"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 11.04.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince kararın kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamına göre dava konusu maddi zarardan kaynaklı tazminat talebi bakımından hesaplama yapılmadığı dikkate alındığında reddedilen toplam miktarın belirlenemeyeceği anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 11.04.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.01.1985-31.05.2011 tarihleri arasında davalının .../... şubesi işyerinde işçi olarak çalıştığını, fakat 01.02.1996-31.05.2011 tarihleri arasında aynı Şubede acente gösterildiğini ve bu şekilde çalışmaya zorlandığını, ... 7. ... Mahkemesinin 2013/317 Esas, 2013/654 Karar sayılı kararı ile davacının baştan beri işçi olduğu ve acente olmadığının belirlendiğini, bu kararın kesinleştiğini, son ücretinin aylık net 1.882,88 TL olduğunu, davacının işçi olduğu hâlde davalı işverence acente gösterilerek bu dönemde işverenin ödemesi gereken ve işlerin yürütümü için zorunlu olan vergi, stopaj ve işyeri için yapılan masrafların müvekkiline ödetildiğini, müvekkilinin Bağ-Kur sigortalısı olmak zorunda bırakıldığını, bu nedenle hem geç emekli olduğunu hem de kendisine daha az emeklilik aylığı bağlandığını ileri sürerek işyerini geç kapaması cezası, indirim cezası, ölçü tartım hata bedeli, varış merkezi hata bedeli, hasar tazminatı bedeli, şube giydirme masraf bedeli, vergi masrafı ve Bağ-Kur prim masrafı alacakları ile maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 02.10.2006-31.05.2011 tarihleri arasında işçi sıfatıyla değil acentelik/vekâlet sözleşmesine istinaden bir tacir olarak faaliyet gösterdiğini, davacının iddia ettiği gibi kimseye bir sözleşme dayatılmadığını, davacı ile hak ediş usulü çalışıldığını, davacı tarafın ciroya göre kestiği hak ediş faturasına istinaden alacağını tahsil ettiğini ve bu miktarın her ay değiştiğini, davalı Şirketin acentelik sisteminde acentelerine ödediği hak ediş miktarlarının sabit bir işçi ücretinin kat ve kat üstünde olduğunu, davacıya tüm hak ediş alacakları ödendiğinden sözleşme sonunda davacının davalı ... gayrikabili rücu olmak üzere ibra ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.01.1985-31.05.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde belirsiz süreli ... sözleşmesi ile işçi olarak çalıştığı, dosyadaki delil durumuna göre her ne kadar davacı işçi acente olarak muvazaalı çalıştırıldığı dönemden kaynaklı dava konusu alacakların davalıdan tahsilini talep etmiş ise de davacının davaya konu ettiği ödemeleri kendi nam ve hesabından yaptığına dair dosyaya delil ibraz edemediği gibi davacının kendi beyanına göre aylık net 1.882,88 TL sabit ücretle çalıştığı, davalı işyerinde bu aylık ücret karşılığı yaptığı çalışmalarına dair işçilik alacakları davası açtığı ve alacaklarının hüküm altına alındığı, davacının bu ücret ile iddia ettiği 234.933,79 TL tutarındaki Kurum ödemelerini yapmasının mümkün olmadığı, kaldı ki talimat aracılığı ile aldırılan bilirkişi raporuna göre davalı tarafından davacı adına açılmış olan vergi dairesi hesabına ve banka hesabına düzenli ödemelerin yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; acente sözleşmesinin geçersiz ve muvaazalı olduğunun Mahkeme kararları ile kesinleştiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, acente döneminde davacının ödemek zorunda kaldığı ve işverene ait işyerindeki faaliyetten kaynaklanan dava konusu alacakların davacıya ödendiğini davalı işverenin ispat edemediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamındaki yazı, bilgi ve belgelere, kanuna uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamasına, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre kararın usul ve esas yönlerden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 11.04.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı işçinin dava konusu alacaklar ile maddi tazminata hak kazanıp kazanmadığı ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 49, 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 11.04.2023 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.