"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 12.03.2009-10.11.2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hasta bakıcı olarak çalıştığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.05.2016 tarihli ve 2014/937 Esas, 2016/304 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, ... sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğinin anlaşılmasına göre kıdem tazminatı isteminin yerinde olduğu ancak ... sözleşmesini haklı nedenle fesheden davacının ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, davacının ödenmeyen fazla çalışma ücreti ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.12.2019 tarihli ve 2017/25505 Esas, 2019/22270 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının esasen 08.00-18.00 ve 18.00-08.00 saatleri arasında iki vardiya hâlinde çalıştıklarını, genelde haftada 5 ... çalışıldığını ve vardiyaların haftalık olarak değiştiğini ifade ettikleri, bilirkişi raporunda ise tanıkların davacının ayda veya haftada ortalama kaç nöbet tuttuğu konusunda beyanlarının bulunmadığı, bu hususun açıklattırılmasının takdire bırakıldığı, çizelgelere göre davacının ortalama ayda (18.00-08.00 saatleri arasında) 8 nöbet tuttuğunun kabul edildiği bildirilerek, sonuç olarak davacının (4,5 saat x8 =) aylık 36 saat fazla çalışma yaptığının belirlendiği, kayıt bulunan dönem yönünden kayıtlara göre fazla çalışma ücreti hesaplanması yerinde ise de, kayıt bulunmayan dönem yönünden davacının çalışma düzeni açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmesinin yerinde olmadığı, raporda nöbet olarak belirlenen çalışmaların, tanıklarca ifade edilen iki vardiyadan birisi olduğunun anlaşıldığı, tanıklar haftada 4 ila 6 ... arasında çalışıldığını belirtmişler ise de hangi vardiyada kaç ... çalışıldığına yönelik açık bir beyanları bulunmadığı, buna göre davacının haftalık değişen vardiya düzeninde çalıştığı kabul edilirse, 08.00-18.00 saatleri arasında 5 ... çalışılan haftalarda haftalık fazla çalışma süresinin 45 saati geçmediği ancak, 18.00-08.00 vardiyası yönünden davacının çalışma düzeninin bir ... çalışma bir ... dinlenme şeklinde olup olmadığının, davacının haftada kaç ... çalıştığı gibi hususlar netleştirilmeden, farazi şekilde aylık olarak 8 ... (günde 4,5 saat) fazla çalışma yapıldığının belirlenmesinin hatalı olduğu ve dava dilekçesinde davacının 10.11.2014 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığını bildirdiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının dava tarihini de aşacak şekilde, 26.11.2014 tarihine kadar çalıştığı kabul edilerek çalışma süresinin belirlenerek davacı talebinin aşıldığı, Mahkemece talep aşımı yapılarak tespit edilen çalışma süresine isabet eden alacakların hüküm altına alınmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak devam edilen yargılamada davacının 12.03.2009-10.11.2014 tarihleri arasında davalı bünyesinde çalıştığı, ... sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğinin anlaşılmasına göre kıdem tazminatı isteminin yerinde olduğu ancak ... sözleşmesini haklı nedenle fesheden davacının ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, davacının kayıt bulunan döneme ilişkin toplam 803 saat fazla çalışmasının bulunduğu, kayıt bulunmayan dönemlerinde ise bir hafta 2 sonraki hafta 3 olmak üzere ayda ortalama 4 haftada ortalama 10 gece nöbetinin bulunduğunun tanık beyanları ile ispatlandığı ve gece nöbetinde 7,5 saati aşan kısımların fazla çalışma olarak kabulü gerektiği, kayıtlara göre, davacının ... ... ve genel tatil günlerinde yaptığı çalışmaların tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, sadece davacı asılın ve davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek müvekkili Şirket savunmalarına değer verilmemesinin hatalı olduğunu, Mahkeme kararının taraflarınca temyiz edilmesi üzerine bozulduğu ancak bozma sonrası aleyhe hüküm yasağına aykırı olarak fazla çalışma ücretinin bozma öncesinden daha fazla tutarda hesaplanmasının hatalı olduğu, bozma sonrası aleyhlerine hükmedilen vekâlet ücretinin de aleyhe bozma yasağı uyarınca yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kayıt bulunmayan dönem için davacının fazla çalışma süresinin tespiti ile hizmet süresinin belirlenmesinde talebin aşılıp aşılmadığı, aleyhe hüküm yasağına aykırı hüküm kurulup kurulmadığı ve davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) geçici üçüncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) dörtyüz yirmi sekizinci maddesi, dörtyüz otuz sekizinci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile dörtyüz otuz dokuzuncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 41 ... maddesi, 6100 sayılı Kanun’un “Taleple bağlılık ilkesi” kenar başlıklı yirmi altıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici üçüncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un dörtyüz yirmi sekizinci maddesi ile dörtyüz otuz dokuzuncu maddesinin ikinci fıkrasında yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
05.....2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi