Logo

9. Hukuk Dairesi2023/605 E. 2023/4060 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin emeklilik nedeniyle işten ayrılması sebebiyle ihbar tazminatı ve ilave menfaat ödeneğine hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle kendisi tarafından feshedildiği, işverenin eşit davranma borcuna aykırı davrandığına dair yeterli delil bulunmadığı ve işyeri uygulaması olduğu iddia edilen ilave menfaat ödemesine ilişkin de somut bir dayanak sunulamadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/318 E., 2022/2152 K.

DAVA TARİHİ : 31.07.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi

SAYISI : 2018/395 E., 2021/588 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının işyerinde 13.09.1990-31.07.2017 tarihleri arasında ustabaşı olarak çalıştığını, işyerinde emekliliği gelenlerin ocak veya temmuz aylarında işveren tarafından toplu olarak çıkarıldığını, çıkarılanlara da kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatlarının ödendiğini, Ocak 2017 tarihinde yine işten çıkarmaların olduğunu, davacı ve birkaç arkadaşının bu Ocak ayında işten çıkmak istediklerini beyan ettiklerini, ancak kendilerine ihtiyaç olduğunun ve çıkışlarında yine bu miktarların ödeneceğinin söylendiğini, fakat daha sonra işçilerin çıkması için baskı yapıldığını, istifa veya emeklilik dilekçelerinin verilmesi karşılığında kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatlarının ödeneceğinin söylendiğini, bu ödemelerin ise yapılmadığını ileri sürerek ihbar tazminatı ve kötüniyet tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili yargılama aşamasında sunduğu 28.10.2019 tarihli beyan dilekçesi ile talep ettikleri kötüniyet tazminatının işverenin işten çıkan işçilerine ödediği ancak işçiler arasında kötüniyet tazminatı olarak adlandırılan, 6 veya 8 aylık giydirilmiş brüt ücret tutarında ilave ödenek olduğunu belirterek ilave menfaat tazminatı ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 13.09.1990 tarihinde kapsam içi, sendikalı, saat ücretli işçi statüsünde çalışmaya başladığını, ... sözleşmesinin 1475 sayılı ... Kanunu'nun (1475 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı alt bendi uyarınca 31.07.2017 tarihinde on beş yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün prim günü şartlarını sağladığını belirtmek suretiyle bizzat davacının ibraz ettiği dilekçeyle istifaen sona erdiğini, kıdem tazminatının eksiksiz olarak ödendiğini, davacı ... sözleşmesini emeklilik gerekçesiyle feshettiğinden ihbar tazminatı talebinde bulunamayacağını, ... güvencesi kapsamındaki işçilerin kötüniyet tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını, davalı Şirketin fesih işlemlerinde genel politika izlemediğini, bu sebeple eşit davranmama gibi bir durumun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranıp davranmadığı ve bunun sonuçları noktalarında uyuşmazlık bulunduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, işverenin 2016, 2017 ve 2018 yılı Ocak ve 2017 Temmuz aylarında emekliliği hak eden 8 işçinin ... sözleşmesini ikale ile ek menfaat ödemek suretiyle feshettiği, 2013 yılı Ocak ayında emekliliği hak eden 2 işçinin ... sözleşmesini kıdem ve ihbar tazminatı ödemek suretiyle ek menfaat vermeksizin feshettiği, bunun yanında emekliliği hak eden davacı ve 2 arkadaşının 2017 yılı Haziran ve Kasım aylarında emeklilik nedeniyle ... sözleşmelerini kendilerinin feshettiğinin anlaşıldığı, eşit davranma borcunun tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma getirilmesini gerektirmeyip eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tâbi tutulmasını önlemeyi amaç edindiği, davacının ... sözleşmesinin feshedilmediği, davacının emekli olduğu, emeklilik dilekçesinin verilmesi sırasında davacının iradesinin sakatlandığı yönünde delil bulunmadığı, davacının görev ve ... sözleşmesinin sona ermesi yönünden emsal gösterilen işçiler ile eşit durumda olmadığı, dosyadaki bilgi, belgeler ve toplu ... sözleşmesine göre davalı işverenin emekliliği hak eden personele fesihle birlikte ihbar tazminatı ve ek ödeme yapacağına ilişkin bir yükümlülük öngörülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesinin hatalı olduğunu, karara konu olan 8 işçinin de davacı gibi emeklilik için dilekçe verdiklerini, özellikle 31.01.2017 tarihinde 39 kişinin emeklilik için dilekçe verdiğini bu işçilerin, tamamına işyeri uygulaması olan ilave menfaat (ihbar tazminatı ve en az 6 maaş ilave menfaat) ödeneğinin verildiğini, ek menfaat verilen bu 8 işçinin önüne kağıtlar koyulup acele bir şekilde imzalatıldığını, zaten bu belgelerin matbu şekilde olduğunu ve matbu ikale olmayacağını, o dönemde emekliliği gelen bütün işçilerin davalı işveren tarafından emekliliğe yönlendirildiğini ancak bir kısmının fesih sırasında sözde ikale gibi gösterilerek ek menfaatlerin verildiğini, aynı durumdaki diğer bir kısım işçilere ise bu hakların verilmediğini, müvekkilinden sonra işten çıkan diğer işçilere de ek menfaatlerinin ödendiğini, bu durumun işyeri uygulaması olduğunu, işverenin ... taraflı bir iradayle bu işyeri uygulamasından dönemeyeceğini, işyerinden ayrılan bazı işçilere ek menfaatlerin verilerek bu durumunda ikale gibi gösterildiğini, müvekkiline ise ek menfaatlerin verilmediğini, gerçekten bir ikale olsa başlangıçta bir ikale teklifinin mevcut olması gerektiğini, müvekkili ile diğer işçiler arasında hiç bir fark olmamasına rağmen sırf feshin ikale gibi gösterilmesinin bir farklılık ve ayrı bir hak doğurmayacağını, davalı işveren tarafından eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tâbi tutulduğunu, işverenin keyfi bir uygulama yaptığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının 28.07.2017 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığı, işten ayrılıp talepte bulunması hâlinde gerekli işlemlerin yapılacağının belirtildiği, davacının 27.07.2017 tarihli işverene başvurusu ile işten ayrılmak isteğini bildirdiği, 31.07.2017 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu yazısına göre davacı istekte bulunduğundan 01.18.2017 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanacağına ilişkin yazının işverene hitaben yazıldığı, taraflar arasında ... sözleşmesinin ikale/anlaşarak sona erdirilmesine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı gibi, davacı tanıklarının daha evvel işten ayrılan çalışanlar olduğu, davacının ... sözleşmesinin feshine ilişkin bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri, ... sözleşmesini yaşlılık aylığı almak üzere kendisinin feshettiği, ... sözleşmesini kendisi fesheden işçinin ihbar tazminatı alamayacağı, davacı tanıklarının kötüniyet tazminatı ödenmesinin işyeri uygulaması olduğuna yönelik beyanlarının, davacının emekliye ayrılacağına ilişkin dilekçesi ile dosyadaki bilgi ve belgeler karşısında davacı için geçerli olduğuna yönelik somut delil ve vakıa bulunmadığı, emeklilik dilekçesinin baskı altında verildiğinin de ispatlanamadığı anlaşıldığından ihbar tazminatı isteminin reddinde isabetsizlik bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde kötüniyet tazminatı talep ettiği, daha sonra bunun ilave menfaat olduğunu ileri sürerek ıslahla ilave menfaat alacağının davalıdan tahsilini istediği, davacının ... güvencesi kapsamında olduğu ve ... sözleşmesi emeklilik nedeniyle davacı işçi tarafından feshedildiğinden kötüniyet tazminatı talep edemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinde belirtildiği üzere davacının ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedilmeyip bizzat davacı tarafından emeklilik nedeniyle feshi karşısında dosya kapsamı ve tanık anlatımlarından davacının aksi yöndeki iddiasını ispat edemediği, işveren tarafından yapılmış bir ikale teklifi bulunmadığı, işverenin her işten kendisi ayrılan işçiye ilave menfaat sağladığının da ispatlanamadığı nazara alındığında ilave menfaat isteminin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... sözleşmesinin sona erme şekli ve buna bağlı olarak davacının talep ettiği ihbar tazminatı ile ilave menfaat ödeneği olarak adlandırılan tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 5, 17 ve 22 nci maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.