"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'ın müvekkili Şirket bünyesinde l9.09.2003 tarihinden itibaren satış yapmış olduğunu, kontrollerde davalının müşterilerden tahsil etmiş olduğu fatura bedellerini firmaya aktarmadığını, vadeli satış yapıyormuş gibi göstererek Şirkete ait paraları uhdesinde tutarak kullandığını ve bu durumu kabul ederek tespit edilmiş olan 340.000,00 TL tutarındaki zararı 3 ... içinde evini ve aracını satarak ödeyeceğini, daha fazla açık tespit edilmesi hâlinde o tutarı da ödemeyi kabul ettiğine dair elle yazmış olduğu taahhütnameyi verdiğini, daha sonra 17.11.2011 tarihinde davalının kullandığı satış aracının içinde bulunan malların sayımında 32.076,00 TL noksan çıkan mal olduğunun tespit edilmiş olduğunu ve tutanak altına alındığını ileri sürerek davacı Şirketin uğradığı zararın davalıdan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asıl cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, kendisinin sadece A.A. adlı bakkaldan 10.000,00 TL ve B.D. adlı bakkaldan 6.000,00 TL aldığını, bakkallara mal teslimini yapacağı zaman da bakkallardan kaynaklanan bazı gecikmeler nedeniyle malı teslim edemediğini, daha sonra durumun fark edilmesi nedeniyle işten çıkarıldığını, bu kişilerden almış olduğu paraları da ödemeye başladığını, işveren ile olan problemi duyan bakkalların bunu fırsat bilerek paralarını kendisine verdiklerini iddia ederek davacı işverene baskı yaptıklarını, bu nedenle haksız olarak borçlu çıkarıldığını, alıp da Şirkete vermediği paranın toplam 16.000,00 TL olduğunu, davacı Şirketin bir zararının olmadığını, Şirket avukatları ve yetkililerin yaptıkları baskı üzerine söylenenleri yaparak davacı Şirketin ibraz etmiş olduğu yazıyı yazarak imzaladığını, Şirketin bilgisi dahilinde verilen kotayı tutturmak için bayi olmayan bakkallara mal satışı yapıldığını, faturalarının ise resmî bayiler adına kesildiğini, resmî bayilerin bu durumdan haberdar olmadıklarını, bayilerin aldığı malların defter kayıtları ile davacı Şirketin kestiği faturaların işlendiği defter kayıtlarının birbirini bu nedenle tutmadığını, bu uygulamanın devamlı böyle olduğunu, baskı altında imzaladığı tüm belge ile davacı Şirket iddialarını kabul etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin ....09.2017 tarihli ve 2011/839 Esas, 2017/407 Karar sayılı kararıyla; toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/176 Esas, 2013/455 Karar sayılı mahkumiyet kararının Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesinin 20.12.2016 tarihli ve 2016/6168 Esas, 10906 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiğinin anlaşılması, bayilerle yapılan mutabakat sonucu oluşan fark listesi, 17.11.2011 tarihli taahhütname ve aynı tarihli araçta yapılan sayıma dair tutanak, uzman bilirkişi B.S.'nın 08.02.2013 tarihli raporu ve sair delillere göre; davalı ...'ın davacı Şirkette satış temsilcisi olarak çalıştığı, davacı Şirket tarafından davalının bir kısım usulsüz işlemler yaptığının anlaşılması üzerine ilk yapılan kontrolde sanığın kullanımında olan araçta toplam 32.000,00 TL değerinde sigaranın eksik olduğunun tespit edildiği, buna ilişkin Şirket çalışanları tarafından tutanak tutulduğu ve Şirket tarafından araştırmanın derinleştirildiğinde, sanığın elindeki el terminali ile düzenlediği faturalarda, esasında malı peşin olarak bayilere sattığı ve bedelini tahsil ettiği hâlde vadeli sattığını belirttiği, davalının bu şekilde vadeli satış adı altında düzenlediği sahte faturalarla Şirket stoklarından çektiği sigaraları satarak tahsil ettiği bedeli de mâl etmek suretiyle Şirketi toplam 343.432,83 TL zarara uğrattığının belirlendiği, davacı taraf, her ne kadar ıslah dilekçesinde talep ettiği miktarda zarara uğratıldığını iddia etmiş ise de ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince tespit ve kabul edilen 343.432,83 TL'yi aşan miktarda zararını yazılı belge ve delilllerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2018/93 Esas, 2018/1366 Karar sayılı kararıyla; davalının davacıya ait olan işyerinde satış temsilcisi olarak çalıştığı, eldeki dosya davalısı ...'ın sanık olarak yargılandığı ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/176 Esas, 2013/455 Karar numaralı kararı ile hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçu nedeni ile cezalandırılmasına karar verildiği, 20.12.2016 tarihinde kararın kesinleştiği, ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporuna göre davacının zararının 343.432,83 TL olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının zararının 343.432,83 TL'dan fazla olduğunu ispat edemediğine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.01.2021 tarihli ve 2020/4002 Esas, 2021/2164 Karar sayılı bozma ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda davacı işverenin vermediği belge olarak cari hesap bilgileri belirtilmekle birlikte davacı işverenin zararının hesaplandığı, ancak hesaplanan bu zararın, Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen miktarı aşan kısmının, somut olarak hangi tarih ve sayılı, kimler arasındaki ne tür işlemlere, belgelere ve/veya defterlere dayandırıldığı, bu şekilde tespit edilen her bir zararlandırıcı işlem ile davalı işçi arasında illiyet bağının ne şekilde kurulduğu, davalı işçi ile her bir zararlandırıcı işlem arasında, bu zararın davalı işçiden kaynaklandığına dair sübuta erdirici delillerin neler olduğunun belirtilmediği, hangi belgenin nasıl yorumlandığı ya da neyi gösterdiğinin ... ... açıklanmadığı, toplam zarar miktarının bilirkişi raporunda doğrudan belirtildiği, oysa toplam zararın bir parçası olup Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen miktarı aşan kısmını oluşturan her bir zararlandırıcı işlem kaleminin belirtilen şekilde detaylandırılarak davalı işçiden kaynaklanıp kaynaklanmadığının sübutuna dair deliller ve belgeler ... ... her bir zararlandırıcı işlem için açıklanıp eldeki dosyadaki bilirkişi raporunda toplam zarar olarak belirtilen miktarı oluşturan zararlandırıcı işlemlerin Ağır Ceza Mahkemesinin tespit ettiği zararı aşan kısmına ilişkin açıklamaların her bir zararlandırıcı işlem için ... ... ortaya konulması gerektiği, eldeki dosyaya ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/274 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunun sunulduğu anlaşılmakla söz konusu bilirkişi raporunun da yukarda açıklanan ilkeler dâhilinde değerlendirilmesi gerektiği, davacı işveren lehine hükmedilecek miktara davalı işçi ile dava dışı sigorta şirketi arasında tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/176 Esas, 2013/455 Karar sayılı karar gerekçesinde ve hüküm fıkrasında belirtilen ve bu davanın davalısı olan ...'ın sanık olarak yargılandığı davada, sanığın işvereni olan davacı Şirketi birden çok nitelikli dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı ... Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 158 ... maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca ve katılan davacı Şirketin 343,432,00 TL miktarda parasını mal edinmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan aynı Kanun'un 155 ... maddesinin ikinci fıkrasının (m) bendi uyarınca mahkumiyetine karar verildiği, bu kararın Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesinin 20.12.2016 tarihli ve 2016/6168 Esas, 10906 Karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiği ve kararda, hüküm altına alınan miktarı aşan zararın somut olarak hangi tarihte, ne gibi bir işlemle meydana geldiğini, davacı ile illiyet bağını gösteren işyeri kayıt ve belgesi sunulamamış olması nedenleriyle davacının davalı işçiden kaynaklanan zararının ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince hüküm altına alınan miktar olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; müvekkil Şirketin ... zararının 600.057,60 TL olduğunu, bu hususun toplanan tüm deliller ile ortaya konduğunu, durumun ilk tespit edildiği tarihte müşteri mutabakatları devam ettiğinden ve yaz dönemindeki müşterilerin bilgisine henüz ulaşılmamış olduğundan ilk tespitlerin 343.432,83 TL olarak tespit edilebildiğini, bayilerle mutabakat sonucu oluşan fark listesinin 02.01.2014 tarihli dilekçe ekinde Mahkemeye sunulduğunu, ceza dosyasından alınan 08.02.2013 tarihli raporda sadece yaz sezonunda açık olup kış sezonunda kapatılan ve dolayısıyla temas kurulamayan bayiler ile ilgili olarak tespitte bulunulamadığı, dosyada mevcut 30.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda; "Yapmış olduğum inceleme sonucunda dava dosyasında bulunması gereken ve incelemenin temelini oluşturan mutabakat cetveli ile bu mutabakat belgelerinin asılları ... ... incelendi ve birer sureti elden teslim alındı... toplam zimmet tutarı = 600.981,60 TL" olarak tespit edildiğini, müvekkili Şirketin mevcut tüm delilleri o tarihte Mahkemeye sunulduğunu, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken Mahkeme kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı Şirketin zararının tespiti konusundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 50 ve 400 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.