Logo

9. Hukuk Dairesi2023/706 E. 2023/2833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işveren-işçi ilişkisi kapsamında işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık ifadeleri değerlendirildiğinde, davacının dava dışı şirketin çalışanı olduğunun anlaşılması ve davalı şirket ile aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi değil ticari ilişki bulunması gözetilerek, davacının işçilik alacakları taleplerinin reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2262 E., 2022/2416 K.

DAVA TARİHİ : 18.....2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

SAYISI : 2019/153 E., 2022/67 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... AŞ'nin (...) alt işvereninde aynı pozisyonda çalışan Kurum personeli de olmasına rağmen kül serpeleme görevlisi olarak çalıştığını, davalı Kurumun davacının yaptığı aynı işi kendi elemanlarına da yaptırdığını, kabul anlamına gelmemekle beraber yapılan ... 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine uygun olsa bile davacının bütün emir ve talimatları ... çalışanları ve amirlerinden aldığını, bu sebeple asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, kesinleşen emsal yargı kararları bulunduğunu ileri sürerek davalı asıl işveren ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun ve davacının davalı asıl işverenin işçisi olduğunun tespiti ile ilave tediye alacağı ve fark kıdem tazminatı ile fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının davalının işçisi olmadığını, dava dilekçesini kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde davalıdan hizmet alım ihalesi alan firmaların işçisi olarak çalıştığını, müvekkilinin; işçilerin işe alımlarında, her yıl yenilenen ihalelerle yeni firmayla ... sözleşmesi yaparak çalışmaya devam etmelerinde ve işten ayrılmalarında hiçbir şekilde müdahil olmadığını, davalının sadece ihale makamı olduğunu, davacının asıl ... olan elektrik üretim işinin bir bölümünde çalışmadığını, bu nedenle muvazaadan bahsedilmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı Ares Çimento İnşaat San. ve Tic. AŞ (Ares Şirketi) ile ... arasında kül alım satımına dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının Ares Şirketi çalışanı olduğu ve yaptığı işin kül cürüf (kül serpme) işi olduğu, davacının davalı Şirketin çalışanı olduğunun tespitine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının kıdem tazminatı farkı, ücret farkı ve ilave tediye alacağı taleplerinin ... işçisi olduğunun tespitine bağlı talepler olduğu, davacının ... işçisi olmadığının tespit edilmesi karşısında kanundan doğan ilave tediye alacağı hakkından yararlanamayacağı, ücret farkı ve kıdem tazminatı farkı alacağı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile iddianın ispatlandığını, davacını çalışmasının en başından itibaren davalı bünyesinde olduğunu, keşif ve bilirkişi incelemesindeki tüm lehe raporlar ve tüm lehe tanık ifadeleri de birlikte değerlendirildiğinde muvazaa iddiasının kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya sunulan 20.02.2007 tarihli uçucu kül satış sözleşmesi içeriğine göre ihbar olunan Ares Şirketinin davalı Şirketten kül satın alacağının kararlaştırıldığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşifte dinlenen tanık beyanlarından, davacının kül cüruf görevlisi olarak çalıştığı, davacının yaptığı işin tesisteki külün tahliyesi işlemleri olduğunun anlaşıldığı, dava dışı Ares Şirketi ile ... arasında kül alım satımına dayalı ticari ilişki mevcut olduğu, davacının muvazaa iddiasının ve buna bağlı fark işçilik alacaklarının reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dosyadaki bilirkişi raporları, tüm tanık ifadelerinin davacının lehine olduğunu, davacı ile aynı durumdaki işçiye ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/303 Esas, 2020/522 Karar sayılı kararı ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2021/120 Esas, 2021/1261 Karar sayılı kararı ile kesinleşmiş olan dosyanın işbu davada emsal olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı, davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları ile 32 nci maddesi, aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 inci maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.