Logo

9. Hukuk Dairesi2023/3733 E. 2023/3769 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının ücret intibakı davasında, ıslah dilekçesi ile arttırılan alacak miktarına karşı davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'inin kabul edilip davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kısmi davalarda zamanaşımının davanın açıldığı tarihte kesileceği, ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki talebin arttırılması anlamına geldiği ve zamanaşımının ıslaha karşı ileri sürülemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin kısmen kabul kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/195 E., 2022/484 K.

DAVA TARİHİ : 01.03.2013

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiş ve Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı ... Tersane Komutanlığında 16.11.1992 tarihinde işe başladığını, ... Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (...) ile ... Harb Sanayii ve Yardımcı ... Kolları İşçiler Sendikası (... Harb ...) arasında imzalanmış olan 22. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nin ilgili hükümlerine göre çalışanların bu işyerinde çalışmaya başlamadan önceki ... hayatları ve mezun oldukları okul dikkate alınarak üst ücret derecesine intibaklarının yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını, davacının belgelerinin ilgili Komisyon tarafından incelenmesinde, 1.200 günden aşağı prim günü olduğu ve çalışma belgelerindeki çalışma sürelerinin 3 yıl, 5 ay olduğu gerekçesi ile ücret intibakı talebinin reddedildiğini, ancak müvekkilinin hizmet dökümü incelendiğinde 1.200 günü geçmiş olduğu ve sunmuş olduğu çalışma belgelerindeki çalışma süreleri toplandığında 4 yılı geçmiş olduğunun görüleceğini, ayrıca askerliğini elektrikçi çavuş olarak yaptığını ve askerlik borçlanmasını da yaptığını ve primlerini ödediğini, buna rağmen ücret intibak talebinin haksız olarak reddedildiğini ileri sürerek ücret intibakı taleplerinin kabulü ile ücret farkından dolayı geçmişe yönelik çıkacak olan ücret alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak ... ile ... Harb ... Sendikası arasında 21.02.2012 tarihinde imzalanan protokol ile 23. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'ne geçici madde eklendiğini, bahse konu maddeye göre 01.04.2011 tarihinden önce işe alınanların öğrenim ya da çalışma hayatı itibarıyla ücret derecesi intibakının yanlış yapıldığını ispatlayıcı belgelerle birlikte işyerine yazılı olarak müracaat etmesi, işçinin işe giriş tarihinden önce çalışma hayatını, işe alındığı ... ve meslek kolunda çalışma belgesi veya bu nitelikte belge ile ispatlaması ve bu sürelere ilişkin çalışma belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile uyumlu olmasının gerektiğini, davacının iddia ettiği 4 yıllık çalışma süresini, sunduğu belgelerdeki çalışma sürelerini teyit eden prim belgesi ile ispat edememesi ve toplu ... sözleşmesinde öngörülen hak düşürücü sürenin de geçmiş olması nedeniyle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... 6. ... Mahkemesinin 16.09.2014 tarihli ve 2013/79 Esas, 2014/389 Karar sayılı kararı ile toplu ... sözleşmesine göre değerlendirmeye alınacak çalışma süresinin 3 yıl, 5 ay, 5 gün olduğu, davacı tarafından hizmet belgesi adı altında sunulan belgede de işyerinden ayrılış tarihinin belirtilmediği, bu belgenin verildiği tarihin de yazmaması nedeniyle Komisyonun yapmış olduğu bu işlemin yerinde olduğunun anlaşıldığı, davacının toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre ispatladığı çalışma süresinin 4 yıldan az olduğu, prim ödeme gün sayısının da 1.200 günden az olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16.03.2017 tarihli ve 2017/11763 Esas, 2017/4137 Karar sayılı kararıyla; davacının hak düşürücü süre içinde başvurmadığından söz edilmeyeceği, ortada devam eden bir çalışma ve bir hakkın söz konusu olduğu, davacının Komisyon kararı sonrasında askerlik bonservisini sunduğu, davacının askerlik kaydına göre elektrik çavuşu olarak çalıştığı ve askerlik süresini de borçlandığı, askerlik süresi eklendiğinde bilirkişi tespitinde olduğu gibi Komisyon değerlendirme tarihinde 4 yıldan fazla çalışması bulunduğu, davacının ücret intibakının yapılması gerektiği, bu yönde tespit yapan ve fark ücretleri hesaplayan bilirkişi raporunun değerlendirmeye tâbi tutularak alacağın hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 25.01.2022 tarihli ve 2021/37 Esas, 2022/29 Karar sayılı kararıyla; davacının ücret intibakının yapılması gerekeceğinden hesap bilirkişisinden rapor alındığı, dosyada bulunan ücret bordroları ile davalı tarafça sunulmuş olan intibak puantaj çizelgelerine göre davacının ücret intibakından kaynaklanan alacağı bulunduğunun tespit edildiği ve davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.05.2022 tarihli ve 2022/5565 Esas, 2022/6439 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmi dava olarak açıldığı, davacının 21.09.2021 tarihinde harcını yatırmak suretiyle ıslah talebinde bulunduğu, ıslah dilekçesinin 08.10.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bunun üzerine davalının 12.10.2021 tarihinde ıslah ile arttırılan miktarlar bakımından ıslaha konu alacakların tümü bakımından zamanaşımı def'inde bulunduğu, Mahkemece, davalının süresinde ileri sürdüğü ıslah zamanaşımı def'i değerlendirilmeden hüküm tesisinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda davalı tarafça süresi içerisinde ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunulduğu, bu tarihten 5 yıl geriye gidildiğinde, davacının 21.09.2016 tarihinden önceki alacaklarının zamanaşımına uğradığı, davacının talep dönemi olan 01.03.2008-01.03.2013 tarihlerinin tamamının zamanaşımına uğrayan süre içerisinde kaldığı, bu itibarla dava dilekçesinde talep edilen 100,00 TL dışındaki tüm alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını kabul etmemekle birlikte bir an için işbu davanın kısmi alacak davası olduğu varsayılsa da Yargıtay kararlarında kısmi davalarda zamanaşımının alacağın tamamı açısından davanın açıldığı tarihte kesileceğinin kabul edildiğini, ıslah dilekçesinde ileri sürülen talebin yeni bir dava niteliğinde olmadığını, dava dilekçesindeki talep sonucunun arttırılması şeklinde olduğunu, zamanaşımının ise sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebileceğini ve ıslaha karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının alacağının ıslah dilekçesi ile talep ettiği kısmının zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.