"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2150 E., 2022/2004 K.
DAVA TARİHİ : 07.07.2020
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/795 E., 2022/548 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan ilk yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2020/283 Esas, 2021/175 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 27.04.2022 tarihli kararı ile arabuluculuk son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan son tarih arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği irdelenmeksizin karar verilmesinin hatalı bulunduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası türünde açıldığını belirterek müvekkilinin, davalı ... Rektörlüğüne bağlı olarak sosyal tesislerde hâlihazırda işçi statüsünde çalıştığını, ... Kooperatif Ticaret Eğitim ve Büro İşçileri Sendikası (Koop-... Sendikası) üyesi olan davacının Sendikanın tarafı olduğu ve işyerinde yürürlükte olan toplu ... sözleşmesi kapsamında çalışmasına rağmen hiçbir sebep gösterilmeksizin toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmadığını, müvekkilinin davalı Kuruma bu konuyla ilgili başvuruda bulunduğu hâlde talebinin karşılanmadığını, oysa toplu ... sözleşmesinin "Kapsam ve yararlanma" başlıklı 4 üncü maddesinde "Bu toplu ... sözleşmesi TC. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü ve bağlı ... yerleri ile bu sözleşme süresi içerisinde kurulacak olan ... yerlerini ve bu ... yerlerine ait eklentilerin bütününü kapsamına alır." şeklinde düzenleme olduğunu, bu düzenleme gereğince müvekkilinin bu haklardan tam ve eksiksiz olarak yararlandırılması gerektiği hâlde yararlandırılmaması nedeniyle hak kaybına uğratıldığını, davalıya karşı aynı konuda daha önce açılan emsal davalarda müvekkili ile aynı konumda bulunan işçiler lehine karar verildiğini belirterek toplu ... sözleşmesinden kaynaklı ücret zammı, ikramiye, yemek yardımı, sosyal yardım, giyim ve koruma malzemesi yardımı, aile ve çocuk yardımı, denge ödeneği alacağı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının asıl işvereninin Sosyal Tesisler Müdürlüğü olması nedeniyle davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, ülkemizde sosyal tesislerin kamu personeline veya kapasitesi ölçüsünde kamu personeli olmayan kişilere hizmet vermek üzere eğitim ve dinlenme tesisi, misafirhane, lokal, kreş ve çocuk bakım evi, spor başlığı altına açılan ve işletilen kendine münhasır yerler olduğunu, sosyal tesislerin personelini kendisinin istihdam ettiğini, bu nedenle ... başına işveren olarak değerlendirilmeleri ve dava taraf yetkilerinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini, ... Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Tesisler İktisadi Yönergesi'nde, tesislerin personel ücretleri de dâhil olmak üzere tüm giderlerini kendisinin karşılayacağının açıkça belirtildiğini, davalı ile Koop-... Sendikası arasında 21.01.2020 tarihinde ... ve Bağlı İşyerleri Toplu ... Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu toplu ... sözleşmesinin "Taraflar-tanımlar" başlıklı 1 inci maddesinde toplu ... sözleşmesinden yararlanabilecek üyelerin “Kurum işyerlerinde çalışmaları Hazine ve Maliye Bakanlığınca uygun görülenler (daimi işçiler ile çalışmaları Bakanlıkça vize edilenler) ve kanunen işçi sayılan Koop-... üyeleri” şeklinde yazılarak kapsamın belirlendiğini, sosyal tesislerin çalıştırdığı işçilerin daimi işçi ya da çalışmaları Hazine ve Maliye Bakanlığınca vize edilen işçi statüsünde olmadıklarını, kapsam dışı bırakılan bu işçilerin sendika üyesi olup olmamalarının bir önemi olmaksızın toplu ... sözleşmesinden faydalanamayacaklarını, sosyal tesislerin işletme giderleri için ilgili kurum ve kuruluşların bütçesinden herhangi bir katkı sağlanmasının söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 15.02.2012 tarihinde davalı Üniversitenin Sosyal Hizmetler Biriminde çalışmaya başladığı ve hâlen aynı işyerinde çalışmaya devam ettiği, davacının ilk olarak 20.03.2012 tarihinde ticaret, büro, eğitim ve ... sanatlar işkolunda faaliyet gösteren Koop-... Sendikasına üye olduğu ve 20.10.2017 tarihinde üyelikten çekilme nedeniyle üyeliğinin düşürüldüğü, son olarak 08.05.2018 tarihinde aynı sendikaya tekrar üye olduğu ve üyelik kaydının Koop-... Sendikası tarafından davalıya bildirildiği, davalı ile dava dışı Koop-... Sendikası arasında 01.01.2014-31.12.2015 (24.03.2014 tarihinde imzalanan), 01.01.2016-31.12.2017 (13.01.2016 tarihinde imzalanan), 01.01.2018-31.12.2019 (01.03.2018 tarihinde imzalanan) ve 01.01.2020-31.12.2021 (21.01.2020 tarihinde imzalanan) yürürlük tarihli toplu ... sözleşmelerinin mevcut olduğu, davalı taraf her ne kadar davacının iktisadi işletmede garson olarak çalıştığından toplu ... sözleşmelerinden yararlanamayacağı yönünde itirazda bulunmuşsa da Mahkemenin, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İktisadi İşletme Müdürlüğünün yürüttüğü işlerin İşkolları Yönetmeliği'nin 10 No.lu ticaret, büro, eğitim ve ... sanatlar işkoluna girdiğinin tespitine yönelik verdiği 12.03.2018 tarihli ve 2017/781 Esas, 2018/171 Karar sayılı kararının, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarihli ve 2018/16061 Esas, 2018/27118 Karar sayılı ilâmıyla onanarak kesinleşmiş olduğu, dolayısıyla davacının toplu ... sözleşmelerinden yararlanabileceği, 01.01.2014-31.12.2015 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesi akdedildiği tarihte sendika üyesi olduğundan bahse konu tarihler arasında imzalanan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanabileceği, davacı 01.01.2016-31.12.2017 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesinin imza tarihinden önce 08.09.2015 tarihi itibarıyla sendika üyesi olduğundan söz konu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden de yararlanabileceği, 01.01.2018-31.12.2019 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesi akdedildikten sonra davacı sendikaya üye olduğundan ve üyeliğinin 21.05.2018 tarihinde davalıya bildirildiği anlaşıldığından üyeliğinin davalı işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanabileceği, 01.01.2019-31.12.2021 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesi akdedildiği tarihte davacı sendika üyesi olduğundan bahse konu tarihler arasında akdedilen toplu ... sözleşmesi hükümlerinden de yararlanabileceği, dosya kapsamında alınan 23.02.2021 havale tarihli raporda davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarlarının ayrıntılı olarak hesaplandığı, bu miktarlar üzerinden davacının 01.01.2018-31.12.2019 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesinden üyeliğinin davalı işverene bildirildiği 21.05.2018 tarihinden itibaren yararlanabileceği göz önünde bulundurularak ve arabuluculuk son tutanak tarihinden sonraki dönem bakımından dava şartının yerine getirilmediği gözetilmek suretiyle resen yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek ve davacının sendika üyeliğine dair müvekkili Kurumda hiçbir bilgi ve belgenin bulunmadığını, Yargıtay kararlarında toplu ... sözleşmesinin kapsamına kimlerin gireceği ve girmeyeceği ve kapsam dışı bırakılacağının sözleşme taraflarınca kararlaştırılabileceğinin kabul edildiğini, kapsam dışı bırakılan işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağına, kapsam dışı personelin toplu ... sözleşmesinin bir kısım haklarından yararlandırılmasının, öteki haklardan da yararlandırılmasını gerektirmeyeceğine ve sendika üyesi olmayan kapsam dışı işçilerin, dayanışma aidatı ödeyerek dahi toplu ... sözleşmesinden yararlanmalarının mümkün olmadığına hükmedildiğini, davacının toplu ... sözleşmesi kapsamında olmadığı için toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacakları almaya hak kazanamadığını ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; işçilik alacaklarının ve vekâlet ücretinin eksik hesaplandığını, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlıkla sonuçlanması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince hesaplanan 1.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak kendilerine verilmesi gerektiğini ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, işyerinde yürürlükte olan toplu ... sözleşmesinin 4 üncü maddesinde yer alan; davalı işyeri ve işyerine bağlı birim ve eklentilerde çalışanların yürürlük tarihinden itibaren toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiği yönündeki düzenlemesi uyarınca söz konusu toplu ... sözleşmesi hükümlerinin kendisi için de uygulanması gerektiği hâlde davalı işverenin haksız şekilde bundan imtina ettiğini iddia ettiği; davalı tarafın ise toplu ... sözleşmesinin 1 inci maddesinde üye olarak Kurum işyerlerindeki çalışmaları Hazine ve Maliye Bakanlığınca uygun görülenler ve kanunen işçi sayılan Koop-... Sendikası üyelerinin tanımlandığını, bu nedenle 4 üncü maddede açıklanan yararlanma hakkının ancak bu tanım içerisinde yer alan ve sendika üyesi işçileri kapsadığını, davacının ise davalı Üniversitenin iktisadi işletmesi olan sosyal tesislerde ... sözleşmesi ile asgari ücret karşılığı garson olarak çalıştığını, iktisadi işletmede çalışanların kurum işçisi olmadıkları gibi Hazine ve Maliye Bakanlığının vize tanıdığı işçi niteliğinde de olmadıklarından dava konusu alacakları talep etme haklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep ettiği; yapılan değerlendirme neticesinde dosya kapsamına ve özellikle davalı Üniversite tarafından kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi işletme tarafından yürütülen işlerin Üniversitenin diğer işyerleri ile aynı işkoluna girdiğinin kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğunun ve söz konusu işyerinin işçi sendikası ile davalı Üniversite arasında yapılan işletme toplu ... sözleşmesinin kapsamında olduğunun kabulü gerektiği gerekçeleriyle davalı vekilinin, AAÜT'nin 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen vekâlet ücretinin davacı ile vekili arasındaki ilişki için düzenlenen akdi vekâlet ücreti olduğundan Mahkemenin arabuluculuk aşaması için ayrıca bir vekâlet ücretine hükmetmemesinin yerinde olduğu ve hükme dayanak kabul edilen hesaplamada resen dikkate alınması gereken hususlarda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ve resen gözetilecek nedenlerden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... İktisadi İşletme Müdürlüğünce işletilen sosyal tesislerde garson olarak çalışan davacı işçinin, üyesi bulunduğu Koop-... Sendikası ile davalı Üniversite arasında imzalanan davalı Üniversite Rektörlüğü ile bağlı işyerlerinde çalışan işçileri kapsayan toplu ... sözleşmelerinden yararlanıp yararlanamayacağı ve hükmedilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin belirlenmesi hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 16 ncı ve 13 üncü maddesi.
4. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarihli ve 2018/16061 Esas, 2018/27118 Karar sayılı kararı.
5. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal mahiyetteki 27.12.2021 tarihli ve 2021/11288 Esas, 2021/16911 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2020/283 Esas, 2021/175 Karar sayılı kararı ilk kararında; "7-Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlıkla sonuçlanması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 16/2-c maddesi gereğince hesaplanan 1.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," şeklinde arabuluculuk faaliyeti nedeniyle davacı taraf lehine vekâlet ücretine yönelik hüküm kurulmuştur. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince dava şartı yokluğundan kararın kaldırılması sonrasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesi, yeni kurduğu hükümde bu defa arabuluculuk sürecine dair vekâlet ücretine hükmetmemiştir. 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren ve 15.....2022 olan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 16 ncı maddesinde arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücrete ilişkin düzenleme yer almaktadır. Ancak bu düzenlemede hesaplanacak vekâlet ücretinin, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturduğu ifade edilmiştir. Bu ifadeden düzenlemenin yargılama neticesinde hükmedilen karşı taraf vekâlet ücretine ilişkin değil, müvekkili ile vekil arasındaki vekâlet ilişkisinden doğan ücrete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum aynı maddenin son bendindeki mahsup hükmünde de yer almaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin temyiz incelemesine konu 15.....2022 tarihli kararında davacı taraf lehine AAÜT'nin 16 ncı maddesine göre arabuluculuk sürecine dair vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
3. Bununla birlikte davada kabul edilen toplam alacak brüt 91.096,84 TL olup karar tarihi olan 15.....2022 itibarıyla yürürlükte olan AAÜT'nin 13 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince Tarife'nin üçüncü kısmında yer alan ilk 40.000,00 TL için %15, sonra gelen 50.000,00 TL için %13, sonra gelen 90.000,00 TL için %9,50 oranlaması ile yapılan hesaba göre (40.000,00*15%=6.000,00TL, 50.000,00*%13=6.500,00 TL, 1.096,84*9,50% =109,19 TL) davacı lehine toplam 12.604,19 TL nispi vekâlet ücreti yerine, kabul edilen toplam brüt alacak tutarının net karşılığı üzerinden 9.266,39 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının davacı taraf vekâlet ücretine ilişkin (7) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "7. Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.604,19 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.