Logo

9. Hukuk Dairesi2023/6900 E. 2023/8321 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Milletlerarası özel hukuk kapsamında iş sözleşmesine uygulanacak hukukun tespiti ve bu hukuka göre yargılamanın yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma ilamında, taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan Rusya hukukunun uygulanması gerektiği belirtilmesine rağmen, bozma sonrası davalı vekilinin Türk hukukunun uygulanması talebi ve davacı vekilinin de buna muvafakat etmesiyle davanın Türk hukukuna göre sonuçlandırılmasının, Yargıtay’ın bozma kararına aykırı olduğu ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında Ankara 6. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının 1999-2016 yılları arasında mekanik formeni olarak davalı şirketin Rusya’daki şantiyelerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedilerek Türkiye’ye gönderildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem, ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, davalı Şirketin 22.09.2008 tarihinde kurulduğunu, davacının hiçbir çalışmasının olmadığını, yurt dışında o ülkenin koruyucu hükümlerinden faydalanarak çalışan bir işçinin sonrasında Türkiye’de dava ikame etmesinin hakkaniyete uygun düşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 31. İş Mahkemesinin 19.02.2019 tarihli ve 2017/700 Esas, 2019/136 Karar sayılı kararı ile; toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak iş sözleşmesinin haklı nedenlerle sonlandırıldığının işverence ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 28.09.2021 tarihli ve 2019/1944 Esas, 2021/2273 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin yıllık izin ücreti alacağına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 09.02.2022 tarihli ve 2022/706 Esas, 2022/1545 Karar sayılı ilâmı ile 5718 sayılı Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında davacının 28.01.2006-15.10.2006 ve 22.09.2011-09.05.2016 tarihleri arasındaki çalışma dönemleri yönünden bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan dava konusu alacakların ait olduğu söz konusu çalışma dönemleri hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, hâl böyle olunca gerekirse Rusya hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sırasında davalı vekilince 14.10.2022 tarihli dilekçe ile dosyada Türk hukukunun uygulanmasının talep edildiği, davalı vekilinin sunduğu dilekçe ile bozma kararının gereğinin yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle bozma öncesinde olduğu gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili davacının yurda giriş ve çıkış sürelerinin arasındaki sürelerin yıllık izin olarak esas alınması ve bu kapsamda davacının yıllık izin kullandığının kabulünün isabetsiz olduğunu, davacı işçinin Türkiye'de olduğu sürelerde ücretinin ödenmediğini, bu nedenle de yıllık izin ücretinden yapılan ... mahsubunun hukuka aykırı olduğunu, 2013 yılı Aralık ayı bordrosunda izin parası hak edişi adı altında ödenen 864,47 USD'nin yıllık izin alacağı hesabından mahsup edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığından müvekkiline husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, hizmet süresi ve ücret tespitinin hatalı yapıldığını, davacı ile menfaat birliği içinde bulunan tanık beyanlarına itibar edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını, ulusal ... ve genel tatil ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.

2. 5718 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:

"(1) Hâkim, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular. Hâkim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir.

(2) Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde, Türk hukuku uygulanır.

"

3. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

4. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

..."

5. 26.08.1975 tarihli ve 15338 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi.

6. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 01.03.2008 tarihli ve 67/1 sayılı, "Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesinin Uygulanması" konulu Genelgesi.

3. Değerlendirme

1. ... olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozma ilâmına uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.

2. Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan hukuk seçimi yapılan çalışma dönemler hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiğine ilişkin Dairemizin bozma ilâmı sonrasında davalı vekili 14.10.2022 tarihli dilekçesinde dosyadaki uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasını talep etmiş, davacı vekili tarafından 28.12.2022 tarihli duruşmada Türk hukuku uygulanarak davanın kabulü talep edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de bozma ilâmına uyulmasına rağmen Türk hukukuna göre yargılama sonuçlandırılmıştır.

3. Kararın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında yer verilen 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin üçüncü fıkrası Dairemizce, davanın esasına girilinceye kadar tarafların hukuk seçimi yapmasının ya da değiştirmesinin mümkün olduğu şeklinde değerlendirilmiştir. Davanın esasına girilinceye kadar ifadesinden anlaşılması gereken ise cevap dilekçesinde bu konuda bir itiraz ileri sürülmemiş ya da en geç ön inceleme aşamasında uygulanacak hukuk konusunda anlaşılmış olmasıdır.

4. Dosya kapsamına göre cevap dilekçesinde dava konusu alacaklar hakkında yabancı hukukun uygulanması gerektiği savunulmuş olup yabancı hukuka yönelik yapılan bozma sonrası yargılamada tarafların Türk hukukunun uygulanacağı konusunda anlaşması, davanın esasına girilmiş olduğundan geçerli değildir. Bu durumda hüküm altına alınan miktarlar bakımından kazanılmış hak korunmak ile birlikte bozma ilâmının gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği hâlde bozma kapsamı yerine getirilmeksizin karar verilmesi hatalı olup 09.02.2022 tarihli bozmanın gereğinin yerine getirilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.