Logo

9. Hukuk Dairesi2023/4181 E. 2023/7264 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ücret farkı, fazla çalışma ve ulusal bayram/genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanmasının doğru olup olmadığı, hesaplamaya esas ücretin belirlenmesi ve vekâlet ücreti miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak hüküm kurulmasına rağmen, davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekâlet ücretine hükmedilmesi ve davalılar yararına bozma sonrası yapılan duruşma sebebiyle istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı Devlet ... Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı DHMİ Genel Müdürlüğüne ait ... limanında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, müvekkilinin asıl işvereninin davalı DHMİ Genel Müdürlüğü olduğunu, davalılar tarafından fazla çalışma ücreti ödendiği iddiası ile müvekkilinin ücretinden 2012 yılı içinde peyder pey toplam 2.450,00 TL civarında kesinti yapıldığını, müvekkilinin yazılı izni alınmadan ücretinden geçmişe dönük kesinti yapılmasının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci ve 62 nci maddelerine açıkca aykırı olduğunu, müvekkilinin ücretinin asgari ücretin iki ... olarak ödendiğini, 01.01.2012 tarihinden sonra kanuna aykırı olarak düşürülüp asgari ücretin 1,5 ... üzerinden hesaplanarak ödenmeye başlandığını, davacının günde 7,5 saati aşan gece çalışmaları için fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerektiğini, dinî ve millî bayramlar ile tüm ulusal ... ve genel tatil günlerinde vardiyaya denk geldiğinde çalıştığını, karşılığının ödenmediğini ileri sürerek ücret, fazla çalışma ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; personele fazladan ödeme yapıldığı yönünde düzenlenen müfettiş raporu gereğince ücret kesintilerinin yapıldığını, ücretlerin kanuna aykırı bir şekilde düşürülmediğini, kanun ve mevzuat ile belirlenen tüm hak ve alacaklar bakımından sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, müvekkilinin işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını, Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin ... Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in istisnalarına göre işçilerin gece postalarında 7,5 saatlik çalışma süresinin aşılmasının ve fazla çalışma yapılmasının mümkün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Güvenlik Hiz. AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının diğer davalı nezdinde görev yaptığını, diğer davalı ile müvekkili arasında alt işveren asıl işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin ihale usulü iş aldığını, davaya konu alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını, 4857 sayılı Kanun’un 69 uncu maddesine eklenen düzenleme gereğince yazılı onayının alınması şartı ile davacıya 7,5 saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabileceğini, davacının yapmış olduğu gece çalışmasının ödenen ücretin içine dâhil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 18.12.2018 tarihli ve 2016/723 Esas, 2018/427 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2021 tarihli ve 2019/725 Esas, 2021/648 Karar sayılı kararıyla; dava dilekçesindeki açıklamalar ve cevap dilekçeleri itibarıyla davacının 2014 yılı başından 2015 yılı ortalarına kadar üçlü vardiya ile çalıştığı anlaşıldığından bu dönemlere ilişkin fazla çalışma ücreti alacağının reddi gerekirken bu dönemin de hesaplamaya dâhil edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının bu yönüyle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekilice temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ek kararla davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz taleplerini kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararı davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekilince temyiz edilmiştir.

3. Dairemizin 04.11.2021 tarihli ve 2021/8211 Esas, 2021/15454 Karar sayılı ilâmı ile ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan temyiz incelemesi sonucunda Daire tarafından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen hususun fark ücret alacağı yönünden bozma nedeni yapılmadığı belirtilerek davacının ücret farkı alacağı talebinin 01.01.2014 tarihinden öncesi için kabul edilerek bu tarihten sonraki dönem için reddi gerektiği, fazla çalışma ile ulusal ... ve genel tatil ücretlerine ilişkin alacak taleplerinin de dönem ücret bordrosundaki ücret dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle bozulmuş ve dava dosyasının kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak 01.01.2014 tarihi öncesine kadar olan dönem için ücret farkı talebi kabul edilmiş, fazla çalışma ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ise 01.01.2014 tarihine kadar ödenmesi gereken ücret, bu tarihten sonra ise bordrolarda yazılı ücrete göre yapılan hesaplamaya göre alacaklar hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının ücretinin düşürüldüğünü, davacının ücret düşürülmesine muvafakati olmadığını, imzalatılan sözleşmelerin ücret kısımlarının boş olduğunu, vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili İdarenin her ihale döneminde yeniden hazırlanan İdari, Teknik ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'ne göre ihaleye çıkarak yapılan ihale sonucunda ihaleyi üstlenen yüklenici şirket ile sözleşme imzaladığını ve imzalanan sözleşmelerinin şartları bakımından farklı olmasının normal olduğunu, ücretin yüklenici şirket tarafından ödenmesi nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, fazla çalışma alacağının imzalı ücret bordrolarından ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davacının fazla çalışmalarının sözleşmeye göre ücrete dâhil olduğunu, ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışma olmadığını, çalışma olduğunda ise ücretlerinin ödendiğini, vekâlet ücretine de itiraz ettiklerini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ücret farkı ile fazla çalışma ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplamalarının bozmaya uygun olup olmadığı, hesaplamaya esas ücretin belirlenmesi ve vekâlet ücreti hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 41 ve 44 üncü maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) hükümleri.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilâmında istinaf yolu incelemesine özgü duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi şartları şu şekilde açıklanmıştır:

"... AÜTT Genel Hükümleri’nin 2. maddesinin ikinci fıkrasında ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilen istinaf kanun yolu incelemesine özgü görülmesi gereken duruşmalı iş ile; gerek 1086 sayılı HUMK’nın 429/2. maddesinde belirtilen '…O mahkeme temyiz edenden 434 üncü madde uyarınca peşin olan gideri kullanmak suretiyle kendiliğinden tarafları duruşmaya davet ... dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…' duruşmanın, gerekse aynı maddenin karşılığı 6100 sayılı HMK’nın 373/3. maddesinde belirtilen '…Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet ... dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…' duruşmanın birbirleriyle karıştırılmaması gerekmektedir.

30. HMK’nın 373. maddesinde, Yargıtay’ın temyiz kanun yolu incelemesi neticesinde verdiği bozma ilamı sonrasında yargılamanın alt mahkemelerden hangisi tarafından yapılması gerektiği hususunda ki ayrım; bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararı verip vermediği noktasında, başka bir ifade ile alt derece mahkemeleri kararlarının birbirleri ile paralel olup olmamasına göre düzenleme altına alınmıştır. Bu noktada, temyiz kanun yolunda bir karar verildikten sonra ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi sadece birer hüküm mahkemesi hâline gelmiş olup, bölge adliye mahkemesinin denetim mahkemesi yetkisi kalmamıştır. Diğer bir ifadeyle, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Buradan hareketle; AÜTT Genel Hükümleri uyarınca bölge adliye mahkemelerinin istinaf kanun yolu incelemesine ilişkin 'duruşmalı işler' tanımlamasından, Yargıtay bozmasından sonra alt derece hüküm mahkemesi olarak HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak yaptığı duruşma değil, HMK’nın 353. maddesinde belirtilen hâller dışında istinaf kanun yolu incelemesini duruşmalı olarak yapması gereken işlerden bahsedildiği hususu tartışmasızdır.

...

32. Yapılan açıklamalar çerçevesinde; 5235 sayılı Kanun uyarınca bölge adliye mahkemelerinin denetim ve hüküm mahkemesi sıfatlarına haiz adli yargı ikinci derece mahkemeleri olduğu, ilk derece mahkemesi kararlarına karşı tarafların itirazları doğrultusunda istinaf kanun yolu incelemesi görevini yerine getirirken istinaf başvurusunun esastan reddi veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dâhil denetim ve hüküm mahkemesi olarak gerekli tüm kararları verebileceği, ancak ilk derece mahkemesi kararına müdahale ettiği noktalarda Yargıtay’ın bozma kararı vermesi durumunda dosyanın karar verilmek üzere bölge adliye mahkemesine gönderildiği, bu noktada bölge adliye mahkemesinin alt derece hüküm mahkemesi olarak ilk derece mahkemesiyle aynı sıfatla yargılama yaptığı, denetim görevini kullanmadığı, yukarıda yirmi birinci bentte bozucu kanun yolu olduğu belirtilen temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere alt derece hüküm mahkemesi olarak hukuki dinlenilme hakkı kapsamında aynen ilk derece mahkemesi gibi duruşma açmak zorunda olduğu, açılan bu duruşmada istinaf kanun yolu incelemesi yapmadığı, alt derece hüküm mahkemesi sıfatına uygun şekilde boşanmanın eki niteliğindeki istemler nedeniyle taraflar yararına ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek verilen direnme kararı yerindedir.

... "

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonrasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay kararı lehine olduğu gerekçesi ile davalılar yönünden 2022 tarihli AAÜT, davacı yönünden ise önceki hüküm tarihi olan 2019 tarihli AAÜT dikkate alınarak vekâlet ücreti hüküm altına alınmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre davacı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı lehine bozma olmadığı gerekçesiyle eksik vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

3. Diğer yandan ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) numaralı paragrafında yer verilen Hukuk Genel Kurulu kararında açıklandığı üzere; somut davada Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilâmı sonrasında yapılan duruşma sebebiyle davalılar lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.

Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı DHMİ Genel Müdürlüğünün tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasında yer ... (e) bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak yerine; "e- Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine; reddedilen miktar üzerinden belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine," bendinin yazılması;

Hüküm fıkrasında yer ... (g) bendinin hükümden tamamen çıkartılarak sonraki bendin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı DHMİ Genel Müdürlüğüne yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.