Logo

9. Hukuk Dairesi2023/8433 E. 2023/11048 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürülüp düşürülmediği ve buna bağlı olarak talep ettiği ücret, ilave tediye, ikramiye, fazla mesai ve bayram/genel tatil ücret farklarının ödenip ödenmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde ücretin asgari ücretin %30 fazlası olduğunu açıklamasına ve Yargıtay'ın önceki bozma ilamında bu hususa göre hesaplama yapılması gerektiğine işaret etmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nin asgari ücretin %130 fazlası üzerinden hesaplama yaparak hüküm kurması ve ayrıca bozma sonrası yapılan duruşmalar için davalı lehine istinaf duruşma vekalet ücretine hükmetmesi hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3341 E., 2023/159 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında ... 42. ... Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince ikinci bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin %30 fazlası olarak ödendiğini, kadroya geçerken ... ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin %30 oranında fazlası olarak belirlendiğini, ancak 2019 yılına gelindiğinde ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekildiğini ve bu ücrete %4 zam uygulanmak suretiyle müvekkilinin ücretinin düşürüldüğünü, bu nedenle de müvekkilinin ücretinin, ilave tediyesinin, ikramiyesinin, fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil alacaklarının eksik ödendiğini iddia ederek, fark alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunmuş, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu ... sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 42. ... Mahkemesinin 30.....2020 tarihli ve 2019/504 Esas, 2020/382 Karar sayılı kararıyla; davacının açık rızası olmadan ücretinin düşürülemeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin14.10.2021 tarihli ve 2021/2069 Esas, 2021/2361 Karar sayılı kararıyla; davacının kadroya geçirilmesi sırasında imzalanan ... sözleşmesinde ücret miktarının belirlenmediği şeklindeki gerekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.01.2022 tarihli ve 2021/12006 Esas, 2022/357 Karar sayılı ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasında kadroya geçiş sürecinde imzalanan ... sözleşmesinde ücret miktarının belirtilmediği, yine sözleşmede ücretin, asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödeneceği yönünde bir düzenleme de bulunmadığı gerekçesi davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafça dosyaya temyiz aşamasında sunulan 02.04.2018 tarihli ... sözleşmesinde oran kısmının yazılı olduğunun görüldüğü, bunun üzerine sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde ve varsa daha sonra imzalanmış belirsiz süreli ... sözleşmesinin aslının eksiklik talebi yazısı ile istenmiş olduğu, yazı cevabı olarak ... Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğince dosyaya gönderilen ... sözleşmesinde de ücretin işçiye her ay brüt asgari ücretin belli oranda fazlası olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığının görülmüş olduğu, buna göre sözü edilen düzenlemenin her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağından dava konusu alacakların hüküm altına alınması gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2022/475 Esas, 2022/884 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda talep edilen alacakların belirlendiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16.....2022 tarihli ve 2022/7038 Esas, 2022/8275 Karar sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının yerinde görülmediği belirtilerek, dosya kapsamında bulunan 03.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi incelendiğinde; davacı vekilinin, müvekkilinin alması gereken ücretin asgari ücretin %30 fazlası olmasına karşın, bilirkişi raporunda sehven %130 esas alınmak suretiyle hesap yapılmış olduğu ancak talep edilen ücretin, dava dilekçesindeki talep doğrultusunda asgari ücretin %30' u olduğu bu nedenle her ne kadar hesaplamalar %130 oranı esas alınarak yapılmışsa da ıslahın rapordan bağımsız olarak %30 oranına göre yapılan hesaplamaya göre yapıldığının açıklandığı, bu açıklama ışığında davacının ücreti "asgari ücretin %30 fazlası" kabul edilerek hesaplama yapılması, bu hesaplama sonucunda davacının talep ettiği fark alacakların mevcut bulunduğunun anlaşılması durumunda; anlaşamamaya dair arabuluculuk son tutanak tarihine kadar davacının fark alacaklarının tespit edilmesi ve ıslah dilekçesi göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerektiği hâlde bu husus gözetilmeden hangi yöntem ve unsur esas alınarak yapıldığı anlaşılamayan miktar artırımına ilişkin ıslaha itibarla hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile karar ikinci kez bozulmuştur.

D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulmasına karar verilen ikinci bozma ilâmında yer alan esaslar doğrultusunda yeniden hesaplama yapılması için dosya ek rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş, ek raporda bilirkişi tarafından; davacının ücretinin Yargıtay bozma ilâmında belirtildiği şekilde asgari ücretin %30 fazlası olduğu kabul edilecek olursa ödenmesi gereken yevmiye 115,30 TL, ödenen yevmiye ise 175,02 TL olacağı ve buna göre fark alacak söz konusu olmadığı için davanın reddi gerekeceği ancak dosya içeriğinde bulunan davacı vekilinin 16.09.2019 tarihli düzeltme dilekçesinde davacının ücretinin asgari ücretin %130 fazlası olduğunun beyan edildiğinin anlaşıldığı, davacıya ödenen miktar incelendiğinde de davacının %130 ücret ile çalıştığı anlaşıldığı bu nedenle Yargıtay kararında maddi hata yapıldığı düşüncesi ile takdire sunulmak üzere terditli rapor tanzim edilmiş olduğunun belirtilmiş Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da rapordaki asgari ücretin %130 fazlası olduğu ihtimaline istinaden hesaplanan tutarlara göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz yoluna başvurmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davanın açılmasından sonra, davalı işverenin işçilik alacaklarını eksik ödemeye devam etmesi nedeniyle muaccel işçilik alacakları için yeniden arabulucuya başvurulmuş olduğunu, dolayısıyla 21.05.2019 ile 30.....2019 arası dönem yönünden de dava şartı eksikliğinin hüküm verilmeden önce giderilmiş olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince hüküm anında giderilen eksiklik nedeniyle davanın usulden reddedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca İstinaf Mahkemesince duruşma açılarak karar verilmesinin “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin "kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilir" düzenlemesine aykırı olduğunu, davada reddedilen tutar 20,00 TL olmasına karşın, davalı lehine 11.000,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 1 ve 2 nci fıkralarına aykırı olduğunu, yine istinaf incelemesi sonucunda kısmen kabul ve kısmen ret kararına karşın yalnızca davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın sayılan ve resen gözetilecek nedenlerden bozulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu, ücreti düşürülmeyen davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacaklara hak kazanamayacağını, ücretin kanuna uygun olarak ödendiği gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık hüküm altına alınan alacaklar bakımından dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar lehine hükmedilen vekâlet ücretinin yerinde bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”

2. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci maddeleri, 373 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası.

3. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

4. 03.09.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan AAÜT'nin ikinci kısım, ikinci bölüm 17 nci maddesi.

5. Dairemizin 23.03.2022 tarihli ve 2022/2607 Esas, 2022/4015 Karar sayılı kararında usuli kazanılmış hak ilkesinden şu şekilde bahsedilmiştir:

“...6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun’da "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum davaların uzamasının önüne geçmek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Yargıtayın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur.”

6. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilâmında istinaf yolu incelemesine özgü duruşma vekâlet ücretine hükmedilme koşulları şu biçimde açıklanmıştır:

"... AÜTT Genel Hükümleri’nin 2. maddesinin ikinci fıkrasında ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilen istinaf kanun yolu incelemesine özgü görülmesi gereken duruşmalı ... ile; gerek 1086 sayılı HUMK’nın 429/2. maddesinde belirtilen '…O mahkeme temyiz edenden 434 üncü madde uyarınca peşin olan gideri kullanmak suretiyle kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…' duruşmanın, gerekse aynı maddenin karşılığı 6100 sayılı HMK’nın 373/3. maddesinde belirtilen '…Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…' duruşmanın birbirleriyle karıştırılmaması gerekmektedir.

30. HMK’nın 373. maddesinde, Yargıtay’ın temyiz kanun yolu incelemesi neticesinde verdiği bozma ilamı sonrasında yargılamanın alt mahkemelerden hangisi tarafından yapılması gerektiği hususunda ki ayrım; bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararı verip vermediği noktasında, başka bir ifade ile alt derece mahkemeleri kararlarının birbirleri ile paralel olup olmamasına göre düzenleme altına alınmıştır. Bu noktada, temyiz kanun yolunda bir karar verildikten sonra ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi sadece birer hüküm mahkemesi hâline gelmiş olup, bölge adliye mahkemesinin denetim mahkemesi yetkisi kalmamıştır. Diğer bir ifadeyle, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Buradan hareketle; AÜTT Genel Hükümleri uyarınca bölge adliye mahkemelerinin istinaf kanun yolu incelemesine ilişkin 'duruşmalı işler' tanımlamasından, Yargıtay bozmasından sonra alt derece hüküm mahkemesi olarak HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak yaptığı duruşma değil, HMK’nın 353. maddesinde belirtilen hâller dışında istinaf kanun yolu incelemesini duruşmalı olarak yapması gereken işlerden bahsedildiği hususu tartışmasızdır.

...

32. Yapılan açıklamalar çerçevesinde; 5235 sayılı Kanun uyarınca bölge adliye mahkemelerinin denetim ve hüküm mahkemesi sıfatlarına haiz adli yargı ikinci derece mahkemeleri olduğu, ilk derece mahkemesi kararlarına karşı tarafların itirazları doğrultusunda istinaf kanun yolu incelemesi görevini yerine getirirken istinaf başvurusunun esastan reddi veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dâhil denetim ve hüküm mahkemesi olarak gerekli tüm kararları verebileceği, ancak ilk derece mahkemesi kararına müdahale ettiği noktalarda Yargıtay’ın bozma kararı vermesi durumunda dosyanın karar verilmek üzere bölge adliye mahkemesine gönderildiği, bu noktada bölge adliye mahkemesinin alt derece hüküm mahkemesi olarak ilk derece mahkemesiyle aynı sıfatla yargılama yaptığı, denetim görevini kullanmadığı, yukarıda yirmi birinci bentte bozucu kanun yolu olduğu belirtilen temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere alt derece hüküm mahkemesi olarak hukuki dinlenilme hakkı kapsamında aynen ilk derece mahkemesi gibi duruşma açmak zorunda olduğu, açılan bu duruşmada istinaf kanun yolu incelemesi yapmadığı, alt derece hüküm mahkemesi sıfatına uygun şekilde boşanmanın eki niteliğindeki istemler nedeniyle taraflar yararına ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek verilen direnme kararı yerindedir.... "

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilince dava dilekçesinde; davacının asgari ücretin %30 oranında fazlası kadar temel ücreti olduğu ifade edilmiş, 16.09.2019 tarihli düzeltme dilekçesinde ise; dava dilekçesinde ücrete ilişkin oranın sehven %30 olarak yazıldığı, gerçekte ücretin asgari ücretin %130 oranında fazlası olduğu beyan edilmiştir. Bilirkişi tarafından 30.12.2019 tarihli kök raporda davacının kadroya geçiş sonrasında ücretinin asgari ücretin %130 oranında fazlası üzerinden ödendiği belirtilerek bu orana göre hesaplama yapılmış, ancak davacı vekili 03.01.2020 tarihli ıslah dilekçesinde; "... Müvekkilin alması gereken ücreti asgari ücretin % 30 fazlasıyken, bilirkişi raporunda sehven % 130 esas alınmak suretiyle hesap yapılmıştır. Bu meyanda tarafımızca talep edilen ücret, dava dilekçesindeki talebimiz doğrultusunda asgari ücretin % 30' u olup, işbu oransal fark üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle ıslah yapılmıştır. " şeklinde açıklama yapmak suretiyle, taleplerini eksik ödenen ücret alacağı için; 10,00 TL'den 2.944,88 TL'ye, eksik ödenen ilave tediye alacağı için; 10,00 TL'den 425,37 TL'ye ve eksik ödenen ikramiye alacağı için; 10,00 TL'den 81,80 TL'ye artırmak suretiyle davasını ıslah ettiğini beyan etmiştir.

3. Dairemizin 26.03.2022 tarihli ikinci bozma ilâmında; davacı vekilinin 03.01.2020 tarihli ıslah dilekçesine atıfla, davacının ücretinin asgari ücretin %30 fazlası olduğu kabul edilerek hesaplama yapılarak bu hesaplama sonucunda davacının talep ettiği fark alacakların mevcut bulunduğunun anlaşılması durumunda, anlaşamamaya dair arabuluculuk son tutanak tarihine kadar davacının fark alacaklarının tespit edilmesi ve ıslah dilekçesi göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerektiği hâlde bu husus gözetilmeden hangi yöntem ve unsur esas alınarak yapıldığı anlaşılamayan miktar artırımına ilişkin ıslaha itibarla hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilmiştir. Buna karşın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından uyulmasına karar verilen bozma ilâmına aykırı olarak ve davacının ıslah dilekçesindeki taleplerini de aşacak biçimde temel ücretin asgari ücretin %130 fazlası kabul edilerek hesaplanan tutarlara göre verilen karar isabetli bulunmayıp bir kez daha bozmayı gerektirmiştir.

4. İlâmın yukarıda geçen İlgili Hukuk bölümünün (6) numaralı paragrafında yer verilen Hukuk Genel Kurulu kararında açıklandığı üzere; somut davada Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmları sonrasında istinaf incelemesinde duruşma açılıp üç celse yapıldığından bahisle davalı lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

....07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.