Logo

9. Hukuk Dairesi2023/4756 E. 2023/4175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından sunulan ibraname ve tediye makbuzuna göre davacının işçilik alacaklarının ödenip ödenmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İbranamenin geçerliliğinin isticvap yoluyla değil 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 420. maddesindeki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği, davacıya tediye makbuzu ile ödeme yapıldığının anlaşıldığı ve mahkemenin davacının talep ettiği alacakların hesabında tediye makbuzunda belirtilen miktarı mahsup etmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/132 E., 2022/276 K.

DAVA TARİHİ : 01.07.2015

KARAR : Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine

yer olmadığına

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 31.03.2022 tarihli ve 2021/210 Esas, 2022/88 Karar sayılı karar ile davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece 29.....2022 tarihli ve 2022/7530 Esas, 2022/8413 Karar sayılı karar ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Edirne Valiliği İl Özel İdaresine ait merkez Hıdırlık Tabyası onarımı ve çevre düzenlemesi işinde İl Özel İdaresi nezdinde işi ihale ile alan davalıda 23.07.2011 - 08.05.2015 tarihleri arasında çalıştığını, ... sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş, katıldığı celsede davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.....2016 tarihli ve 2015/255 Esas, 2016/242 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı işyerinde 23.07.2011-08.05.2015 tarihleri arasında usta yardımcısı olarak çalıştığı, ... sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, yıllık izinlerini kullandığına ilişkin davalı tarafından imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge sunulmadığı, yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 26.11.2020 tarihli ve 2016/32973 Esas, 2020/16996 Karar sayılı kararı ile; Mahkeme tarafından davacının hizmet süresinin yeterli araştırma yapılmaksızın, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGK) kayıtlarıyla çelişkili ve bilirkişi raporundaki somut dayanağı olmayan değerlendirmelere göre belirlendiği, bu nedenle Edirne Valiliği İl Özel İdaresine ait merkez Hıdırlık Tabyası onarımı ve çevre düzenlemesi işine ilişkin ihale ve alt yüklenicilerle yapılan sözleşme belgeleri dosyaya getirtilerek dava dışı İdekom Bilgisayar İnş. San. Ltd. Şti. ile davalı Şirket arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin açıklığa kavuşturulması, davacının SGK Başkanlığı kayıtlarında görünen hizmetlerinin geçtiği işvereninin davalı Şirket olup olmadığının belirlenmesi, bundan sonra davaya konu talepler hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31.03.2022 tarihli ve 2021/210 Esas, 2022/88 Karar sayılı kararı ile; davalı Şirket yetkilisi E.A. tarafından dosyaya 29.03.2017 tarihli ibraname ve tediye makbuzu sunulduğu, ibranamede davacı asılın imzasının bulunduğu ve ibranamenin işbu dosyadan alacağı kalmadığına ilişkin davacı beyanını içerdiği, 29.03.2017 tarihli tediye makbuzunda ise davacı asılın davalı Şirketten 60.000,00 TL aldığının belirtildiği, ibranamedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarında davacı asılın isticvabına karar verildiği, davacı asıl kendisine isticvap davetiyesi tebliğ edildikten sonra özürsüz olarak duruşmaya katılmadığından isticvap konusu 29.03.2017 tarihli ibranamenin geçerli kabul edildiği, buna göre davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 29.....2022 tarihli ve 2022/7530 Esas, 2022/8413 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin tüm davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, dosya içeriğine göre isticvap davetiyesinin davacıya doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 2l inci maddesinin ikinci fıkrasına göre işlem yapılarak tebliğ edildiği, bu şekilde yapılan tebligatın 7201 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine aykırı ve usulsüz olduğu, Mahkemece 7201 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine uygun olarak yapılacak tebligat ile davacının duruşmaya çağrılması, 29.03.2017 tarihli ibraname ve tediye makbuzu hakkında beyanının alınması imza inkârı olursa belge aslını getirtip imza incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirket yetkilisi E.A. tarafından dosyaya 29.03.2017 tarihli ibraname ve tediye makbuzu sunulduğu, ibranamede davacı asılın imzasının bulunduğu ve ibranamenin işbu dosyadan alacağı kalmadığına ilişkin davacı beyanını içerdiği, 29.03.2017 tarihli tediye makbuzuna göre ise davacı asılın davalı Şirketten 60.000,00 TL aldığı, ibranamedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarında davacı asılın isticvabına karar verildiği, isticvap davetiyesinin davacı asıla usulüne uygun olarak tebliğine rağmen davacı asılın duruşmaya iştirak etmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 171 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince isticvap konusu 29.03.2017 tarihli ibranamenin geçerli kabul edildiği, geçerli kabul edilen ibraname nedeniyle işbu davanın konusuz kaldığı, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taraflar arasındaki ihtilafın geçerli bir ibranamenin var olup olmadığına ilişkin olduğunu, ibranamenin geçerli olabilmesi için en az bir aylık sürenin geçmiş olması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin banka aracılığıyla yapılması şartlarının gerçekleşmesi gerektiğini, dosya kapsamında mevcut davacı alacaklıya ait olduğu iddia edilen 29.03.2017 tarihli ibraname içeriğinde davacı asılın davalı ... Mozaik Restorasyon ve İnş. San. Tic. Ltd Şti.nden hak ve alacaklarına istinaden 60.000,00 TL tutarında ödeme aldığı yazılı ise de davalı işveren Şirket tarafından banka yoluyla eksiksiz ve işçilik alacaklarına mahsuben davacı asıla ödemenin yapıldığına ilişkin dosya kapsamında bir kayıt ve belge bulunmadığını, Mahkemece ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmaksızın usulsüz isticvap davetiyesi ile ibranamenin geçerli olduğu kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından sunulan ibraname ve tediye makbuzuna göre davacının alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un "İsticvap" başlığı altında düzenlenen "Konusu" kenar başlıklı 169 uncu maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

" İsticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olur.

"

3. 6100 sayılı Kanun'un "İsticvap olunacak tarafın davet edilmesi" kenar başlıklı 171 inci maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir:

"Çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıalar ikrar edilmiş sayılır."

4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "V.Ceza koşulu ve ibra" başlıklı 420 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekildedir:

"İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.

Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur."

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda davacının, Mahkemenin 03.....2016 tarihli ve 2015/255 Esas, 2016/242 Karar sayılı kararı üzerine hüküm altına alacakların tahsili talebiyle Edirne 3. İcra Müdürlüğünün 2016/14519 Esas sayısında ilâmlı icra takibi yaptığı, davalı ile davacı arasında 29.03.2017 tarihli "İbraname" başlıklı belge imzalandığı, bu belgede, "Edirne ... Mahkemesinin 2015/55 E., 2016/242 K. sayılı dosyasında hüküm altına alınan ve tarafımca Edirne 3. İcra Müd. 2016/14519 takip sayılı dosyasıyla takibe konulan miktar, tahsil harcı ve avukatlık ücreti dahil olmak üzere borçlu firmadan toplam 60.000 TL hak ve alacağımı bizzat elden aldım. Fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımdan feragat ediyorum. İşbu dosyada borçlu firma ile asıl işveren sıfatına sahip olup aleyhine dava ikame etmediğim İdekom Ltd.Şti ni gayrikabili rücu ibra ederim." yazılı olduğu, aynı tarihli 60.000,00 TL miktarlı tediye makbuzunda davacının imzasının bulunduğu, Mahkemenin 03.....2016 tarihli kararının bozulduğu ve bozmadan sonra Mahkemece davacının isticvabına karar verildiği, isticvabın konusunun, "dosyaya ibraz edilen İbraname isimli belgedeki imzanın kendisine ait olup olmadığı, işbu dava dosyasına konu ibranamede belirtilen miktarı tahsil edip etmediği, ödemenin bankadan mı elden mi yapıldığına ilişkin isticvap olunacağı, belirli gün ve saatte duruşmada hazır bulunması gerektiği, geçerli bir özrü bulunmaksızın hazır bulunmaz veya gelipte sorulara cevap vermez ise isticvab konusu vakıaları ikrar (kabul) etmiş sayılacağı" şeklinde belirlendiği, davacının özürsüz olarak gelmemesi nedeniyle Mahkemece ibraname geçerli kabul edilerek davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.

3. 6100 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre isticvabın konusu vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlardır. Bu nedenle aynı Kanun'un 171 inci maddesinin ikinci fıkrasında, isticvap olunacak tarafın özürsüz olarak gelmemesi hâlinde sorulan vakıaları ikrar etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Mahkemenin isticvap davetine rağmen gelmeyen davacı isticvap konusu olan "İbraname" isimli belge ve tediye makbuzundaki imzanın kendisine ait olduğu, ibranamedeki ve tediye makbuzundaki 60.000,00 TL'yi elden aldığı hususlarını ikrar etmiş sayılır.

4. Ancak ibranamenin geçerli olduğunun isticvap yoluyla kabul edilmesi mümkün olmayıp geçerliliğinin 6098 sayılı Kanun'un 420 nci maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığına bakılarak belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra düzenlenen ibranamenin geçerli olabilmesi için ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka yoluyla yapılması gerekmekte olup aksi takdirde ibraname "kesin hükümsüz" kabul edilmektedir. Ancak, dava konusu ibraname ekinde davacının imzasını taşıyan tediye makbuzu da bulunduğundan, usulüne uygun isticvap davetine rağmen gelmeyen davacıya tediye makbuzunda belirtilen miktarla sınırlı olarak davalı tarafından ödemenin yapıldığının kabul edilmesi gerekir.

5. Bu itibarla Mahkemece yapılacak ...; davacıya tediye makbuzu ile ödeme yapıldığı anlaşıldığından, davacının talep ettiği ve hak kazandığı alacakların hesabında tediye makbuzunda belirtilen miktar mahsup edilerek sonuca ulaşmaktır. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.