Logo

9. Hukuk Dairesi2023/4599 E. 2023/4469 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işverenin, davacı işçiye ödediği primlerin miktarını düşürmesi nedeniyle açılan işçilik alacakları davasında, primlerin miktarının belirlenmesi ve davacının işe giriş tarihinin tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, işverenin kayıtlarının bulunmaması nedeniyle prim alacağının tespiti için son bir yıl içinde ödenen prim miktarının ortalamasını esas alması ve işe giriş tarihini bilirkişi raporuna göre belirlemesi doğru bulunarak, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2019/181 E., 2022/330 K.

DAVA TARİHİ : 13.11.2013

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde, davalının anlaşma yaptığı Kurum araçlarının üzerine reklam kaplama işi yapıldığını, işverence işçilere sabit ücret yanında aylık yapılan işin toplamı üzerinden ekip şeflerine %10, ekip üyelerine ise %8 oranında prim verildiğini, ancak 2013 yılı Haziran ayı sonrasında bu uygulamanın ... taraflı olarak sonlandırıldığını, prim oranlarının kaldırılıp çok daha az miktarda prim ödendiğini, davacının bu duruma rızası olmadığından değişikliğin davacıyı bağlamayacağını ileri sürerek ücretinin tespiti ile fark ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 05.01.2011 tarihinden itibaren davalı Şirket bünyesinde aplikasyon elemanı olarak çalışmaya başladığını, ücret+prim sistemi ile çalıştığını, davacıya ödenen ücret ile primlerin bordroların ilgili kısımlarında gösterilmek suretiyle ayrıştırılarak ödendiğini, davacıya ödenen primin belirli performans yeterliliklerinin yerine getirilmesi koşuluna bağlı olduğunu, Şirketin davacıya ödediği primlerde yahut prim sisteminde ... taraflı ve keyfi bir değişikliğe gitmediğini, davalı Şirketin tramvay kaplama işinde uğradığı zarar nedeniyle işletmesel zorunluluklar gereği 2012 ve 2013 yıllarından bu yana yapmakta olduğu bu işkolundan çıktığını, en önemli müşterilerinden biri ile yürütmekte olduğu reklamcılık faaliyetini otobüs bulunamaması sebebiyle %30 oranında azalttığını, gerek tramvay, gerek otobüs kapma faaliyetlerindeki ... hacminin azalmasına binaen davacının yapmakta olduğu birim ... sayısının azaldığını, yapılan işin zorluk derecesinin hafiflediğini, çalışma koşullarının iyileştiğini, davacının fazla çalışma yapmak zorunda kaldığında da fazla çalışma tahakkuku yapılarak ilgili ay bordrosunda gösterilmek suretiyle ödemenin yapıldığını, işin niteliği gereği dinî-millî bayramlarda çalışmasının da bulunmadığını ve alacağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23.02.2016 tarihli kararı ile; toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak primin belli kriterler ile belirlenen ve miktarı aydan aya değişen bir ödeme türü olmasına göre aylık sabit ücret olarak kabul edilemeyeceği ve fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin prim ekli bu ücret üzerinden hesap edilemeyeceği, ayrıca dosyada mevcut puantaj kayıtları ve ücret bordrolarına göre yapılan tahakkukların banka yoluyla ödenerek davacı tarafından ihtirazı kayıtsız tahsil edildiği gözetilerek davacı taleplerinin reddi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.03.2019 tarihli kararıyla; davacı tarafın iddiasının ispatı açısından işyeri kayıtlarına dayandığı, Mahkemece, taraf vekillerinin de katılımlarına olanak sağlanarak bilirkişi heyetine, işyeri evrakı üzerinde davalı işyerinde inceleme yaptırılarak, davacı iddiasına konu 2013 yılı Haziran ayı öncesi ve sonrasına ilişkin yapılan ... ve prim oranları karşılaştırılıp davacının iddiasının doğru olup olmadığının ve davacının işe giriş tarihinin belirlenmesine yönelik olarak Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; prim alacağı yönünden bozma doğrultusunda gerekli araştırmaların yapıldığı, Şirket yetkilisine prim hesabı için dayanaklarının olduğu belgelerin var olup olmadığına ilişkin yemin teklif edildiği ve bilirkişiye Şirket kayıtlarını yerinde incelemek üzere yetki verildiği, bilirkişi tarafından Şirketin devralınmış olması sebebiyle kayıtların var olmadığının tespit edildiği, ancak prim hesabı için gereken kayıt ve belgelerin bulunamamasından işçinin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek prim alacağının tespiti için işçiye son bir yıl içinde ödenen prim miktarının ortalamasına göre dava konusu 2013 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin prim alacağının hesaplandığı, banka kayıtları ve bordrolara göre davacıya yapılan ödemelerin mahsup edildiği, bordro olmayan aylar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları doğrultusunda normal istihkak ve fazla çalışma dışında kalan ödemelerin prim ödemesi olduğu kabul edilerek dava konusu alacaktan mahsup edildiği, işe giriş tarihinin belirlenmesine yönelik bozma sonrası alınan bilirkişi kök raporuna göre davacının çalışmasının bildirildiği işverenler arasında birlikte istihdam ilişkisi bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesinde prim olarak bahsedilen alacağın esasen prim değil parça başı ücret olduğunu, Mahkemece prim hesabına esas alınan yöntemin hatalı olduğunu, prim alacağı dışındaki taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava belirsiz alacak davası olarak açılmadığından kabul edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, yemin kesin deliline aykırı şekilde karar verildiğini, prime esas işin azaldığı hususundaki delillere itibar edilmediğini, bordro olmayan aylar yönünden SGK kayıtları doğrultusunda ortalama prim hesabından bankaya yatan net rakamın düşülmesi gerektiğini, davacının işe giriş tarihine ilişkin yapılan tespitin dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, prim alacağının ispatı ve hesaplanması ile davacının işe giriş tarihinin belirlenmesine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 nci ve 34 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.