"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince ... 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi 13.05.2015 tarihli ve 2013/724 Esas, 2015/538 Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece 01.07.2020 tarihli ve 2019/367 Esas, 2020/429 Karar sayılı kararı karar ile bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin ....10.2020 tarihli ve 2020/5747 Esas, 2020/10685 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararının temyizi üzerine direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.11.2021 tarihli ve 2021/(9)-618 Esas, 2021/1358 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının bozulmasına karar verilerek, diğer temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizin 23.02.2022 tarihli ve 2022/1679 Esas, 2022/2232 Karar sayılı ilâmı ile taraf vekillerinin direnme sebebi dışındaki temyiz itirazlarının reddine, bozma sebebi gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesinE karar verilmiş; Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Belediyede 01.01.1982 tarihinde çalışmaya başladığını, aralıksız olarak 14.10.2005 tarihine kadar çalıştığını, davacının ... Belediyeler ve Genel Hizmetleri İşçileri Sendikasına üye olduğunu, sendika ile davalı ... arasında bağıtlanan toplu ... sözleşmelerinden yaralanması gerektiğini, çalışması süresince kanuni çalışma saatleri üzerinde fazla çalışma yaptığını, hafta tatili yapmadan çalıştığını, ... ... ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, yıllık izinlerini hiç kullanmadığını, davacıya ödenmesi gereken ücretlerinin toplu ... sözleşmesi hükümlerinde yer aldığını, buna göre her tam yıl için 60 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmesi gerekirken 30 günlük ücret tutarında kısmen kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, aile ve çocuk yardımları, öğrenim yardımı, yakacak yardımı, ... yardımı izin yardımı, gıda yardımı, giyim ve yemek yardımı adı altında sosyal yardım ödemeleri yapılması gerekirken hiç ödeme yapılmadığını, davacının yılda 6 ikramiye hakkı olmasına rağmen ikramiyelerinin de hiç ödenmediğini, bu sebeple davacının eksik ödenen kıdem tazminatı fazla çalışma ve hiç ödenmeyen yıllık izin, hafta tatili, ... ve genel tatil ücreti, ikramiye, ilave tediye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, ... ve çocuk yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taleplerinin dayanaksız olduğunu, Belediye tarafından istihdam edilen davacının sözleşmede belirlenen çalışma saatlerine uygun olarak çalıştığı için fazla çalışma yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, işyerinde haftada 5 ... çalışma olduğunu ve davacının hafta sonlarında, millî ve dinî bayramlarda çalışmadığını, hak ettiği bütün sosyal yardım alacaklarının eksiksiz ödendiğini, yıllık izinlerinin kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 13.05.2015 tarihli ve 2013/724 Esas, 2015/538 Karar sayılı kararı ile; dosya kapsamına, toplanan delillere ve dinlenen tanık beyanlarına göre davalıya ait işyerinde 12.05.1982-12.10.2005 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılan davacının ... sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiği ve davacıya kısmi olarak kıdem tazminatı ödendiği, yıllık iznini kullandığı, ancak hafta tatili ve ... ... ve genel tatil günlerinde çalıştığı ayrıca haftalık çalışma süresinin üzerinde bir kısım çalışmasının bulunduğunun anlaşıldığı, davalı tarafça davacının kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ... ... ve genel tatil günleri ücret alacağı ile toplu ... sözleşmesinden ... ücretlerinin tam olarak ödendiğinin davalı tarafça usulune uygun biçimde ispatlanamadığı, bu nedenle denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli nitelikte görülen bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer verilen tespit ve hesaplamalar esas alınarak, belgeye dayalı olmayan fazla çalışma ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücretinden indirim yapılmak suretiyle hüküm altına alınmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.07.2019 tarihli ve 2017/22540 Esas, 2019/15085 Karar sayılı kararı ile; beyanlarına itibar edilen davacı tanık beyanlarına göre davacının sürekli hafta tatili çalışması yaptığına dair kabulün isabetli olmadığı, söz konusu beyanlara göre davacının ayda sadece 3 hafta sonu çalıştığının kabulü gerektiği, ... ... ve genel tatil alacakları yönünden beyanları hesaplamaya esas alınan tanıkların davacının çalışma şekli ve süresi ile ilgili hesaplamaya elverişli şekilde beyanda bulunmadıkları, davacının da tanık beyanı dışında başkaca delil ibraz edemediği görülmekle ... ... ve genel tatil alacağı talebinin kabul edilmesinin hatalı olduğu, ödeme itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürebileceğinden, davalının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri konusunda ... bir değerlendirme yapılması gerektiği, davalı taraf lehine reddedilen miktarlara göre vekâlet ücreti takdir edilmemesinin isabetli olmadığı, ayrıca kabule göre hüküm altına alınan vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığı gerekçeleriyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.07.2020 tarihli ve 2019/367 Esas, 2020/429 Karar sayılı kararı ile; cevap dilekçesinde zamanaşımı savunmasında bulunulmadığı gibi sonradan cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle de zamanaşımı def'i ileri sürülmediği, davalının cevap süresinin geçmesinden sonra ileri sürdüğü zamanaşımı define de davacı tarafça muvafakat edilmediği, yapılan yargılama, toplanan delillerden, davacının davalıya ait işyerinde 12.05.1982-12.10.2005 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılan davacının ... sözleşmesinin emekliliğe hak kazanması nedeniyle feshedildiği, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, uyuşmazlık konusu kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı, ikramiye, ilave tediye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, ... ve çocuk yardımı alacak taleplerinin ise, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, kullandırılmayan yıllık izin ücreti alacağını, ödenmesi gereken asgari geçim indirimi ile teşvik primi ve ikramiye miktarını belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu yapılan bu alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilmesinde hukuki yarar olmadığı, hukuki yararın dava şartı olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da resen gözetilmesi gerektiği gerektiği gerekçeleriyle bu alacak talepleri yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2.Dairemizin ....10.2020 tarihli ve 2020/5747 Esas, 2020/10685 Karar sayılı kararı ile; taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, ilk bozma ilâmında uyuşmazlık konusu alacak talepleri hakkında “belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri” hususunda herhangi bir bozma sebebine yer verilmediği, buna rağmen, bozma ilâmı uyarınca oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlâl edilerek, ilk kararda hüküm altına alınıp usulden reddi gerektiğine dair herhangi bir bozma sebebine de yer verilmeyen, ikramiye, ilave tediye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, ... ve çocuk yardımı alacak talepleri hakkında, dava şartı olan hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle usulden reT kararı verilmesinin isabetsiz olduğu, yapılması gerekenin usulden reddine karar verilen söz konusu alacak talepleri hakkında, işin esasına girilerek bozma ilâmında belirtilen ödeme belgelerinin de değerlendirilmesi suretiyle yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi olduğu, ayrıca Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi düzenlemesine aykırı olacak biçimde, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma alacak talepleri hakkında, ilâmda bozma sebebine yer verilmediği gerekçesiyle “yeninden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle bozma kararı verilmiştir.
D. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 20.01.2021 tarihli ve 2020/519 Esas, 2021/22 Karar sayılı kararı ile; davacının, davalı işyerindeki çalışma süresini, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını bilmekte olup alacak taleplerini dayandırdığı toplu ... sözleşmesi hükümlerinin açık olduğu, davacının talep ettiği alacak miktarını belirleyebileceği, dava konusu edilen ikramiye, ilave tediye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, ... ve çocuk yardımı alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, alacak taleplerinin dava şartı olan hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verildiği, konuya ilişkin bozma sebebine yer verilmemiş ise de, Yargıtay ilâmında, davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı yönünde bir değerlendirme yapılmadığı görülmekle bu hususun davacı lehine usuli müktesep hak oluşturmayacağı belirtilerek bozma ilâmının davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiğine ilişin bozma sebebine karşı direnilmesine karar verilmiştir.
E. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1.Direnme kararının temyizi üzerine Dairemizin 16.....2021 tarihli ve 2021/6147 Esas, 2021/10363 Karar sayılı ilâmı ile dosyanın temyiz incelemesi için Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.11.2021 tarihli ve 2021/9-618 Esas, 2021/1358 Karar sayılı kararıyla; Mahkeme bozma kararına uyduktan sonra bu karardan dönemeyeceği gibi o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü bulunduğu, Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bazı konular bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile kesinleştiği, bozma kararına uymuş olan Mahkemenin kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremeyeceği, somut olayda 13.05.2015 tarihli birinci kararda ikramiye, ilave tediye, izin, aile, yakacak, yemek, gıda, giyim, ... ve çocuk yardımları taleplerinin belirsiz alacak davası olarak açabileceği belirtilerek bu alacakların hüküm altına alındığı Daire de bahsi geçen toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacakların belirsiz alacak davasına konu edileceğine dair gerekçeyi ve bu alacak taleplerinin hüküm altına alınması isabetli bulup ödeme belgelerinin değerlendirilmesi bakımından bozma kararı verildiği, Mahkemece bozma kararına uyma kararı verilmesine ve 13.05.2015 tarihli birinci kararında toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar hüküm altına alınmasına rağmen bu alacak talepleri bakımından yeniden inceleme yaparak belirsiz alacak davasına konu olamayacaklarından bahisle hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazları ile davacı vekilinin diğer temyiz itirazları ve uyulan kısma yönelik temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
F. Daire Kararı
Dairemizin 23.02.2022 tarihli ve 2022/1679 Esas, 2022/2232 Karar sayılı kararı ile taraf vekillerinin direnme sebebi dışındaki temyiz itirazlarının reddine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun direnme kararının bozulmasına ilişkin kararı uyarınca Dairemizin ....10.2020 ... ve 2020/5747 esas 2020/10685 karar sayılı bozma kararının (2) numaralı bendinde belirtilen bozma sebebi gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
G. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayIsı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilâmında usuli kazanılmış hak hususunda değinmiş olduğu, Mahkemece verilen ilk kararın temyiz edilmiş olup Yargıtay tarafından belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri hususunda herhangi bir bozma sebebine yer verilmediği, ikramiye, ilave tediye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, ... ve çocuk yardımı alacak talepleri hakkında, işin esasına girilerek inceleme yapıldığı, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, ... yardımı, doğum yardımı, çocuk yardımı alacak talepleri yönünden bozma ilâmı sonrası aldırılan 20.09.2022 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlarda alacak kalemlerin, ilave tediye ve ikramiye alacakları yönünden ise, 20.09.2022 tarihli bilirkişi raporunun içerik kısmında hesaplanan miktarlarda alacak kalemlerine hükmedildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davalının süresinden sonra ileri sürdüğü zamanaşmı savunmasına muvafakat etmediklerini, belirsiz alacak davası açılması nedeniyle tüm alacak talepleri yönünden zamanaşımın dava tarihinde kesildiğini, kıdem tazminatının toplu ... sözleşmesi hükmüne aykırı biçimde tavan gözetilerek hesaplanmasının kanuna aykırı olduğunu, davanın çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanmadığını, bu nedenle bilirkişinin tahakkuk yapılmayan, davacı işçi imzası bulunmayan yıllık izin ücreti alacağının tamamı üzerinden hesaplama yapması gerektiğini, aynı şekilde fazla çalışma alacağının da tahakkuk yapılmayan dönem ile imzası bulunmayan ücret bordrolarında hesaplanması gerektiğini, davacı gerek tanık beyanları ve gerekse dosyada bulunan mevcut belgelere göre davalı Kurum tarafından hafta sonu çalıştırıldığını, ayda 3 hafta sonu çalıştığının kabulü ile buna göre karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma ilâmına aykırı olarak verilen kararın bozulması gerektiğini, diğer alacak taleplerinin de hatalı hesapladığını, vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz başvurusunda; davacı tarafça iddia ve talep olunan; ikramiye, ilave tediye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, ... yardımı, doğum yardımı, çocuk yardımı alacak kalemleri bakımından, esasa girilerek kabulü yönelik karar verilmesi ve zamanaşımı def'imizin gözetilmemesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, davacı tarafın müvekkil İdare bünyesinde hiçbir hak ve alacak kalemi bulunmadığını, davacı tarafça iddia ve talep olunan alacak kalemleri bakımından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hüküm kurulması hukuka ve usule aykırı olduğunu, hüküm altına alınan alacaklara hak kazanma koşullarının araştırılmadığını, dosya kapsamında tarafımızca sunulan ıslah dilekçesi mevcut olduğunu, ıslahın, tahkikat aşaması sona erinceye kadar yapılabileceğini, davacı tarafın müvekkili İdare bünyesinde kıdem tazminatı alacağına yönelik hiçbir hakkı bulunmadığını, beyanlarına itibar edilen tanıkların görgüye dayalı anlatımda bulunmadıklarını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... ... ve genel tatil ücreti, ödeme belgelerinin değerlendirilmesi ve vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un geçici 4 üncü maddesi.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 41, 44, 46, 47, 53 ve 59 uncu maddeleri.
3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.