"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/109 E., 2022/302 K.
DAVA TARİHİ : 02.03.2016
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar brüt 1.953,90 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kamu işçisi statüsünde belirsiz ... sözleşmesiyle davalı Kurumda çalışmaya başladığını, hiç ara vermeden işine devam ettiğini, çalıştığı Vakfın bir kamu kurumu niteliğinde olduğunu, başkanının İlçe Kaymakamı olduğunu, görev yerinin ise Havran Hükümet Konağı olduğunu, çalışmaya başladığı tarihten dava tarihine kadar 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 inci maddesinde yer alan her yıl için birer aylık istihkak tutarında ilave tediye yapılacağı yönündeki hükme rağmen kendisine ilave tediye ödenmediğini iddia ederek ilave tediye alacaklarının ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği yılda iki maaş tutarında ilave tediye alacağının tahsili konusunda Fon Kurulunun 18.12.2015 tarihli ve 7 sayılı kararı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, ... Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar'ın 11 inci maddesinde düzenleme yapılarak ikramiye ödenmesi konulu maddenin "... Personele her yıl Ocak - Temmuz aylarında ödenen ikramiyeler ilave tediye niteliğinde olup personele ayrıca ilave tediye ödemesi yapılmaz" şeklinde değiştirildiğini, her işçinin bağımsız dava açması gerektiğinden dava dilekçesi ekinde sunulan emsal kararlara göre işlem yapılamayacağını, davacı ile müvekkili Kurum arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 3 üncü maddesindeki "... Personele bu ikramiyeler dışında mütevelli heyetince teşvik amaçlı olarak her ne ad altında olursa olsun ayni ve nakdi ödeme yapılamaz" hükmü gereğince davacının talebinin reddedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.05.2016 tarihli ve 2016/151 Esas, 2016/304 Karar sayılı kararı ile; davacının 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye alacağından faydalanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.....2019 tarihli ve 2019/4898 Esas, 2019/14297 Karar sayılı kararıyla davacıya ikramiye ve ilave tediye alacağı adı altında yapılan tüm ödeme belgelerinin incelenmesi ile öncelikle yılda dört defa ikramiye ödemesi ile 2015 yılı Fon Kurulu kararına istinaden ilave tediye niteliğinde bir ikramiye ödemesinin yapılıp yapılmadığının saptanması, şayet bu şekilde bir ödeme yapıldığı saptanıyorsa ilgili yıllara ilişkin ilave tediye alacağının reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03.02.2022 tarihli ve 2020/507 Esas, 2022/40 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/5044 Esas, 2022/5435 Karar sayılı ilâmı ile; 633 sayılı Sosyal Hizmetler Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye dayanılarak “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, ... Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar” hazırlanarak yürürlüğe konulmuş olup, burada yer alan “İkramiye Ödemesi” başlıklı 11 inci maddesinde, personelin her yılın ocak ve temmuz aylarında birer sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödeneceği ve ödenen bu ikramiyelerin ilave tediye niteliğinde olup personele ayrıca ilave tediye ödemesi yapılamayacağı kuralına yer verildiğinden bu Esaslara göre davacıya ocak ve temmuz aylarında ikramiye adı altında yapılan ödemelerin, ilave tediye niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak Yargıtay son bozma kararı uyarınca davalı tarafından ikramiye adı altında yapılan ödemelerin ilave tediye niteliğinde olduğunun kabulü üzerinden dosyada bulunan 20.02.2020 tarihli hesap raporuna bakıldığında davalının zamanaşımı def'i dikkate alınarak 02.03.2011 tarihi ile 01.03.2016 dava tarihi arasında doğmuş olan tediye alacaklarının söz konusu olduğu, yine davalı tarafın sunduğu ikramiye ödeme tablolarına bakıldığında da 2011 yılı dönemi haricinde tüm ödemelerin yapıldığı, davacının 2011 yılına ilişkin brüt 1953,90 TL alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalıya ait aynı işyerinde çalışanların açtığı aynı mahiyetteki davalarda verilen kararlar dikkate alınmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu, davalının zamanaşımı savunması usule aykırı olduğundan bu savunmaya değer verilerek karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri ile 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
A. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
B. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.