"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1951 E., 2022/2789 K.
DAVA TARİHİ : 19.03.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/531 E., 2022/251 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlık tarafından diğer davalı ... Otel Lokanta Dinlenme Yerleri İşçileri Sendikası lehine müvekkili Şirket işyerinde toplu ... sözleşmesi yapmak üzere verilen yetki tespitine ilişkin bildirimin 15.03.2021 tarihinde müvekkili Şirkete tebliğ edildiğini, ancak bu yetkinin gerçeği yansıtmadığını, hukuka ve gerçeklere aykırı yetki tespitinde bulunulduğunu, müvekkili Şirketin bağlı olduğu işkolunun 16 No.lu gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk işkolunda 50.10.14 "Deniz ve Kıyı Sularında Yat İşletmeciliği" olması gerekirken hatalı işkolu tespiti ve bu tespite bağlı olarak davalı Bakanlık tarafından davalı Sendikanın yetki talebinin kabulünün hatalı olduğunu, eksik inceleme yapılarak çalışan sayısının hatalı belirlendiğini iddia ederek yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre davanın görevli makamın bulunduğu yer olan ... ... mahkemelerinin yetkili olması gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine göre de yetkinin kesin olduğu hâllerde mahkemenin yetkili bulunması hususunun dava şartlarından olduğunu, ayrıca 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre de dava şartı yokluğu durumunda Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca yetki tespitinin işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyeri bilgilerine göre yapıldığını, yetki tespitinde dikkate alınan işçi sayısında işveren tarafından SGK'ya yapılan bildirimlerin dikkate alındığını, sistem üzerinden yapılan sorgulama neticesinde elde edilen üyelik dökümlerine göre işlem tesis edilmediğini, müvekkili tarafından usul ve hukuka uygun olarak tesis edilen dava konusu yetki tespitinin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, 6356 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesine göre dosyanın ... Nöbetçi ... Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, kesin yetki kuralı gereği davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca işkolu itirazının bu davada dinlenme olanağının bulunmadığını, davacıya ait işletmede yasal çoğunluğun (%50) sağladığını, çoğunluk tespitinde kanuna aykırı bir durumun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda 6356 sayılı Kanun’un 41 inci maddesinin altıncı fıkrasına göre usulüne uygun yapılmış işkolu itirazı, yahut Kurumdan istenmiş bir işkolu tespit talebi bulunmadığı görülmekle davacı tarafın işkolunun farklı olduğuna ilişkin beyanlarına işbu dava kapsamında itibar edilmediği, geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinde alt işverenin işçisi asıl işverenin tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağından alt işveren işçilerinin de sayıya dâhil edilmesinin mümkün olmadığı, sendikaya üyeliklerinin usulüne uygun olarak yapılmadığı, işe iade davası olanlar yahut mevsimlik işçilerin de dâhil edilmiş olabileceğini beyan etmiş ise de 6356 sayılı Kanun’un 41 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince Bakanlığın kendisine gönderilen üyelik ve çekilme bildirimleri ile SGK'ya yapılan işçi bildirimlerini esas aldığı, gelen Kurum yazı cevaplarının da Bakanlığa gönderilen bildirimlerle örtüştüğü, bu hâli ile Kurum kayıtlarındaki üye ve çalışan sayısının esas alınması gözetilerek bu husustaki iddialara da itibar etmenin mümkün olmadığı, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci vd. maddeleri gereğince usulüne uygun olarak yarısından bir fazla olacak şekilde 43 işçinin 37'si davalı Sendikaya üye olduğundan verilen yetkinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; deliller toplanmaksızın davanın reddedildiğini, müvekkili Şirketin anılan adreste konaklama ve eğlence işkoluna ait ticari faaliyette bulunmadığını, yat işletmeciliği faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, hatalı işkolu tespiti ve bu tespite bağlı olarak davalı Bakanlık tarafından davalı Sendikanın yetki talebinin kabulünün hatalı olduğunu, hatalı işkolu tespitinin yetki tespiti işleminin temelden yoksun kılacağını ve davalı Sendikanın ehliyetsizliğine sebebiyet vereceğini, bu dava kapsamında bu hususta esaslı bir inceleme yapılmamış olmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, davalı Sendika nezdinde gerçekleştirilen üyelikler yönünden kanunda düzenlenen şekilde üyelik süreci yürütülüp yürütülmediğinin araştırılmadığını, yetki tespiti başvurusu tarihinde henüz üyelik süreçlerinin devam etmesinin oldukça yüksek ihtimal olduğunu, davanın kamu düzenine ilişkin davalardan olup resen araştırma yükümlülüğünün bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılamayacağı, söz konusu hükmün işkolu itirazlarının toplu sözleşme sürecinin gereksiz şekilde uzamasını ve bu itirazların zaman zaman toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılmasını önlemek için öngörüldüğü, işkoluna ilişkin ileri sürülen itirazların ancak bir sonraki dönem için geçerli olabileceği, bu nedenlerle Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; sendikaya üyelik sürecinin kanuna uygun yürütülüp yürütülmediğnin dosya kapsamında araştırılmadığını, üyeliklerin kabulüne ilişkin yönetim kurulu karar defterinin dosyaya ibraz edilmediğini, e-Devlet üzerinden sendikaya üyelik başvurusu akabinde sistem üzerinden onay verilmesi suretiyle sendika üyeliğinin kazanılabileceğine dair herhangi bir mevzuat hükmü bulunmadığı gibi davalı Sendika Tüzüğü’nde de bu yönde bir düzenlemenin bulunmadığını, davalı Bakanlığın 6356 sayılı Kanun’un emredici hükmüne rağmen yetki tespitinde sendika üyesi olarak kabul ettiği birçok işçinin 18 No.lu konaklama ve eğlence yerleri işkolundaki diğer sendikalara üye olup olmadığı hususunda araştırma yapmadan yetki tespitinde bulunduğunu, eksik araşıtırma ve inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.