Logo

9. Hukuk Dairesi2023/331 E. 2023/4065 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının kıdem tazminatından yapılan kesintilerin haklı olup olmadığı ve davalının takas mahsup def'inin kabul edilip edilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak davacının kıdem tazminatından yapılan kesintileri incelemesi, takas mahsup def'ini değerlendirmesi ve bilirkişi raporuna dayalı olarak karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz itirazları reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

SAYISI : 2015/137 E., 2022/166 K.

DAVA TARİHİ : 28.09.2010

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Sivas Bölge Birliğine bağlı bir çok kooperatifte 18.05.1987-01.09.2005 tarihleri arasında kooperatif müdürü olarak çalıştığını, 01.09.2005 yılında emekliye ayrıldığını, 27.09.2005 tarihinde kıdem tazminatına ait çeki almaya gittiğinde kendisine bilgi verilmeden hukuka aykırı olarak kıdem tazminatından kesinti yapıldığını, kıdem tazminatından kesilen 22.636,13 TL'nin teftiş henüz tamamlanmadan hayali bir şekilde zimmet sayılarak kesildiğini, oysa müvekkilinin zimmet kabul edilen miktarı ilgili genelgeler ve sirküler doğrultusunda kooperatif kurulu kararı ile tamamen kooperatif mevzuatına uygun olarak aldığını, kıdem tazminatından hukuka aykırı olarak kesilen 22.636,13 TL'nin 27.09.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın beş yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, davacının çalıştığı süre içinde tüm ücret, ikramiye, prim ve diğer alacaklarının tam olarak ödendiğini, davacının 01.09.2005 tarihinde kendi isteği ile emekliye ayrıldığını, davacının görev yaptığı Kooperatiflerde yapılan teftiş ve kontroller neticesinde tespit edilen usulsüz ve yersiz işlemlere karşılık olarak kıdem tazminatından gerekli tahsilat yapıldıktan sonra davacıya kalan kıdem tazminatı tutarının ödendiğini, davacının davalı Kurumda çalıştığı süre içinde pek çok kez disiplin cezası aldığını, davacının sicil özetlerinden verimsiz ve ... vermeyen bir personel olduğunun anlaşıldığını, açılan davanın samimi olmadığını savunarak davacının usulsüz işlemleri neticesinde davalı Kooperatifin uğradığı zarar tutarı olan 21.882,12 TL'nin davacının kıdem tazminatından takas ve mahsubu ile hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.12.2013 tarihli ve 2010/217 Esas, 2013/328 Karar sayılı kararı ile; davalı işveren davacının hak kazandığı kıdem tazminatından teftiş raporlarına dayanarak ... taraflı olarak kesinti yapmış ise de davacının savunması alınmadan rapor düzenlendiği, davacının kusur durumunun yargı kararı ile tespit edilip hükme bağlanmadığı, hâl böyle iken bir müfettiş incelemesi ve raporu ile ortaya çıkan zarardan davacının sorumlu tutulamayacağı, davalının kıdem tazminatından yargı kararı olmaksızın kesinti yapmasının yasal olmadığı, ayrıca davalı vekilinin yargılamada ileri sürdüğü takas def'i değerlendirildiğinde, takas yapılabilmesi için her iki alacağın da aynı tür ve nitelikte alacak olmasının zorunlu olduğu, somut olayda aynı türden olmayan iki alacağa takas mahsup def'i ileri sürüldüğü, bu talebin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11...2015 tarihli ve 2014/6288 Esas, 2015/20328 Karar sayılı ilâmı ile Mahkemece, davalının takas mahsup def'i her iki alacağın aynı tür ve nitelikte olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, davalının yasal süresi içinde usulüne uygun olarak takas mahsup def'inde bulunduğu, her iki alacağın da işçi işveren ilişkisinden kaynaklandığı, para ile ölçülebilir nitelikte alacaklar olduğu ve aynı nitelikte bulunduğu dikkate alındığında takas mahsup def'inin reddinin doğru olmadığı, bilirkişi raporlarında hesaplama için gerekli belgelerin tamamı dosyada mevcut olmadığından raporda belirtilen hususların doğruluğunun denetlenemediğinin belirtildiği, takas mahsup def'ine konu olayların denetime elverişli şekilde değerlendirilemediği de gözetilerek teftiş raporlarında belirtilen usulsüz işlemlerin yapılıp yapılmadığının işyeri kayıtları üzerinden araştırılarak, davalının itirazları ve davacının iddiaları da dikkate alınarak, mali müşavirlerden oluşacak bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu olayda davalının yasal süresi içinde usulüne uygun olarak takas mahsup def'inde bulunduğu, her iki alacağın da işçi işveren ilişkisinden kaynaklandığı, para ile ölçülebilir nitelikte alacaklar olduğu ve aynı nitelikte bulunduğu dikkate alındığında takas mahsup def'inin bozma ilâmı doğrultusunda değerlendirilmeye alındığı, dosyanın bir Sayıştay uzmanı, iki mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, söz konusu heyet tarafından davacının kıdem tazminatı alacağından düşürülen kalemler ... ... izah edilerek rapor tanzim edildiği, söz konusu raporlarda davacının kıdem tazminatından; 453,50 TL uluslararası telefon görüşmesi, 528,00 TL davacının eksik ödediği faiz, 1.974,00 TL fazla ödenen peşin satış primi, 334,89 TL Eylül ayı ikramiye farkı olmak üzere toplamda 3.290,39 TL'nin kesilmesinin uygun olduğu belirtildiğinden davacının kıdem tazminatından toplamda 3.290,39 TL kesinti yapılarak, 17.070,74 TL eksik ödenen alacağın davalıdan tahsili gerektiği, dava devam ederken 24.12.2013 tarihli 17 nolu celsede; davacının 2.275,00 TL tutarında, davalı tarafından kendisine haricen ödeme yapıldığını ancak bunun karşılığında kendisine makbuz verilmediğini beyan ettiği anlaşılmakla 2.275,00 TL'lik kısmın ise konusuz kaldığından hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, alınan bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu, rapora itirazlarının gözetilmediğini, işyeri kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılması gerektiğini, davalı Kurum aleyhine harca hükmedildiğini, kısmen kabul kararına rağmen lehlerine ret vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olup olmadığı, davacının kıdem tazminatından yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığı, davalı Kurumun harçtan muaf olup olmadığı ile hükmedilen vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 100, 102 nci maddeleri ile 139 ilâ 145 nci maddeleri.

4. 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu'nun 19 uncu maddesinin B bendinin (a) alt bendi.

5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2019 tarihli ve 2015/22-3297 Esas, 2019/490 Karar sayılı ilâmı.

6. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.