Başkanlığına yöneltmek suretiyle 22.02.2021 tarihli Şube Yönetim Kurulu Kararının iptaline, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline, 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu kararının iptaline, müvekkilinin yoksun kaldığı mali hakların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 22.02.2021 tarihli ... Şube Yönetim Kurulu kararlarının mevzuata uygun olarak alındığını, davacının iptal talebinin hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, Sendika yetkili kurullarınca ihtiyaç duyulması hâlinde gerek Şube Yönetim Kurulu ve gerekse Genel Yönetim Kurulunun unvansız üyeleri arasındaki görev dağılımının yenilenmesine karar verilmesini engelleyen hiçbir mevzuat ve Tüzük hükmünün bulunmadığını, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararlarının 11-12 Ocak 2020 tarihli Genel Kurul kararları ile Tüzük hükümleri çerçevesinde alındığını, ... Genel Disiplin Kurulunun 05.03.2021 tarihli kararının somut duruma, Tüzük hükümlerine ve sendikal işleyiş ve demokrasiye uygun olarak alındığını, davaya konu parasal talepler yönünden arabulucuya başvurulmadığını, parasal taleplerin öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın asıl dava ve birleşen dava yönünden kısmen kabulü ile 05.03.2021 günlü Disiplin Kurulu Kararının iptaline, 22.02.2021 günlü Yönetim Kurulu Kararının iptaline ilişkin talebin reddine, 26.02.2021 günlü Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline ilişkin talebin reddine, mahrum kalınan hakların tahsiline ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf isteminde bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinde bir bölge adliye mahkemesi kararının hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (e) alt bendine göre karar; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışmasını, ret ve üstün tutma sebeplerini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.

3. 07.....1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.

2. Değerlendirme

1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.

2. “Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (sabit gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. ... Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve (tahkikat sonucunda ) sabit gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. ...Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. ... Hukukî dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.” (Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, ..., İkinci Baskı, 2021, s.890-892)

3. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.

4. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

5. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.

6. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.

7. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince, Anayasa'nın ve 6100 sayılı Kanun’un aradığı anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği, kararın, hangi sebep ya da sebeplerle verildiğine ilişkin açıklama ve gerekçe içermediği görülmüştür.

8. Bu durumda Mahkemece yapılacak ..., yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar vermek olmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekili ile davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.