"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2144 E., 2022/1984 K.
DAVA TARİHİ : 25.07.2016
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. ... Mahkemesi
SAYISI : 2016/430 E., 2018/713 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun kısmen kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 25.10.1999 tarihinden 11.09.2015 tarihine kadar çalıştığını, 3.600 prim gününü doldurarak işyerinden ayrıldığını, çalışma süresince işyerinde fazla çalışma yaptığını, ... bayram ve genel tatil ile hafta tatili günlerinde çalıştığını ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının 2005 yılından 2015 yılına kadar müvekkili Şirkette ortalama 1.100,00 TL ücretle çalıştığını, davacı istifa ederek işten ayrıldığı hâlde müvekkilinin iyiniyetli olarak kendisine kıdem tazminatı ödemesi yaptığını, davacınıın tüm izinlerini eksiksiz olarak kullandığını, davacının yaptığı fazla çalışmaların karşılığı ücretleri aldığını, hafta tatillerinde, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde 15 yıl, 10 ay, 16 gün çalıştığı, davalı vekili davacının davalı işyerinde 2005 yılından 2015 yılına kadar çalıştığını savunmuş ise de ticaret sicili kayıtlarına göre davacının 2005 yılından önce çalıştığı Adıyaman'daki işyerinin davalı Şirket ile organik bağının bulunduğu, dolayısıyla davacının tüm çalışma döneminden davalı Şirketin sorumlu olduğu, davalı tarafından davacıya iyiniyet kapsamında kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı kabul edildiğinden davacının kıdem tazminatını hak edecek şekilde işten ayrıldığı, davacının fazla çalışma yaptığını, ... bayram ve genel tatillerde çalıştığını ispat ettiği hâlde bu çalışmaların karşılığı olan ücretlerin ödendiği, ücretli izinlerin kullandırıldığı veya ücretinin ödendiği imzalı ücretli izin defteri, ücret bordrosu ve makbuz gibi belgelerle davalı tarafından ispat edilemediğinden davacının bu alacaklara hak kazandığı, davacı her ne kadar hafta tatili ücreti talebinde bulunmuş ise de hafta tatillerinde çalıştığını ispat edemediğinden hafta tatili ücreti talebinin reddedildiği, davalı taraf ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunduğundan fazla çalışma ücretinin dava dilekçesinde talep edilen miktardan fazlasının tamamının zamanaşımına uğradığı, ... bayram ve genel tatil ücretinin ıslaha göre zamanaşımına uğramayan miktarı ek raporda 4.350,79 TL olarak hesaplanmış ise de bu hesabın yanlış olduğu, dava dilekçesinde talep edilen miktarla birlikte toplamının 4.093,88 TL olduğunun tespit edildiği, fazla çalışma ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinden takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının fazla çalışma ücretinin hesabını yapabilecek durumda olmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü gerektiğini, bir kısım fazla çalışma ücretinin zamanaşımına uğradığının kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğunu, işçilik alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılabileceğini, fazla çalışma ücreti alacağında önceki yıllara ait ücretin asgari ücret oranı ile belirlenmesinin hatalı olduğunu, fazla çalışma ücretlerinde son dönem ücretlerinin ... İstatistik Kurumundan araştırılıp sorulmasından sonra belirlenecek ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, davacının hiçbir zaman asgari ücretle çalışmadığını, fazla çalışma ücreti alacağında hakkaniyet indirimi ile reddedilen miktar yönünden davalı vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacıya tüm hak edişlerinin ödendiğini, davacının taleplerinin yerinde olmadığını, davacının davalı Günkar Tekstilden önce Adıyaman'da çalıştığına ilişkin gerekçeli karardaki açıklamanın anlaşılamadığını, bu hususun doğru olmadığını, ilgili dava dışı firma ile müvekkili Şirket arasında organik bağ mevcut olmadığını, bu nedenle dosya kapsamında yapılan hesaplamaların doğru olmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta davanın belirsiz alacak davası nitelemesi ile açıldığı ve belirsiz alacak türlerinden kısmi eda külli tespit davası olarak görüldüğü göz önüne alındığında, dava açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımının kesildiği, davanın türü nedeni ile ıslahta zamanaşımı def'inin dikkate alınamayacağı, bu nedenle ıslahtan sonra yapılan zamanaşımı def'inin dikkate alınmasının doğru olmadığı, dosyada aldırılan ....11.2017 tarihli ilk bilirkişi raporunda fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ücretlerinde yapılan hesaplamanın dosya içeriğine uygun olduğu, bu yönden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak ....11.2017 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar doğrultusunda fazla çalışma ücreti alacağında 8.208,21 TL'den 1/3 oranında indirim yapılarak 5.472,14 TL, ... bayram ve genel tatil ücreti alacağında 4.350,79 TL' den 1/3 oranında indirim yapılarak 2.900,52 TL'ye hükmedilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği, davacı tarafça davacının son aldığı ücretin net 6.000,00 TL olduğunun belirtildiği, ....11.2017 tarihli ilk bilirkişi raporunda dosyada tanık anlatımları ve emsal ücret araştırmasına göre davacının en son net 6.000,00 TL ücret aldığı kabul edilerek ve fazla çalışma ücreti hesabında önceki dönem ücretleri bilinmediği için son dönem asgari ücrete oranlanarak yapılan hesaplamanın dosya içeriğine uygun olduğu, bu yönden davacı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı, yine Mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulduğundan hükmedilen miktarlara göre yargılama giderlerinin yeniden hesaplanarak hüküm kurulduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf itirazlarını tekrar etmekle beraber buna ek olarak, iflas idare memuruna gerekçeli karar ve istinaf başvuru dilekçesi tebliği üzerine davalı vekilince istinaf başvuru ve cevap dilekçesi sunulduğunu, ancak istinaf başvurusu dikkate alınmadan Bölge Adliye Mahkemesince hüküm kurulduğunu, bu nedenle temyiz yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Davada hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
3. 6100 sayılı Kanun'un "Hukuki dinlenilme hakkı" kenar başlıklı 27 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler."
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde yer bulan hukuki dinlenilme hakkı gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
2. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa'nın 36 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
3. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkının, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme / bilgilendirme hakkının ... biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
4. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekili de istinaf talebinde bulunmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebinin incelenmemesi ve sadece davacı vekilinin istinaf talebi incelenerek hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Belirtilen sebeple; davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında da değerlendirme yapılarak sonuca gidilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.