"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/78 E., 2022/745 K.
DAVALILAR : 1. ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 08.05.2018
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalılar vekilleri temyiz yoluna başvurmuş ve Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından diğer davalı ... ... Sendikasına işyerinde toplu ... sözleşmesi yapabilecek çoğunluğa sahip olduğuna dair verilen tespit öncesinde anılan Sendikanın kurulu olduğu işkolunda ... genelinde %1 çoğunluğa sahip olduğunun belirlenmesi gerektiğini, ayrıca yetki tespitinin kanuna, usule ve ilgili Toplu ... Sözleşmesi Yetki Tespiti ile Grev Oylaması Hakkında Yönetmelik'in 8 inci maddesi hükümlerine uygun olarak ilgililerine tebliğ edilmediğini, yetki tespit yazısında toplu ... sözleşmesi düzeyinin ve yetkili makamın bildirilmediğini, ayrıca Sendikanın yetki almak için başvurduğu 19.04.2018 tarihi dikkate alındığında, müvekkili işverene 6 ... günü geçtikten sonra bildirildiğini, bildirimin süresinde yapılmadığını, ayrıca davalı Sendikanın Bakanlığa müracaat ettiği 19.04.2018 tarihinde işyerinde çoğunluğunun bulunmadığını, Bakanlığın yetki belgesinde, başvuru tarihi itibarıyla işyerinde çalışan işçi sayısının 272 kişi olduğunu, sendika üyesi 141 işçinin bulunduğunu tespit ettiğini bildirmişse de gerçekte işyerinde bağlı işyerleri ve eklentilerde çalışan işçilerle toplam 296 kişinin çalıştığını, böylece işyerinde çalışanların yarıdan fazlasının davalı Sendika üyesi olmadığını, davalı Sendikanın Bakanlığa başvuruda bulunduktan sonra 3 ... günü içerisinde, üye fişlerinin birer nüshasını müvekkili Şirkete vermediğini, işyerinde davalı Sendikaya üye olduğu sırada başka sendikaya da üye olan işçilerin bulunduğunu, bu konunun işkolunda bulunan diğer sendikalardan araştırılmak suretiyle tespiti gerektiğini, yetki tespiti başvurusu sırasında 141 işçinin çoğunun sendika üyesi olmadığını, sendikaya üye kaydedilen işçilerden bazılarının iradeleri ifsat edilerek üye yapıldığını, bu üyeliklerin de geçersiz sayılması gerektiğini, Sendikaya verilen toplu ... sözleşmesi yapmak için yeterli çoğunluğa sahip olduğuna dair tespit ve kararın hatalı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 24.04.2018 tarihli ve 32488 sayılı yetki tespit kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ... Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait işyerinde karşılaştıkları olumsuzluklara rağmen Sendikanın 19.04.2018 tarihinde Bakanlığa yaptıkları yetki talebi başvurusuna Bakanlık tarafından 24.04.2018 tarihinde işyerinde toplu ... sözleşmesi yapma yetkisi verilmesi için yeterli çoğunluğunun bulunduğunun tespit edildiğinin bildirildiğini, Sendikanın yetki tespitinin işveren kayıtları üzerinden verildiği için itirazın haksız olduğunu, ... tarafından yapılan işlemlerin ve yeki belgesinin mevzuata uygun olarak verildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılıp açılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, diğer davalı Sendikanın 2018 yılı Ocak ayı istatistiklerine uygun olarak 12 numaralı metal işkolunda çalışan işçilerin, %1,98'inin üyesi olduğunu, yetki tespiti yazısında toplu ... sözleşmesinin işyeri düzeyinde olduğunun ve görevli makamın ... Çalışma ve ... Kurumu İl Müdürlüğü olduğunun yazılı olduğunu, davacı işyerinde başvuru tarihi itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine dayanarak 272 işçinin çalıştığını, 141 işçinin diğer davalı ... ... Sendikasına üye bulunduğunun tespit edildiğini, 07.03.2013 tarihinden beri sendika üyeliği ile üyelikten ayrılışlar e-Devlet kapısı üzerinden bildirildiği için sendikaların, sendikaya üyelik ve sendika üyeliğinden çekilme formlarının Bakanlığa gönderilmesinin sona erdiğini, bu nedenle üye kayıt fişlerinin taraflara gönderilmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2019 tarihli ve 2018/200 Esas, 2019/740 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarihli ve 2020/443 Esas, 2020/453 Karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 17.12.2020 tarihli ve 2020/6044 Esas, 2020/19085 Karar sayılı kararı ile; yetki başvuru tarihinden önce SGK'ya işe giriş bildirgeleri ve işten ayrılış bildirgeleri verilmeyen işçilerin bildirgelerinin dikkate alınamayacağı, başvuru tarihi ile aynı gün verilen bildirgeler yönünden ise zaman itibarıyla değerlendirme yapılması gerektiği, buna göre yetki tespit başvuru anından önce işe girişi bildirilmeyen işçilerin dikkate alınmaması, başvuru anından önce işten ayrılışı SGK'ya bildirilmeyen işçilerin de yetki tespitinde dikkate alınması gerektiği, Mahkemece belirtilen ilke ve kurallar doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği, Nisan 2018 döneminde işyerinde işe girişi yapılan ve işten çıkışı gerçekleştirilen tüm işçiler yönünden işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin SGK'ya verildiği tarih ve saate dair tüm kayıtlar ve bildirgelerin getirtilmesi, getirtilen bilgi ve belgelere karşı tarafların beyanlarının alınması, bu suretle değerlendirme yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2021 tarihli ve 2021/34 Esas, 2021/505 Karar sayılı kararı ile; davalı Sendikanın başvuru yaptığı tarih ve saat itibarıyla davacı işyerinde toplam 297 işçi çalıştığı, 138 işçinin davalı Sendika üyesi olduğu ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi gereğince davacı işyerinde çalışan işçilerden yarıdan fazlasının davalı Sendika üyesi olmaması nedeniyle yetki tespit şartının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.01.2022 tarihli ve 2021/12369 Esas, 2022/232 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece 19.04.2018 tarihinde işe girişi yapıldığı görünen 28 işçi bakımından gerekli araştırmanın yapılması, bu işçilerin istihdamının gerçek bir ihtiyaca dayalı olup olmadığının belirlenmesi, bu işçilerin sigortalı hizmet döküm cetvelleri getirtilerek işyerindeki çalışma sürelerinin tespit edilmesi, bu işçilerin nitelikleri ile işyerinde istihdam edildikleri birime dair kayıtların getirtilmesi, işyerinin mali kayıtları ile üretim miktarına dair kayıtların getirtilerek uyuşmazlık konusu dönemde işçi istihdam ihtiyacının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, açıklanan hususlar kapsamında işyerindeki faaliyetin niteliğine göre uzman bilirkişi incelemesi icra edilmesi ve bu suretle değerlendirme yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 19.04.2018 tarihinde işe girişi yapılan 28 işçinin tamamının en az 7, en fazla 48 gün çalıştırıldıktan sonra ... sözleşmelerinin sona erdiği, 27 işçinin işten çıkış bildiriminin Kod-18 (İşin sona ermesi), 1 işçinin Kod-1 (Deneme süreli ... sözleşmesinin işverence feshi) olarak belirtildiği, fesih bildirimlerine göre tüm işçilerin davacı işveren tarafından işten çıkarıldıkları, işe alınan işçilerin 9'unun üretim personeli olarak, diğer çalışanların üretim dışı alanlarda istihdam olundukları, bu tespitlere göre işe alınan personelin üretim artışından kaynaklı olarak istihdam edildiklerinin ispatlanamadığı; bununla birlikte bilirkişi heyeti raporundaki tespitlere göre işyerinde üretim artışı da yaşanmadığı, açıklanan tüm nedenlerle 28 işçinin tamamının yetki tespit başvurusunun yapıldığı gün işe alındıkları ve ortalama 1 aydan daha az sürelerle çalıştırıldıktan sonra yine tamamının işveren tarafından işten çıkarıldıkları nazara alındığında, istihdamın gerçek bir ihtiyaca dayanmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, bu işçilerin listeye eklenmemesinin yerinde olduğu, buna göre davacıya ait işyerinde yetki tespit tarihi itibarıyla toplam 269 çalışan ve 138 sendika üyesi işçi bulunduğu ve sendikalı işçi sayısının toplam işçi sayısının yarısından fazla olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; müvekkili Şirkete ait fabrikadaki üretimin sipariş usulü şeklinde yapıldığını, siparişin teslim tarihinin geçirilmemesi gerektiğini, hâl böyle olunca siparişlerin niteliğine ve yoğunluğuna bağlı olarak kısa ve geçici süreli personel ihtiyacı doğabildiğini, bu sebeple bir ay, iki ay veya daha kısa süreli olarak personel istihdam edilebildiğini, istihdam edilen işçilerin, siparişler tamamlandığında "İşin sona ermesi (Kod-18)" açıklaması ile işten çıkışlarının yapılmasının da olağan bir durum olduğunu, ek rapordaki üretim dışı personelin kısa süreli çalışmasının ihtiyaca dayalı olamayacağına yönelik hatalı yoruma da katılmanın mümkün olmadığını, siparişin alındığı ve üretimin yoğun olduğu dönemde idari ve yönetimsel anlamda da kısa süreli personel istihdamının gerekli olduğunu, içerisinde bulunulan enflasyonist ortamda asgari ücret, yol-yemek gibi diğer işçilik maliyetlerinin artması nedeniyle özellikle üretim yoğunluğunun da az olduğu dönemlerde personel eksiltme yoluna gidilmesinin de normal olduğunu, kök raporda bazı işçilerin az günler çalıştıkları, çalışmadıkları günlere ilişkin izin kağıdı, rapor gibi belgelerin dosyada bulunmadığının belirtildiğini ancak siparişlerin niteliğine ve yoğunluğuna bağlı şekilde kısa ve geçici süreli olarak istihdam edilen işçilerin 30 gün boyunca sürekli şekilde çalıştırılmalarına ihtiyaç duyulmadığını, Mahkemenin muvazaalı işe alım olduğuna ilişkin kanaatinin yerinde olmadığını, bu kanaatin aksine, belirtilen tarihlerde işe giriş ve işten çıkışları yapılan personelin işten ayrılış nedenlerinin de birbirinden farklı olduğunu, kök raporda yer alan mali verilerin haklılıklarına işaret etmesine rağmen bu hususun göz ardı edilerek hatalı şekilde hüküm kurulduğunu, temyiz konusu kararda daha önceki yargılamalar sırasında alınan raporlara da atıf yapıldığı görülmüş ise de anılan raporların alanında uzman bilirkişiler tarafından düzenlenmediğini, davalı Sendikanın yetki tespiti talep tarihi itibarıyla çoğunluğu sağlayamadığını, davalı Sendikanın üyesi olup müvekkili Şirkete ait işyerinde çalışan bazı işçilerin, başka sendikalara da üyelikleri bulunduğunu, yetki tespiti kararında sendika üyesi olarak kabul edilen işçilerden bazılarının sendika üyeliğine yönelik iradelerinin hata, aldatma, korkutma gibi irade bozuklukları nedeniyle geçersiz olduğunu, bazı işçilerin ise davalı Sendika ile muvazaa ilişkisine girdiğini, bu hususun da Mahkemece değerlendirilmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen lk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.