"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/993 E., 2023/185 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. ... Mahkemesi
SAYISI : 2015/767 E., 2020/270 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... SPA yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Rusya'da bulunan işyerinde 21.03.2013-12.05.2015 tarihleri arasında silindir operatörü olarak aylık net 1.300,00 euro ücret ile çalıştığını, iki haftada bir izin kullanarak 08.00-20.00 ve 20.00-08.00 saatleri arasındaki vardiyalarda çalıştığını, yılbaşı günü hariç diğer ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasının bulunduğunu, bu çalışmaların karşılığının ödenmemesi ve ücretlerinin düzensiz ödenmesi nedeniyle istifa ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacıyla davalı arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, davalı gösterilen Şirketin Rusya'da hiçbir projesinin olmadığını ve hiçbir şekilde davacının istihdam edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... SPA vekili cevap dilekçesinde; davacıyla davalı arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının hiçbir şekilde istihdam edilmediğini, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğindeki belgelere göre davacının dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ işçisi olarak çalıştığı, davalı ... SPA Şirketi ile davacının bünyesinde çalıştığı dava dışı Şirketler arasında herhangi bir organik bağ bulunduğunun tespit edilemediği, davacının ücret ödemelerinin dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ tarafından yapıldığı, davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ile dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ'nin adreslerinin bir dönem aynı olduğu, bir kısım yetkililerinin de aynı olduğu, nitekim bu organik bağın ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2019/4319 Esas, 2020/11 Karar sayılı kararında da kabul edildiği, organik bağ sebebiyle dava konusu işçilik alacaklarından davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'nin sorumlu olduğu gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Şirketin davacı işçi ile herhangi bir bağı bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, Şirketin Rusya'da herhangi bir proje yürütmediğini, dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ'nin ayrı bir tüzel kişiliği bulunmakta olup müvekkili Şirket ile aralarında herhangi bir irtibat ve organik bağ bulunmadığını, davacının işçilik alacaklarından müvekkilinin sorumlu olduğuna hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu alacakların davacının 21.03.2013-12.05.2015 tarihleri arasında St. ... inşaatındaki çalışmasından kaynaklandığı, davacıya ait banka hesap dökümlerinin incelenmesinde davacının hesabına “... ...-... ... İnşaat A.Ş.” açıklaması ile ödemeler yapıldığı, yine dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ vekilinin ibraz ettiği 01.08.2013 tarihli sözleşmede, bu Şirketin işveren olarak gösterildiği, davanın ise davalılar ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ile ... SPA aleyhine açıldığı, ... ...-... ... İnşaat AŞ’nin tesciline dair 21.10.2011 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi'nde Şirketin başlıca amacının “St. ...'daki Yüksek Hızlı Çaplı Batı Karayolunun İnşaatı ve işletmesini yapmaktır.” şeklinde belirlendiği, bu Şirketin davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'den ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu ve işçilik alacaklarına karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmak amacıyla kurulmadığı, davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ yönünden de açılan davanın da pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken söz konusu Şirketler arasında organik bağ bulunduğundan bahisle dava konusu alacaklardan davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ’nin sorumluluğuna hükmedilmesinin isabetli olmadığı (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/9189 Esas, 2021/15519 Karar; 2022/13508 Esas, 2022/14971 Karar sayılı ilâmları), davalı tarafın istinaf başvurusunda haklı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalılar tarafından %50 eşit pay oranıyla dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ'nin kurulduğunu, bu Şirket ile davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ arasında organik bağ bulunduğunun Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2020/2606 Esas, 2021/6247 Karar sayılı onama ilâmı ile sabit olduğunu, davanın ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ yönünden reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; somut davada davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'ye husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2023 tarihli ve 2023/2023/9-258 Esas, 2023/528 Karar sayılı ilâmında organik bağ kavramı şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır. Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, ... başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötüniyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.
Şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması ... başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin aralanması için yeterli değildir. Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve ... bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle ... yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde ... bir şirketle ... yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp ... alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir.
..."
4. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.03.2021 tarihli ve 2020/2606 Esas, 2021/6247 Karar; 25.04.2023 tarihli ve 2023/1234 Esas, 2023/5958 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Grup şirketleri veya holdingler bünyesinde yer alan çalışmalar açısından; çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında grubun başka şirketlerine hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan bu şirketler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Sadece şirketler arasında organik bağdan söz edilerek işçilik alacaklarından aralarında bağlantı bulunan işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmesi veya birden fazla şirkette geçen çalışmalar için sadece bir şirketin sorumluluğunun yeterli görülmesi mümkün değildir. Belirtmek gerekir ki aynı gruba ait olan şirketlerin aralarında organik bağ bulunması olağandır. İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında, kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmaz. Bu gibi durumlarda işçilik alacaklarının hesabında, hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, ... sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.
2. ... uyruklu kişilerin yabancı ülkelerde o ülke vatandaşları ya da şirketleriyle birlikte kurdukları şirketler aracılığıyla aldıkları işler kapsamında çalıştırdıkları ... işçilerinin alacaklarından yabancı kişinin şirketteki pay durumuna göre ... firmasının sorumluluğunun irdelenmesi gerekir. Yabancı kişinin ortaklığı; gerçek bir ortaklık olmayıp o ülkede ... yapabilmek amacıyla salt bir formalitenin yerine getirilmesinden ibaret ise işçilik alacaklarına karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmak hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Bu durumda ... firmasının sorumluluğu söz konusu olur.
3. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili davacının, 21.03.2013-12.05.2015 tarihleri arasında davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'nin Rusya'da bulunan Yüksek Hızlı Batı Çevreyolu inşaatı işinde çalıştığını ileri sürmüş, davalı Şirket ise davacının ayrı bir özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olan dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ'nin işçisi olduğunu savunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... SPA yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik yok ise de diğer davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ yönünden verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
4. Dava konusu alacakların davacının St. ...'daki Yüksek Hızlı Çaplı Batı Karayolunun inşaatındaki çalışmasından kaynaklandığı, banka hesap dökümlerine göre ilgili dönemde ücretin dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ tarafından ödendiği, yine dosyaya ibraz edilen davacıya ait 01.08.2013 tarihli ... sözleşmesinde dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ'nin işveren olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ’nin ticaret sicil kayıtlarında başlıca amacının St. ...'daki Yüksek Hızlı Çaplı Batı Karayolunun inşaatı ve işletmesini yapmak olduğunun belirtildiği ve söz konusu Şirketin kurucularından birinin de davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ olduğu görülmüş olup ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında belirtilen Dairemizin emsal kararlarında da işçilik alacaklarından davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'nin sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Hâl böyle olunca, davacı işçinin dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ'de geçen çalışmalarından kaynaklanan dava konusu alacaklardan davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'nin sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5. Öte yandan, Bölge Adliye Mahkemesi kararında dava konusu alacaklardan davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ’nin sorumluluğuna hükmedilmemesi gerektiği noktasında atıf yapılan Dairemizin 09.11.2021 tarihli ve 2021/9189 Esas, 2021/15519 Karar; 22.11.2022 tarihli ve 2022/13508 Esas, 2022/14971 Karar sayılı ilâmlarında adı geçen işveren şirketlerin, işbu davada yer alanlardan farklı ünvanlara sahip farklı şirketler olduğu, istinaf yolu incelemesinde belirtilenin aksine bu ilâmlarda davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ile dava dışı ... ...-... ... İnşaat AŞ arasındaki hukuki ilişki yönünden bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmış olup Dairemizin anılan ilâmları somut uyuşmazlık yönünden emsal teşkil etmemektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.