Logo

9. Hukuk Dairesi2023/9462 E. 2023/8799 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilinin, ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesi kararının kesinlik sınırının altında kalmasına rağmen ileriye etkili hükümler içermesi nedeniyle kesin olmadığı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince ....04.2021 tarihli ek kararla kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Ek kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin ek karara yönelik başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına ve davalı vekilinin asıl karara yönelik istinaf başvurusunun ise süre yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7 nci maddesinde asgari ücretin belirli bir ... fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir ... fazlası olarak belirlenmesi gerekirken sözleşmeye aykırı ücret belirlendiğini ve ödeme yapıldığını ileri sürerek davacının eksik ödemeden kaynaklı ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir ... fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli ... sözleşmesinin ve toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

2. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince ....04.2021 tarihli ek kararla kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına ve ....04.2021 tarihli ek kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; dava konusu işçilik alacaklarının devam etmekte olan bir ... sözleşmesinden kaynaklandığından ve geleceğe etkili sonuç doğuracağından kesin nitelikte olmadığını, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, kadroya geçirilmeden evvel işçilerin ... ... sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, İdare tarafından bu düzenlemelere uygun bir şekilde ücretin belirlendiğini ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin asıl ve ek kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava tarihi itibarıyla davacının davalı işyerinde çalışmasının devam etmesi sebebiyle ücret farkı alacağı talebine ilişkin verilen kararın ileriye dönük etki doğuracağı, bu nedenle kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesinin davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararının kaldırılması gerektiği; davalı vekilinin asıl karara karşı istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde ise İlk Derece Mahkemesince verilen gerekçeli kararın davalı vekiline 15.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar dilekçede yazım tarihi 26.03.2021 olarak gösterilmiş ise de UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda iki haftalık istinaf başvuru süresi 29.03.2021 günü sona ermesine rağmen istinaf dilekçesinin UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda süre geçtikten sonra 30.03.2021 tarihinde oluşturulduğu gerekçesiyle davalı vekilinin ek karara karşı istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına ve davalı vekilinin asıl karara yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının 15.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve 26.03.2021 tarihinde dosyasına sunulmak üzere görevli ve yetkili takip elemanlarına istinaf dilekçesinin teslim edildiğini, takip elemanlarına dosyadan kesin karar verilmiş olması nedeniyle istinaf dilekçesi sunamayacaklarının ve dosya kaydının kapalı olduğunun belirtildiğini ve istinaf dilekçesinin teslim alınmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.....2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

TH

K A R Ş I O Y

Somut olayda İlk Derece Mahkemesince davacının sözleşmeden ... fark alacakları hüküm altına alınmış, kararın kesin olarak verildiği belirtilmiştir. Kesin olarak verildiği belirtilen karara karşı doğal olarak kanun yolu ve süresi de gösterilmemiştir.

Karar davalı Bakanlığa 15.03.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin 30.03.2021 tarihinde yapmış olduğu istinaf başvurusu İlk Derece Mahkemesi tarafından kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince; davalının, ek karara yönelik istinaf başvurusunun kararın kesin olmadığı gerekçesiyle kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına karar verilmiş; ancak asıl karara yönelik istinaf başvurusu süre yönünden reddedilmiştir.

Davalı Bakanlığın temyiz başvurusu Dairemizce oy çokluğu ile reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararı onanmıştır.

2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “... hak ve hürriyetlerin korunması” başlığını taşıyan 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına göre “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”. Bu Anayasal düzenlemeye uygun olarak, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde kanun yolu ve süresinin belirtilmesi hükmün zorunlu bir unsuru olarak öngörülmüştür.

Mahkemece hüküm altına alınan alacak miktarı karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırının altındadır. Ancak, söz konusu hüküm davalıya ait işyerinde çalışmaya devam eden işçinin ileriye yönelik yevmiye tespitini de içermektedir. Hüküm altına alınan miktar kesinlik sınırının altında kalmakla birlikte, tespit bakımından ileriye etkili bir hükmün kesin olup olmadığına ilişkin Kanun'da bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Dairemizce aynı işyerinde çalışmaya devam eden işçiler bakımından ücret miktarına ilişkin tespitin ileriye etkili olması hâlinde hükmün kesin olmadığı kabul edilmektedir.

Dairemizin yukarıda açıklanan uygulamasına göre söz konusu hükme karşı istinaf yolu açıktır. Buna göre kesin olmadığı hâlde İlk Derece Mahkemesince kesin olduğu belirtilen söz konusu karara yönelik davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru değildir. Karara karşı istinaf yolu açık olmasına rağmen Mahkemece hükmün kesin olarak verildiği belirtilmek suretiyle kanun yolu ve süresinin gösterilmemesi, Anayasa'nın ve 6100 sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen hükümlerine açıkça aykırıdır. Hatalı şekilde kararın kesin olduğunun belirtilmesi, tarafların yanılmalarına ve olağan kanun yolu haklarını kullanamamalarına yol açacak niteliktedir. Bu tür bir yanıltmanın varlığı hâlinde istinaf yoluna başvuru hakkına sahip olan tarafın başvuru süresinin Kanun'da öngörülen yasal süre ile sınırlı olduğunu kabul etmek mahkemeye erişim hakkının ölçüsüz şekilde kısıtlanması sonucunu doğurur.

Anayasa Mahkemesinin ... Gülçe ve Diğerleri, B. No: 2019/15693, 19.01.2022 tarihli kararında da kanun yoluna başvuru süresinin, mahkemeye erişim hakkı ve hak arama özgürlüğü bağlamında önemi "...Dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsızlaştırmadıkça -hukuki belirlilik ilkesinin gereği olarak- mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ancak mevzuatta öngörülen süre kurallarının hukuka açıkça aykırı olarak yanlış uygulanması veya bu sürelerin hatalı hesaplanması nedenleriyle kişilerin dava açma ya da kanun yollarına başvuru haklarını kullanmasına engel olunması mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özbakım ... Sağlık Hiz. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti., § 38). ..." şeklinde açıklanmıştır.

İlk Derece Mahkemesince hatalı olarak kesin olduğu belirtilen bir karar için tebliğ tarihinden itibaren kanun yolu süresinin işlediğinden söz edilemez. Bu durumda kanun yolu ve süresi bakımından kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesinin geçerli olduğu da söylenemez. Zira söz konusu kararın kesin olmadığı kanuna değil, Yargıtay uygulamasına dayanmaktadır.

Yukarıda belirtilen nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin hatalı şekilde kesin olduğunu belirttiği söz konusu karara karşı, davalının istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek esastan incelenmesi gerekir. Aksi hâlde mahkemeye erişim hakkı ihlal edilmiş olacaktır. Kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan ... çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyorum.