"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2494 E., 2022/2708 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 30. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/134 E., 2022/463 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taraf olmaktan çıkarılan ... ... Kurumu Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf teşkili sağlanmak üzere İlk Derece Mahkemesi kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (...) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı tarafından yapılan şikayet üzerine düzenlenen ... ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 28.02.2018 tarih ve 43422173-622.03 sayılı raporda "2015 yılında 45 saat karşılığı 300 TL, 2016 yılında 1606 saat karşılığı 12.636,98 TL, 2017 yılında 1683 saat karşılığı 15.150,65 TL olmak üzere toplam 28.087,63 TL fazla ücretinizin ödendiği" şeklinde karar verildiğini, rapor edilen 28.087,63 TL ödemenin hangi araçla ve hangi tarihlerde ödendiğinin, yazılı belgelerin de ek yapılarak, müvekkiline bildirilmesi için Kuruma yapılan müracaatın da sonuçsuz kaldığını, oysa müvekkilinin davalıya ait işyerinde haftalık 45 saatin çok üzerinde çalışmasının bulunduğunu, davaya konu müfettiş raporundaki fazla çalışma yapıldığı tespitini kabul etmekle birlikte fazla çalışma ücretinin işverence ödendiğine ilişkin tespitin gerçeği yansıtmadığını ve hukuki dayanağının bulunmadığını ileri sürerek 28.087,63 TL'nin ödendiğine ilişkin tespiti içerir hükmün ilgili kısımdan çıkartılmasına, yapılan bu tespitin hatalı olduğunun tespitine ve bu açıdan rapora itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Bakanlığa husumet yöneltilemeyeceğini, yapılan tespitlerin genel tespitler olduğunu, herhangi bir uyuşmazlıkta aksi ispat edilebilecek delil olma dışında bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının da olmadığını, bu tür davalarda işçi ve işverenlerin taraf sıfatı bulunduğunu, raporun hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 28.02.2018 tarihli inceleme raporu incelendiğinde, davacıya 2015 yılında 45 saat karşılığı 300,00 TL, 2016 yılında 1606 saat karşılığı 12.636,98 TL, 2017 yılında 1683 saat karşılığı 15.150,65 TL olmak üzere toplam 28.087,63 TL fazla çalışma ücreti ödendiği tespitine yer verildiği, ücret bordroları dikkate alındığında teftiş raporunda yer alan tutarın ücret bordrosunda tahakkuk eden ödenecek ücretler toplamı olduğu, teftiş raporunda 2016 ve 2017 yılları için yer verilen tutarların fazla çalışma ücreti değil, ödenecek toplam ücret tutarı olduğu, müfettişlerce yapılan tespitin hatalı olduğu gerekçesiyle ... ... Teftiş Kurulunun 28.02.2018 tarihli ve 43422173-622.03 sayılı raporunun "Sonuç ve Kanaat" bölümünde yer alan "2015 yılında 45 saat karşılığı 300,00-TL, 2016 yılında 1606 saat karşılığı 12.636,98 TL, 2017 yılında 1683 saat karşılığı 15.150,65 TL olmak üzere toplam 28.087,63 TL fazla çalışma ücretinizin ödendiği..." ibaresinin raporun hüküm kısmından çıkartılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; Bakanlığa husumet yönetilmesinin mümkün olmadığını, davanın işverene yönetilmesi gerektiğini, davacının dava dışı işveren aleyhine bu davada alınacak sonuçtan bağımsız olarak dava açabileceğini, davacının raporun iptalini istemede hukuki yararı bulunmadığını; ayrıca söz konusu raporun işveren tarafından sunulan kayıtlar, ücret bordroları, işçi ifadeleri ve mevzuat hükümlerine uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; açılan davanın 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesi kapsamında rapora itiraz davası olarak değerlendirilmesi gerektiği, işçi tarafından bu tür genel tespitlere yönelik dava açılmasında hukuki yararın bulunduğu, işin esasına girilerek yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olduğu; ancak davalı Bakanlık harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusunda belirttiği gerekçelere dayanarak davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4857 sayılı Kanun'un 92 nci maddesine göre teftiş raporuna itiraz ile davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 91 ve 92 nci maddeleri.
3. 03.09.2022 tarihli ve 31942 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince davacı taraf lehine karar tarihi (30.....2022) itibarıyla yürürlükte olan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 30.11.2022 tarihinde davalı Bakanlığın harçtan sorumlu tutulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle davacı taraf lehine karar tarihindeki AAÜT'ye aykırılık teşkil edecek şekilde yine 5.100,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
Vekâlet ücreti, karar tarihindeki Tarife esas alınarak belirlenmelidir. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi dikkate alındığında, ilâmın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen AAÜT'nin 13 üncü maddesi uyarınca davacı taraf lehine 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken 5.100,00 TL'ye hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın tüm; davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “Usulü kazanılmış hak gözetilerek Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davacı vekili için takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davacı tarafın kendini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.