Logo

9. Hukuk Dairesi2023/3396 E. 2023/4918 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının daha önce açtığı ve feragat ettiği sendikal tazminat davasının, sonradan açtığı aynı talepli davaya kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk davanın feragat ile sonuçlanmasına rağmen, yeni davada ilk dava tarihinden sonraki döneme ilişkin yeni talep ve olayların ileri sürülmesi, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi'nin usul hükümlerine aykırı şekilde hüküm kurması gözetilerek, temyiz edilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddi ile kamu düzenine aykırılık bulunması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işyeri ile dava dışı Deriteks Sendikası arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesinin süresinin sona ermesine yakın bir süre içinde Deriteks Sendikasının işyerindeki faaliyetlerinden memnun olmayan işçilerin, ... dönemde ... toplu iş sözleşmesini bu sendika aracılığı ile imzalamak istemedikleri için Deriteks Sendikasından istifa ederek Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonuna (DİSK) bağlı Tekstil İşçileri Sendikasına üye olduklarını, bu örgütlenme çerçevesinde yaklaşık 3-4 ... içerisinde 100'den fazla işçinin DİSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikasına üyeliklerini yaptırdıklarını, fakat davalı işveren ile dava dışı Deriteks Sendikası yetkililerinin işçilerin yeniden Deriteks Sendikasına üye olmaları konusunda baskı uygulamaya başladıklarını, bu noktada davalı işverenin işçilerin işten çıkarılması, fabrikanın kapatılması ya da taşınması gibi tehditlerde bulunduğunu, çeşitli bahaneler ile sürekli olarak işçilerden savunma talep edildiğini, örgütlenmede ... iki çalışanın tazminatsız olarak işten çıkarıldığını, 04.09.2020 tarihinde işçilerin haksız işten çıkartılmalarını protesto etmek üzere DİSK yetkilileri ve işçilerin davalı işyeri önüne gittiklerini, dava dışı Deriteks Sendikası yetkililerinin ve işverenin tehditlerinin burada da devam ettiğini, bu eylemler sebebiyle Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, fakat davalı işyerinde işçilere dava dışı Deriteks Sendikası yetkilileri tarafından baskı uygulanmaya devam edildiğini, işten haksız olarak ve sendikal nedenle apar topar çıkartılan işçilerin yaklaşık 7 ay kadar davalı işyeri önünde direniş gerçekleştirdiklerini, DİSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikasının davalı işyerinde toplu iş sözleşmesi bağıtlama çoğunluğuna sahip olduğuna dair yetkisinin tespit edilmesi üzerine işverence yetki tespitine itiraz edildiğini, code of conduct kapsamında davalı işyeri tedarikçilerinden H&M markasının davalı işyerinde belirtilen olaylara dair bağımsız denetim gerçekleştirdiğini, 25.11.2020 tarihli bağımsız denetim raporunda işverenin uymayı riayet ettiği davranış kurallarını ihlal ettiğine ve sendikal hakların giderek ihlal edildiğine ilişkin tespite yer verildiğini, davalı işverenin bu raporda belirtilen tavsiye kararlarını da görmezden gelerek sözde siparişin azalması gerekçesi ile işçileri ücretsiz izne çıkardığını ya da kısa çalışma ödeneğinden faydalandırdığını, üretim sürecinde sendika üyesi olmayan işçiler ile çalıştığını, sendika üyesi işçileri çağırmadığını, markaların baskısının ardından davalı işverenin Tekstil İşçileri Sendikası ile görüşmeye başladığını, birtakım şartlarda mutabakat sağlanarak toplu iş sözleşmesinin imzalanılmaya çalışıldığını, ancak söz konusu mutabakat şartı olarak davalı işverenin yetki tespitine itiraz davasından feragat etmesi gerekirken feragat etmediği, toplu görüşmeleri sonuçsuz bıraktığı, işçilere ücretsiz izne çıkmayı dayattığı gerekçeleri ile davalı işverenin 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ilgili hükümlerine, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na (6356 sayılı Kanun), Türkiye’nin de onayladığı ILO’nun 87 ve 98 No.lu Sözleşmelerine aykırılık teşkil eden davranışları ile müvekkili ve diğer sendika üyesi işçilerin sendikal örgütlenme hürriyetlerini engellemesi ve sendikal nedenle DİSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası üyesi işçilere ayrımcılık yapması sebebiyle 6356 sayılı Kanun’un 25 ... maddesi uyarınca bir yıllık brüt ücret tutarından az olmamak kaydıyla sendikal tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın önceden işbu dava ile tamamen aynı nitelikte olan Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 2021/212 Esas ve 2021/342 Karar sayısına kayıtlı dava dosyası ile 12 aylık brüt ücretten az olmamak kaydı ile sendikal tazminat davası açtığını ve söz konusu davada sendikal tazminat talebinden tümüyle feragat ettiğini, kararın 16.06.2021 tarihinde kesinleştiğini, davacının iddialarının aksine gerek Şirket yetkilililerinin, gerekse işveren vekillerinin sendikal faaliyetleri engelleme konusunda hiçbir davranışının bulunmadığını, bunun yanında dava dışı Deriteks Sendikası yetkililerinin çalışanlar ile yapmış olduğu görüşmelerin ve bu görüşmeler esnasındaki beyanlarının müvekkili Şirketin sorumluluğunda olmadığını, işverenin çalışanlardan çalışma saatleri içerisinde işyeri kurallarına aykırı davranışları nedeniyle almış olduğu savunmaların müvekkili Şirketin işine ve müşterilerine olan sorumluluğu sebebi ile olduğunu, işçilerin mola saatlerinde, yemek aralarında sendikal faaliyetlerine diledikleri gibi devam ettiklerini, davacının iddialarını ispata yarar somut bir delil ileri sürmediğini, müvekkili Şirket nezdinde sendikalı işçi ve sendikasız işçi arasında ayrım yapılıp yapılmadığının ortaya konmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekili tarafından 01.06.2021 tarihinde Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 2021/212 Esas sayılı dosyasında sendikal tazminat talepli dava açıldığı, 04.06.2021 tarihinde davacı vekili tarafından davadan feragat dilekçesi verildiği, Bakırköy 26. İş Mahkemesi tarafından feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin 16.06.2021 tarihinde istinaf hakkından feragat etmesi üzerine kararın kesinleştiği; 07.10.2021 tarihinde yeniden sendikal tazminat hususunda açılan işbu dava bakımından da önceki tarihli aynı talepli davadaki feragat iradesinin ... iradeyi yansıtmadığı ve feragat iradesinin sakatlandığına ilişkin herhangi somut bir delilin sunulamadığı, kesinleşen Mahkeme kararının aynı konu hakkında yeniden dava açılmasına engel nitelikte bir dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; derdestlik itirazlarına dayanak kesin hüküm teşkil ettiği iddia edilen davaların 01.06.2021 tarihinde açıldığını, işbu davanın ise 07.10.2021 tarihinde açıldığını, açılan ilk davaların dava şartı arabuluculuk süreçleri ile işbu yerel Mahkemede görülen davaların dava şartı arabuluculuk süreçlerinin ayrı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin derdestlik itirazlarına dayanak kesin hüküm teşkil ettiği iddia edilen davalardaki iddialar ile işbu davalardaki iddiaların da farklı olduğunu, ilk açılan davalarda asgari düzeydeki ayrımcılıklardan bahsedilmişken işbu davalarda örgütlenme sürecinin başından davaların açıldığı tarihe kadar devam ettiğini, hatta ilk davaların açıldığı 01.06.2021 tarihi ile işbu davaların açıldığı 07.10.2021 tarihi arasında da gerçekleşen ve hâlen devam eden sistematik sendikal nedenle ayrımcılığa dair birçok olaydan bahsedildiğini, davalı işverenin ilk davaların açılmasının ardından aralarında yapılan anlaşmaya uymayarak yetki tespitine itiraz davasından feragat etmemesi ve toplu iş sözleşmesi akdetmemesinin dahi ... bir olgu olarak dikkate alınması gerektiğini, ilk davaların açıldığı 01.06.2021 tarih ile işbu davaların açıldığı 07.10.2021 tarihi arasında gerçekleşmiş olaylar da göz önüne alındığında ilk verilen hükmün kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, sendikal tazminatın işverenin işçisine uyguladığı ayrımcılık nedeni ile her uyguladığında doğabilecek bir yaptırım olduğunu, dosya kapsamında yer ... davalı işveren ile imzalanan “Centilmenlik Anlaşması'' adlı belgeden de anlaşılacağı üzere derdestlik itirazlarına dayanak davaların davalı işveren ile müvekkillerin üyesi olduğu sendika arasında sağlanan anlaşmanın ardından, davalı işverenin toplu iş sözleşmesi akdetmek için şart koşması sebebi ile davalı işveren aleyhine oluşabilecek riski ortadan kaldırmak adına açıldığını, davalı işveren ile müvekkillerin üyesi olduğu sendika arasında sağlanan anlaşmanın ardından davalı işverenin çözüm şartları, işyerinde huzur ortamının sağlanması ve en önemlisi toplu iş sözleşmesi imzalanması adına sendika üyesi işçiler tarafından büyük oranda kabul gördüğünü; sendikal tazminat talepli dava ikame etmek üzere arabuluculuk başvurusu yapan hemen hemen tüm işçilerin davalarından feragat ettiğini, davalı işverenin derdestlik itirazına dayanak dosyalarının söz konusu dosyalar olduğunu, fakat davalı işverenin tüm şartları yerine getirilmesine karşın anlaşmaya uymayarak yetki tespitine itiraz davasından feragat etmediğini, toplu görüşmelerde de çok düşük haklar teklif ederek pazarlık dahi yapmadığını, tüm görüşmeleri çıkmaza soktuğunu, neticeten de toplu iş sözleşmesinin imzalanamadığını, bu bağlamda davalı işverenin aleyhine açılacak olan davalarda dava açtırıp ardından davalardan feragat ettirerek, kesin hüküm elde ederek riskten kurtulma gayesi ile hareket ettiğini, sendikal örgütlenme içerisinde olan işçilerin aynı ... davalar açıp tensip zaptıyla beraber aynı ... davadan feragat etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu göz önüne alındığında davalı işverenin kötüniyetli derdestlik itirazının yerinde olmadığının anlaşılacağını, davalının söz konusu eyleminin dahi sendikal nedenle ayrımcılığın göstergesi olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin hatalı olduğunu, zira sulh protokolünün 15.02.2022 tarihli dilekçe ekinde Mahkemeye sunulduğunu, aynı durumda olan işçilerin ikame ettikleri davalarda Bakırköy 53. İş Mahkemesinin davalı tarafın derdestlik itirazlarını reddettiğini, dava dilekçesinde belirttiği esasa ilişkin sunulan deliller toplanmadan ve esasa girilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; daha önce davalı aleyhine, aynı neden ve taleple açılan seri davaların davacı vekilinin feragati ile sona erdiği, dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde davalı vekilince sendikal tazminat talep nedeni olarak ileri sürülen hususların büyük bölümünün önceki davada da ileri sürüldüğünü, davalı işverenin o dava sırasında sendikaya ve işçilere bulunduğu vaatler nedeniyle davadan feragat edildiği ancak davalının taahhüdüne uymadığı yönündeki davacı iddialarının da sendikal tazminat talep gerekçesi oluşturmadığı, bu nedenle davacı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı ancak arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından resmî ödenekten yapılan arabulucu giderinin İlk Derece Mahkemesince resen değerlendirilip miktarının hangi taraftan tahsil edileceğinin hükümde belirtilmemesi hususunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 ... maddesi kapsamında kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere ek olarak İlk Derece Mahkemesince esasa girilmeksizin yalnızca davalının derdestlik itirazına dayalı değerlendirme yapılarak karar verildiğinden Bölge Adliye Mahkemesince de ilk açılan davanın derdestlik teşkil ... etmediği hususunda değerlendirme yapılması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde esasa ilişkin değerlendirmeye yer verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafın sendikal tazminat talepli açmış olduğu önceki tarihli davasının daha önce kesin hükme bağlanmış olmasının, aynı talepli işbu davanın açılmasına engel teşkil eden bir dava şartı niteliğinde olup olmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) alt bendi, 303 üncü maddesi, 311 ... maddesi, 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.

2. 6356 sayılı Kanun'un 25 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacı vekilince 01.06.2021 tarihinde davalı aleyhine sendikal tazminat talepli dava açıldığı, Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 2021/212 sayılı esasına kaydedilen söz konusu davada 04.06.2021 tarihinde davacı vekilince görülen lüzum üzerine davadan feragat edildiğine ilişkin beyanda bulunulduğu; Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2021/342 Karar numaralı kararı ile de feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, söz konusu karara karşı taraflarca kanun yoluna başvuru haklarından feragat edilmesi üzerine 16.06.2021 tarihinde kararın kesinleştiği hususları uyuşmazlık dışıdır.

2. İşbu dava 07.10.2021 tarihinde açılmış olup davanın konusu, sendikal tazminat talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, Bakırköy 35. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) alt bendinde tanımlanan aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasına ilişkin dava şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

3. 01.06.2021 tarihli davaya ilişkin dava dilekçesi ile işbu davadaki dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında, davacı vekilince ilk açılan dava tarihinden sonrasına ait olduğu ileri sürülen talepler ve olguların bulunduğu anlaşılmaktadır. Örneğin, 01.06.2021 tarihli dava dilekçesi içeriğinde davalı işverence işçilerin sözde ücretsiz izin/kısa çalışma adı altında fabrikadan uzaklaştırıldıkları ileri sürülürken işbu dava dilekçesinde devam eden süreçte işverenin özellikle sendika üyesi olmayan işçiler ile çalıştığı, sendika üyesi işçileri genellikle çağırmadığı olgusu da ileri sürülmektedir. Dolayısıyla davacı vekilince ileri sürülen taleplerin ilk açılan dava tarihinden sonraki döneme ilişkin olup olmadığı değerlendirilerek, ilk açılan dava tarihinden sonraki talepler ve olgular yönünden deliller toplandıktan sonra bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. Diğer yandan 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesine göre bölge adliye mahkemesi bir tarafın istinaf başvurusunda davanın esası ile ilgili olarak üç türlü karar verebilir. Bunlardan ilki başvurunun esastan reddi, ikincisi yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, üçüncüsü ise yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında karar vermektir. Kanun hükmü, taraflardan birinin başvurusunun esastan reddi ile aynı anda yeniden esas hakkında veya düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına imkân tanımamaktadır. Diğer taraftan 6100 sayılı Kanun'un "İncelemenin kapsamı" başlıklı 355 ... maddesine göre bölge adliye mahkemesi, istinaf sebepleri ile bağlı ise de kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetebilir. Ancak anılan düzenleme tamamen incelemenin kapsamına ilişkin olup bölge adliye mahkemelerince 353 üncü madde gereğince kurulacak hükmün şekline etkili değildir. Bu bakımdan bölge adliye mahkemesince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ile kamu düzenine aykırılık hâlleri bakımından ayrım yapılarak Kanun'da yer verilmeyen biçimde hüküm kurulması mümkün değildir. Kaldı ki kamu düzenine aykırılık bakımından bir inceleme yapılabilmesi de istinaf başvurusunun kabulüne bağlıdır. Örneğin 6100 sayılı Kanun'un "Ön inceleme" başlıklı 352 ... maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde "başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin gösterilmemesi" durumuna yer verilmiştir. İstinaf dilekçesinde hiçbir sebep gösterilmemesi hâlinde bölge adliye mahkemesince 353 üncü madde gereğince sadece kamu düzenine aykırılık bağlamında inceleme yapılmakta ancak sonuç olarak yine başvurunun esastan reddine veya kabulüne karar verilmektedir.

5. Belirtilen sebeplerle taraflardan birinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve kamu düzenine aykırılık bakımından yapılacak incelemenin sonucunda, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını yahut düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını gerektiren bir hâl tespit edildiği takdirde artık istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemez.

6. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince sadece davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden resen yapılan incelemede arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından resmî ödenekten yapılan arabulucu giderinin İlk Derece Mahkemesince resen değerlendirilip miktarının hangi taraftan tahsil edileceğinin hükümde belirtilmemesinin hatalı olduğu belirtildikten sonra davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık bulunması sebebiyle 6100 sayılı Kanun'un 355 ... üncü maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu yöntemle hüküm kurulması yukarıda açıklanan Kanun hükümlerine açıkça aykırı olup karar bu yönüyle de yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.