Logo

9. Hukuk Dairesi2023/6923 E. 2023/10855 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi mi yoksa acentelik sözleşmesine dayalı bir ilişki mi olduğu, buna bağlı olarak davacının ücret, fazla mesai, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olduğu, davacıya yapılan hak ediş ödemelerinin son bir yıllık ücreti, fazla mesai ve diğer bazı alacakları kapsadığı, ancak kıdem, ihbar ve yıllık izin ücretlerini kapsamadığı, davacının kötü niyet tazminatı ispatlayamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2395 E., 2022/1847 K.

KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/660 E., 2021/207 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 20.12.2003-30.....2017 tarihleri arasında aralıksız olarak davalı Şirkette önce kurye, sonra müdür yardımcısı, en sonunda da müdür olarak çalıştığını, davalının 01.05.2010 tarihinden itibaren davacıyı acente olarak göstererek müdür olarak çalıştırdıklarını, davacının baştan beri davalının işçisi olmasına rağmen aynı veya farklı şubelerde baskı ve zorlama ile muvazaalı ve geçersiz acente alt işveren sözleşmeleri ile müdür olarak aynı işi yapmaya devam ettiğini, davacının şubeyi acente olarak işletmesi yönünde zorlandığını, aksi hâlde ... sözleşmesinin sona erdirileceğinin söylendiğini, davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile son 1 yıllık ücreti, yıllık izin, kötüniyet tazminatı, fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; 20.12.2003-09.07.2005 tarihleri arasında işçi olarak çalıştığını ve bu dönem için davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücret alacaklarının ödendiğini, davacının daha sonra 01.12.2009 tarihinde işe başladığını, 30.04.2010 tarihinde acentelik alarak ... sözleşmesini kendisinin sona erdirdiğini, bu döneme ilişkin alacağı olmadığını, davacının kendi muvazaasına dayanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı arasındaki ilişki konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, davacı ile davalı arasındaki kira sözleşmesinin davalı Şirket adına yapılmış olması, acentelik ortaklık durumunun davalının onayı olmaksızın değiştirilemeyeceği ve tanık beyanlarına göre acentenin çalıştıracağı işçilerin davalı Şirketin onayına sunulması, çalışma düzeninin ve çalışma saatlerinin davalı Şirket tarafından tespit edilmesi durumları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin acentelik sözleşmesi kapsamında değil ... sözleşmesi kapsamında, işçi işveren niteliğinde olduğu, davacının davalı işyerinde 20.12.2003-30.....2017 tarihleri arasında 13 yıl, 6 ay süreyle çalıştığı, davacıya hak ediş adı altında yapılan ödemelerin son bir yıllık ücretini de içerdiğinden ücret alacağı talebinin reddi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı işverenin davacının ücret alacağını ödediğini yazılı bir belge ile ispatlayamadığını, ücret alacağının reddinin hatalı olduğunu, davalının müvekkiline gönderdiği hak ediş ödemelerinin şubenin rutin kargo giderleri olduğunu, dava konusu kalemlere ilişkin bir ödeme bulunmadığını, davalı işverenin geçersiz ve muvaazalı acente sözleşmesi imzalatırken müvekkilinden baskı ile teminat senedi aldığını ve ... 14. İcra Müdürlüğünün 2017/36698 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilinin araçlarına ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, bu nedenle kötüniyetli olduğunu, yerel Mahkemenin kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu, fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına uygulanan hakkaniyet indiriminin hakkın özünü etkileyecek biçimde fazla olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının acentelik sözleşmesi imzalayan bağımsız tacir, ... imza yetkilisi ve genel müdür olmasına rağmen müvekkili Şirketin işçisi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı işçi olsa bile davacıya ödenen paranın işçilik alacaklarının üzerinde olduğunu, davacının kesmiş olduğu faturalara karşı müvekkili tarafından yapılan hak ediş ödemelerinin hukuki mahiyetinin ne olduğu hususunda ayrıntılı inceleme yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu'nda (6102 sayılı Kanun) tanımlanan ve unsurları belirlenen acente sözleşmesi kurulmadığı, İlk Derece Mahkemesinin bu yöndeki tespitinin yerinde olduğu, dosyada yapılan inceleme ve tespitlerde davalı Şirket tarafından davacının hesabına gönderilen hak edişlerin toplamının 339.462,88 TL olduğu dikkate alındığında davacı tarafından ödendiği tespit edilen giderlerin mahsubu hâlinde davacı uhdesinde kalan tutarın 159.663,04 TL olduğu ve davacıya hak ediş adı altında yapılan ödemelerin dava konusu yapılan son bir yıllık ücretini içerdiği tespitinin de yerinde olduğu, ancak fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinin geniş anlamda ücret kavramına dâhil olduğu ve hak ediş adı altında yapılan ödemelerin bu alacakları da kapsadığından fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddi gerektiği, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları feshe bağlı alacaklar olup fesihle muaccel hâle geldiğinden ve davalı tarafın işbu alacak kalemlerinin fesihten önce avans olarak ödendiği savunması bulunmadığından hak ediş olarak gönderilen para içinde işbu alacak kalemleri bulunmadığı ve bu alacakların hüküm altına alınmasının isabetli olduğu, davacı feshin kötüniyetle yapıldığını ispatlayamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın tamamen kabulüne karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

2. Davalı vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelere benzer sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz ettiği husus bakımından bozulması isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalı Şirket arasındaki ilişkinin işçi işveren ilişkisi mi yoksa acentelik sözleşmesine dayalı bir hukuki ilişki mi olduğuna, bu bağlamda taraflar arasında akdolunan acentelik sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığına ve buna göre de davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına, ücret, fazla çalışma ve ... bayram ve genel tatil alacaklarının bulunup bulunmadığı ile hesaplanması ve karşılığının ödenip ödenmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2, 32, 41, 44, 47 ve 53 üncü maddeleri.

3. 6102 sayılı Kanun'un "Acentelik" başlıklı yedinci kısmının "A) Genel olarak, I - Tanımı" kenar başlıklı 102 nci maddesi şöyledir:

" (1) Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.

(2) Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere ... Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır.

(3) Taşıma, deniz ticareti, sigorta, turizm gibi alanlara ilişkin özel düzenlemeler saklıdır."

4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun "D. Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler" kenar başlıklı 19 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.